Bu Kadarı Yeter mi?
Bir kentin ana meydanını düşünün… Neredeyse tüm resmi törenlerin yapıldığı, önemli kutlamaların start aldığı, Vali’sinden Belediye Başkanı’na önemli isimlerin ağırlandığı… Peki, eldeki Anıt Alanı ne halde? Hele ki gece ne halde?
Stratejik kent yönetim süreçlerinde izlenmesi gereken çok yol vardır, ama sorulan sorular genelde aynıdır! Mesela… Neredeyiz? Nereye gitmek istiyoruz? Gitmek istediğimiz yere nasıl ulaşabiliriz?
Başarılarımızı nasıl takip eder ve değerlendiririz?
‘Marka Kent’ diye başlayıp bitiremediğimiz konuşmaların coğrafyasında bu soruların cevaplarını, bu Anıt Alanı’nın hemen yanı başında makam koltukları ve konutları olan kent idarecilerine soralım mı? Ama sorarken de, kent markalaşmasının karmaşık bir konu olduğunu ve bu karmaşıklığın da birtakım zorlukları beraberinde getirdiğini kabul edelim. Ama bu karmaşık düzeni yönetmek için tekdüze bir yönetimin yetersiz kalmasının kaçınılmaz olduğunu da!
-2 YETİYOR MU?-
Antakya Cumhuriyet Anıtı’nın olduğu yeri aydınlatmaya çalışan bizlerin 10 lambadan 2’si ile idare ediyor olmamızın cevabını tam da bu noktada kim vermek ister? Kırık dökük bu aydınlatma çabasının ‘ısrarında’ durmamızın sebebini kim açıklamak ister? Yıllardır devam eden bu sorunu onlarca metre yukarıda tutarak gözlerden kaçırdığımızı düşünenlerin mantığı nedir? Cevap var mı?
-İMAJ ÖNEMLİ Mİ?-
Bu soruya cevabı, “Stratejik Kent Yönetimi ve Kent Markası Oluşturma Süreci” noktasında oldukça dikkat çeken bir araştırma ortaya koyan Halim Emre ZEREN cevaplasın…
“Kent imajı kavramı, kent markası yaratma sürecinde stratejik bir öneme sahiptir. Çünkü kent imajı insanların şehre ilişkin algılama ve izlenimlerinden oluşmaktadır. Hedef kitle üzerinde olumlu olması istenilen imajın yaratılması rekabet avantajı ve sürdürülebilir bir gelişim sağlayacaktır.
İmaj, şehrin gerek iç gerekse dış olmak üzere tüm hedef kitlesi açısından önem taşımaktadır. Turizm açısından olumlu bir şehir imajı, şehre uluslararası boyutta avantajlar sunacaktır. Daha çok turizm amaçlı müşterinin şehri ziyaret edebilmesinde şehrin çekici bir imaja sahip olmasının rolü büyüktür. Ziyaretçilerin karar alma sürecinde, objektif bilgilenme düzeyi, sahip olduğu izlenimler, ön yargılar, hayaller, beklentiler, duygu ve düşüncelerden oluşan imajın belirleyiciliği söz konusudur. Turizmle ilgili istatistikler kaba ölçüler içinde birbirlerine denk ülke ya da bölgelere yönelen turizm talebinin farklılıkları konusunda ilginç sayılar ortaya koymaktadır. Her üçü de Akdeniz ülkesi olarak aynı iklime sahip olmaları, benzer çekiciliklere sahip bulunmalarına rağmen, İspanya’nın Yunanistan’dan altı Türkiye’den ise dokuz kat daha fazla turist çekebilmesinin nedenleri sahip oldukları özgün
koşullardan öte sahip oldukları imajdan kaynaklanmaktadır.”
Peki, bu son fotoğrafın bizim imajımıza eklediği nedir? Eklediği ile kazandığımız nedir? Peki ya kaybettiklerimiz! -Tamer Yazar-