Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

1000 gün sonra iktidara 300 soru

6 Şubat depremlerinin üzerinden tam 1000 gün geçti. Emek Partisi

6 Şubat depremlerinin üzerinden tam 1000 gün geçti. Emek Partisi Milletvekili Sevda Karaca ve Adalet Peşinde Aileleri Platformu, hazırladıkları dosyayla hükümete 300 kritik soru yöneltti. “Bu 1000 gün; adaletsizliğin, ihmalkârlığın ve unutturma politikalarının simgesi oldu” denilen açıklamada, özellikle Hataylı depremzedelerin yaşadığı sorunlara dikkat çekildi.

6 Şubat 2023 tarihinde yaşanan ve 53 binden fazla kişinin hayatını kaybettiği büyük depremlerin üzerinden 1000 gün geçti. Bu acı dönüm noktasında, Emek Partisi Gaziantep Milletvekili Sevda Karaca ile Adalet Peşinde Aileleri Platformu, “Depremin 1000. Gününde 300 Soru” başlıklı kapsamlı bir dosya hazırlayarak hükümete sundu.

Açıklamada, “Depremin ardından ‘yaraları sarıyoruz’ diyenler, kentleri rant sahasına çevirdi. Halk barınma, sağlık ve eğitim gibi temel haklardan mahrum bırakıldı. Toplanan yardımların akıbeti hâlâ bilinmiyor. DNA eşleşmesini bekleyen aileler adalet arayışını sürdürüyor” ifadeleri yer aldı.

Hatay’dan Yükselen Ses: “Bizi Unutmayın”

Dosyanın en dikkat çekici bölümü, depremden en çok etkilenen illerden biri olan Hatay’a ayrıldı. Vatandaşların yaşam koşulları, barınma sorunları ve konteyner kentlerdeki çaresizlik maddeler halinde sıralandı.

Hataylı depremzedeler, “1000 gün sonra hâlâ konteynerde yaşıyoruz” diyerek hükümete şu soruları yöneltti:

Konteyner alanları neden boşaltılmak isteniyor? Kiracılar ve günübirlik işçiler nereye gidecek?

AFAD’ın ödeneksiz kaldığı ve temel hizmetleri veremediği iddiaları doğru mu?

Yardımlar ve Dünya Bankası kredileri nerelere harcandı? Kalem kalem açıklanacak mı?

Konteynerlerdeki güvenlik zafiyeti, kadın ve çocukları neden koruyamıyor?

Bakanlıklara Yöneltilen Sorular: “Kimler Zenginleşti, Kimler Unutuldu?”

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na Rezerv alan ilan edilen bölgelerde halkın mülkiyet hakkının yok sayıldığı iddiaları dosyada yer aldı. Milletvekili Karaca, şu soruları yöneltti:

Depremzedelerin sağlam evleri neden “riskli alan” gerekçesiyle yıkıldı?

Rant ihaleleriyle hangi şirketler zenginleştirildi?

Yeniden inşa sürecinde depremzedeler neden dışlandı?

Sağlık, Millî Eğitim ve Aile Bakanlıklarına

Deprem bölgelerinde sağlık hizmetlerinin yetersizliği, eğitimde eşitsizlik ve kadın-çocuk güvenliği konuları ele alındı. Sorular arasında şunlar öne çıktı:

Neden hâlâ konteyner sınıflarda eğitim veriliyor?

Kadınlar ve çocuklar için güvenli alanlar neden oluşturulmadı?

Sağlık çalışanlarının bölgeye dönüşü için ne tür önlemler alındı?

Çalışma, Hazine, Tarım ve Kültür Bakanlıklarına

Deprem bölgelerinde istihdam ve üretici desteği konularında büyük eksiklikler olduğu vurgulandı. Dosyada şu sorular dikkat çekti:

Depremzedelere yönelik istihdam projeleri neden hayata geçirilmedi?

Tarihi yapılar neden korunmak yerine imara açıldı?

Kültürel mirasın korunması için hangi adımlar atıldı?

İçişleri ve Ulaştırma Bakanlıklarına: “AFAD ve Altyapı Neden Çöktü?”

İçişleri Bakanlığı’na yöneltilen soruların odağında, AFAD’ın bütçesi ve geciken afet konutları vardı.

Afet konutlarının teslimi neden 2028’e ertelendi?

Geçici barınma ödeneği neden yetersiz kaldı?

Yeni bina ihalelerine neden öncelik veriliyor?

Ulaştırma Bakanlığı’na ise her depremde çöken iletişim altyapısı soruldu:

Türk Telekom neden kamulaştırılmadı?

Altyapı yetersizken yöneticilere neden ödül verildi?

Meclis’e Yöneltilen Eleştiriler: “Denetim Nerede?”

TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’a da sorular yöneltildi. Dosyada, “Meclis denetim görevini yerine getiriyor mu?” sorusu öne çıktı.

Muhalefetin verdiği 237 önergeden sadece altısının yanıtlanması, Meclis’in işlevsizleştirildiğinin göstergesi değil mi?

Denetim eksikliği halkın bilgiye erişimini nasıl engelliyor?

Hatay’da Bitmeyen Çilesiyle Depremzedeler

Hatay halkı, konut maliyetlerinin belirsizliği, kamulaştırma uygulamaları ve doğal alanların talanı nedeniyle büyük endişe içinde.
“Hatay’ı inşa ediyoruz” söylemine karşın, vatandaşlar “Kim ihya ediliyor?” sorusunu yöneltiyor.
Zeytinliklerin ve tarım alanlarının betonlaşması, Antakya’nın tarihi mirasının yok edilmesi eleştiriliyor.

Vatandaşların soruları açık ve sert:
“Kentin kimliği, kültürü ve doğası yok edilirken, biz hangi Hatay’da yaşayacağız?”