1000 seneden çok daha yaşlı… Peki, niye marka değil ?

Hatay’ın Payas ilçesine gidip de 2. Selim Külliyesi’nin içinde adımlayanlar, karşılarına çıkan 1357 yaşındaki zeytin ağacının hala meyve veren dallarının gölgesinde oturmanın ayrıcalığını yaşıyor. Peki, Payas, bu değeri neden markalamıyor, meyveleri bu ‘marka’ değeri noktasında neden kullanmıyor? Coğrafi işaret ve ‘marka’ değerleri noktasında durup da tartışmasını dünden bugüne sürdüren Hatay’ın Payas ilçesi, bu tartışmaların belki […]

Hatay’ın Payas ilçesine gidip de 2. Selim Külliyesi’nin içinde adımlayanlar, karşılarına çıkan 1357 yaşındaki zeytin ağacının hala meyve veren dallarının gölgesinde oturmanın ayrıcalığını yaşıyor. Peki, Payas, bu değeri neden markalamıyor, meyveleri bu ‘marka’ değeri noktasında neden kullanmıyor?

Coğrafi işaret ve ‘marka’ değerleri noktasında durup da tartışmasını dünden bugüne sürdüren Hatay’ın Payas ilçesi, bu tartışmaların belki de çok uzağında çok yaşlı bir ‘marka’ya ev sahipliği yapıyor. Ancak on yıllardır bir kenarda duran, belki de unutulan bu ‘marka’ değeri, kendi sessizliğinde fark edilmeyi bekliyor.
-TESCİLLİ AĞAÇ-
Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Kurulu tarafından 1976 yılında “anıt ağaç” olarak tescillenen ve Payas Belediyesi tarafından son yapılan bilgi paylaşımına göre, yılda ortalama 300 kilo kadar ürün vermeye devam eden Zeytin ağacının marka değerinin sorgulanması ve değerlendirilmesi gerektiğini söyleyenler net bir noktada buluşuyor:
“Tarihi ağacın bakımını külliye

çalışanları ve caminin imamı yapıyormuş söylenenlere göre. Ancak burada dikkati çeken zeytin ağacının yaşı değil ya da hala meyve veriyor oluşu da değil. Ama, yılda 300 kilo zeytin verebilen böylesi bir değerin neden ‘yağ’ olarak şişelenmediği ya da ‘sofralık’ olarak paketlenmediği… Ele geçmeyecek bir şey bu. Ama farkında bile değiliz. Düşünsenize böyle bir şeyin yapıldığını! Bin seneden daha yaşlı bir zeytinin yağının şişelendiğini ve üzerine de ‘1357 yaşında ve hala çok lezzetli’ diye yazıldığını. Bu, oldukça başarılı bir marka sürecini de beraberinde getirir. Hayal gibi geliyor belki ama, değil. Dünyada öylesine akla gelmeyecek girişimcilik örnekleri var ki, bu da bence onlardan biri olabilir.”
-MEYVELER TOPLANMIYOR!-
2. Selim Külliyesi ve avlusundaki ‘anıt ağacı’ görmek için yurt içi ve dışından çok sayıda turistin ilçeye geldiği söylenirken, konuya ilişkin olarak Payas Belediyesi ile de görüşmelerimiz oldu. Basın biriminden bizlere verilen bilgi ise oldukça net ve oldukça dikkat çekici:
“Belediye Başkanımız, zeytin ağacı meyvelerinin toplanmasını istemiyor. Çünkü bu bir anıt ağaç ve öyle kalması uygun görülüyor. Meyveler, her hangi bir şekilde o yüzden değerlendirilmiyor.”
Eldeki bu son ‘resmi’ yorum, ’10 metre boy, 8 metre taç genişliği ve 1 metre gövde’ çapına sahip ağaç için ‘neden markalama çalışması yapılmıyor’ diyenleri hayal kırıklığına uğratsa da, konunun, Hatay Valiliği nezdinde değerlendirmeye tabi tutulabileceğine işaret edenler yok değil.
-HİKÂYESİ-
Bugün 1357 yaşında olan zeytin ağacı için anlatılan hikâye ise dinleyenleri keyiflendiren detaylara sahip. Denilene ve anlatılanlara göre; Yavuz Sultan Selim’in Kaptan-ı Deryası ve Sadrazamı Sokullu Mehmet Paşa, Mercidabık Savaşı ile Osmanlı topraklarına katılan Payas’a külliye yapılması için 1574’te Mimar Sinan ve Hassa mimarlar teşkilatına talimat verir. Adana-İskenderun yolunda, külliyenin inşa edileceği 15 dönüm zeytin bahçesindeki ağaçlar, biri dışında kesilir. Padişah 2. Selim’in buyruğuyla, Sarı Selim Camisi bahçesindeki ağaca ise kutsallığın, bereketin ve barışın simgesi olduğu için dokunulmaz. Bu nedenle bugüne kadar hayatta ve ayakta kalabilen yaşlı ağaç, Hünkar Zeytini’ olarak anılır.
Tamer Yazar

Exit mobile version