Hafta ortasında, çarşamba günü, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nü kutladık. Eğer buna
kutlama denilebilirse!
Bu günü kutlamak için özellikle işçi sendikaları günler öncesinden hazırlığa başlamıştı.
Ve doğal olarak da Taksim, başlangıç noktası olarak alınacak idi.
Ama ne gariptir ki, Taksim’de kutlama yapılmasına izin verilmedi.
İzin verilmedi de ne oldu?
Tartışmalar oldu.
Giderim – gitmem denildi.
Girerim – giremezsin denildi.
Böylece 1 Mayıs geçip gitti.
Oysa ki bu gün emek ve dayanışma günü idi.
Bu amaçla kutlama yapılacak, günün önem ve anlamına yakışır sözler söylenecek, şarkılar
terennüm edilecek ve böylece kutlamaklar tamamlanacak idi.
Ama buna izin verilmedi.
Yıllar önce taksim alanında yapılan 1 Mayıs kutlamasında yaşananlar unutulacağına aksine
yeniden hatırlanmak suretiyle karşılıklı çekişme yaşandı.
Bayram olacağına çekişme oldu.
Tatsız bir hava esiverdi.
Öyle olmamalı idi.
Öyle olmasına olanak tanınmamalıydı.
Öyle kutlama olmayacağı bilinmeli ve ona göre adımlar atılmalıydı.
Olmadı, olamadı.
1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü tüm yurtta kutlandı. Çelenkler konuldu. Konuşmalar yapıldı. Bir
yer hariç,
Taksim.
Taksim’de de kutlama yapılsa idi ne olurdu.
Oysaki Anayasa Mahkemesi verdiği kararla, Taksim’de kutlama yapılabileceğini net bir şekilde
ifade etmişti.
Bu karar rağmen Taksim’de kutlama yapılamadı.
Taksim’de kutlama yapılmasına izin verilmedi.
Bunun anlamı, ben Anayasa Mahkemesi’nin kararını tanımıyorum demek olmaz mı?
Yüksek mahkemenin kararına rağmen yasaklama!
Yüksek mahkemenin kararına rağmen yasak ne demek?
Bu duygularla önümüzdeki yıla bakmak istiyoruz.
İnşallah, gelecek yıl, yasakçı zihniyet yerini terk edecek ve Taksim’de de kutlama yapılabilecek.
Böylece tüm yurtta kutlamalar eksiksiz olarak yapılmış olacak.
Neyse.
Olan olmuş ve bir kutlama yılı böylece geçivermiş.
1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü kutlaması eksik de olsa, yapılmış ve geride bırakılmıştır.
Bir kez daha tekrar ediyoruz: Taksim’de kutlama yapılsaydı ne olurdu?
Hiçbir şey olmazdı.
Aksine yıllar öncesinin zihinlerden hala silinmemiş olan olumsuz görüntüsü silinir ve böylece 1
Mayıs, bir bayram havasıyla kutlanmış olurdu.
Diliyoruz ki; önümüzdeki yıllarda yasaklar kalkar ve tüm ülkede huzurlu kutlamalar yapılır.
Anayasa Mahkemesi’nin kararı dinlenir.
Bu karar doğrultusunda adımlar atılır.
Gerçek bir kutlama yapma imkanı elde edilir.
İşte bu duygularla dolu olarak, dün kutladığımız 1 Mayıs’ı bundan sonraki yıllarda da çoşku içinde
kutlarız.
Diliyoruz, umuyoruz ve bekliyoruz.
Taksim’de neler olacak?
Gerekirse ilerleyen günlerde bunu da işleriz.