200 Bin Kişi Döndü mü?
İdlib Gerginliği Azaltma Bölgesi’ndeki gözlem noktalarına takviye amaçlı çok sayıda tank, zırhlı personel taşıyıcı, ağır silah ve personelden oluşan askeri konvoyu bölgeye gönderen TSK’yı yakından izleyen Hatay, asıl tartışmayı ve sorguyu, il genelindeki sığınmacı sayısı noktasında yaşıyor! Tartışmayı başlatan isim ise Milletvekili Hüseyin Şanverdi!
Türk Silahlı Kuvvetleri, Hatay’a komşu Suriye kenti İdlib başlığında oluşturulan “Gerginliği Azaltma Bölgesi”ndeki gözlem noktalarına takviye amaçlı olarak çok sayıda tank, zırhlı personel taşıyıcı, ağır silah ve personelden oluşan askeri konvoyu, geçtiğimiz günlerde bölgeye, İdlib’in güneyi ve Hama kırsalındaki Zaviye bölgesinde bulunan 10 nolu gözlem noktasına gönderdi. Askeri hareketlilik yanı sıra, artan saldırı ve çatışmaların şiddetinde yerlerinden edilen sivillerin Hatay’ın Suriye sınırında biriktirmeye devam ettiği siviller ise BM ve Türk Kızılayı yardımlarıyla, şimdilik sadece bekliyor! Oldukça zor şartlarda, kendileri için oluşturulan kamplarda kalan on binlerce sivil, sınır tellerine yakın mesafeden Türkiye’yi, Hatay topraklarını izliyor.
İdlib’deki yakınları için konuşan, ismini vermek istemeyen bir Suriyelinin tespitleri oldukça dikkat çekici…
“Sınır telleri mi? Onlar, şimdilik engelliyor. Ama öyle bir zaman gelecek, o teller de durduramayacak tüm o bekleyenleri. Çünkü şimdi bile o kamplarda konuşulan tek şey, güvende olmadıkları gerçeği! Gelen yardımlar, insanları orada tutmaya yönelik. Ama çatışmalar arttıkça, kamplara gelenlerin sayıları artıyor, bu ise şartları giderek daha fazla zorluyor. Tabi, o zaman geldiğinde, sınırı geçenler bizler gibi şehirlere mi transfer edilir yoksa eskisi gibi kamplar mı yapılır, bunu bilmiyorum. Tek bildiğim, bizi burada pek sevmedikleri! Benim insanlarım, ben gibi düşünenler, bir gün geri dönmenin hayalindeyiz. Burada kalıcı değiliz. Ama dönebilmemiz için de, sizlerin yaşadığı güvenli hayatın aynısının orada oluşmasını istiyoruz. Okullar olsun istiyoruz. Hastaneler, dükkanlar, fabrikalar, çalışan insanlar, üreticiler, çiftçiler, yollar, evler… Şu an bunlar yok! Güvenlik ise hiç yok! O yüzden de, İdlib’i kontrol eden silahlar elden bırakılmadığı sürece, hiçbir şey normalleşmeyecek. Siz, olası bir göçten korkarken, bizler, orada bulunan yakınlarımızın hayatından endişeliyiz.”
-MUAMMA!-
İdlib’de bulunan ve bölgeyi kontrol eden silahlı terör örgütlerinin yarattığı çatışma ortamının yeni bir göç hikayesine neden olup olmayacağı henüz net değil. Ancak son günlerin asıl tartışması, Hatay’da kaç Suriyeli sığınmacı var, sorusu! Zira bu konuda son yapılan açıklama, Ak Parti Hatay Milletvekili Hüseyin Şanverdi’den geldi ve o açıklama, şu an süre gelen tartışmanın da fitilini ateşleyiverdi. Niye mi?
-FARKLI!-
Geçtiğimiz gün TBMM Genel Kurulu’nda buna dair yaptığı konuşmasında ‘net rakamlar’ paylaşan Şanverdi, “Sadece 2018 yılı içerisinde Hatay’dan ülkesine dönen Suriyeli sayısı 35 bindir. Hatay’da ikamet eden Suriyeli misafirlerin sayısı abartıldığı kadar olmayıp, Ulusal Adres Veri Tabanı’na göre Suriyeli sayısı, bugün itibarıyla 240.464’tür” dedi.
Oysaki buna dair son açıklama, İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Genel Müdürlüğü tarafından 16 Mayıs 2019 tarihi itibariyle yapılmış, Türkiye’de, biyometrik verileriyle kayıt altına alınan geçici koruma altındaki Suriyeli sayısı İL İL paylaşılmıştı. Bakanlığın, sadece 1 aydan daha kısa bir süre önce verdiği bilgide, Ak Parti Hatay Milletvekili Hüseyin Şanverdi’nin “240.464” şeklinde verdiği rakamın çok üstünde bir sayı paylaşılmış ve Hatay’daki Suriyeli sayısı “426 bin 869” olarak ifade edilmişti.
Mülteciler Derneği tarafından, Bakanlık verileri işaret edilerek paylaşılan rakamlar ile Ak Parti Hatay Milletvekili Hüseyin Şanverdi’nin verdiği rakam arasındaki ‘uçurum’, aradaki farkın ‘ne’ olduğu konusundaki sorulara da cevap arıyor!
-NE OLACAK?-
Hatay’da yaşanan rakamsal karmaşa konusunda Hatay Valiliği bir açıklama yapar mı bilinmez ama, gözler, bu tartışmanın biraz ötesine, sınırın diğer yakasındaki İdlib’e takılmayı sürdürüyor. Zira Mayıs ayının başından bu yana, Rusya ve Şam Yönetimi’ne bağlı uçaklar tarafından vurulan İdlib’e kara harekatında bulunan Suriye ordu güçleri, 9 günde, İdlib’in güneybatısındaki 114 kilometrekarelik alanda bulunan 18 köyü muhaliflerden geri aldı. Bu, bölgede sıkışan silahlı ve radikal grupların baskısını her geçen gün daha fazla hisseden sivillerin hareketliliği ve sınıra yaklaşması demek!
-KONTROL!-
Sıkça sorulan soruların başında, “Suriye’de, kim ne kadarlık bir alanı kontrol ediyor?” geliyor.
Suriye coğrafyasında; Esad rejimi (Suriye Ordusu): 114 bin 670 km², YPG/PKK: 51 bin 867 km², Heyetül Tahrir-i Şam ve ÖSO: 14 bin 35 km², TSK (Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı Harekatı): 9 bin 39 km²’lik alanı kontrol ediyor. Bunu yüzdesel olarak açıklayacak olursak… Esad rejimi ülkenin yüzde 60’ını, YPG yüzde 27’sini, HTŞ ve ÖSO (İdlib) yüzde 7’sini, Türk Silahlı Kuvvetleri ve muhalifler yüzde 5’ini ve geriye kalan yüzde 1’lik çöl bölgesini de IŞİD kontrol ediyor.
-UYUM ŞART!-
Ak Parti Hatay Milletvekili Hüseyin Şanverdi’nin geçtiğimiz hafta, İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Genel Müdürlüğü’nün ise geçtiğimiz ay paylaştığı “Hatay’daki Suriyeli Sığınmacı” sayısına ilişkin rakamların birbiri ile örtüşmeyen farklılığına işaret eden, bu alanda çalışan bir yardım organizasyonunun yetkilisi, asıl sorunun bu olmadığına işaret ettiği tespitinde taraflara şu mesajı verdi:
“Konu, 5 yüz bin ya da 100 bin olmaları değil, ama o mevcut olanların toplum içinde nasıl yaşadığı, nasıl algılandığı, ne kadar dışlandığı ve ne derece kabul gördüğü! Bunları yeterince konuştuk mu? Peki, bu konularda ne yaptık? Onların, kabul edildikleri bir toplum yapısı içinde olmaları adına ne tür adımlar attık? Projeler geliştirdik mi? Etkinlikler yaptık mı? Asıl olan da şu ki… Asıl soru aslında! Kendilerini anlatma fırsatını onlara sunduk mu? Tüm bu soruları cevaplamıyor ya da cevaplayamıyor isek, işte asıl sorun burada! Yoksa İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Genel Müdürlüğü 500 bin demiş, Vekil daha azını söylemiş konusu, sadece ayrıntı! Asıl olanı bizlere kaçırtan, unutturan cilalı ayrıntılar!”
-EKONOMİ!-
Tüm bu tartışma başlıklarının uzağında, Hatay ve diğer illerdeki Suriyeli sığınmacı varlığın ekonomik üretim gücü ise artarak devam ediyor. Geçtiğimiz günlerde bu konuda kısa bir açıklama yapan Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu’nun, “Türkiye’de faaliyet gösteren Suriyeli firmalar, yoğunlukta oldukları iller, faaliyet alanları ve Suriyeli çalışan sayılarına” ilişkin yazılı soru önergesini yanıtladı. Bakan Pekcan, Merkezi Sicil Kayıt Sistemi verilerine göre, 26 Şubat 2019 tarihi itibarıyla en az bir ortağı Suriye uyruklu olan şirket sayısının, 15 bin 159 olduğunu söyledi. Bakan Pekcan, söz konusu şirketlerin en fazla İstanbul, Gaziantep, Mersin, Hatay, Bursa’da, toptan ve perakende ticaret alanında faaliyet gösterdiğini bildirdi.
Bakan Pekcan, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın verilerine göre ise Suriye uyruklu firmalarda 10 bin 46 Suriyeli işçinin istihdam edildiğini belirtti. Pekcan, “Ayrıca 31 Mart 2019 tarihi itibariyle ülkemizde geçerli çalışma izni bulunan yabancı sayısı 96 bin 972 olup, bunlardan 31 bin 185’i Suriye uyrukludur” dedi. -Tamer Yazar-