Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

12 Uluslararası İşçi Filmleri Festivali

‘CESARET’ sloganıyla, Antakya’da! 12.Uluslararası

‘CESARET’ sloganıyla, Antakya’da!

12.Uluslararası İşçi Filmleri Festivali Antakya ayağı, ‘Babamın Kanatları’ adlı filmle perdelerini bu yıl Konak Sineması’nda gerçekleştirilecek olan Gala ile aralıyor.Filmlerin ücretsiz izlenebileceği Festival’in bu seneki sloganı mı? ‘Cesaret Bulaşıcıdır…’

Türkiye ve dünyanın dört bir yanından, emekçilerin yaşamlarını ve mücadele deneyimlerini izleyicilerle buluşturmayı, ülkemizde işçi filmi üretimini özendirmeyi amaçlayan 12.Uluslararası İşçi Filmleri Festivali Antakya’da da start alıyor. Festival, 23-24-25 Aralık tarihlerinde çok sayıda filmi seyircisi ile buluşturacak.
-ZENGİN PROGRAM-
Festival’in zengin programı içinde yer alacak filmlere dair açıklama şöyle:
“12. Uluslararası İşçi Filmleri Festivali’nde içinde cesaret olan filmlerden oluşan bir seçki hazırladık. Festival süresince; Karagözle Hacivat’ın din bezirganlarına karşı cesaretini, Ken Loach’un yeni filminde Daniel Blake’in çürüyen sosyal devlete karşı cesaretini, Ana Yurdu’nda bir kadının taşra muhafazakarlığına karşı cesaretini,
Babamım Kanatları’nda şirketin önerdiği ölüm diyetini reddeden işçi eşinin cesaretini, Maho Ağa’ya karşı Kibar Feyzo’nun cesaretini, Zafere kadar Devrim filminde Filistinli devrimcilerin cesaretini, Demirden Ay’da Çinli şair işçilerin cesaretini, Major’da Stonewall’un siyahi cesaretini, Türkiye’de ilk defa gösterilecek Adalen 31’de İsveçli işçilerin cesaretini, Merci Patron’da Fransız işçi ailesinin cesaretini, Dokunuş’ta gericilere karşı Aziz Nesin’in cesaretini, Tahir Elçi’nin onu ölümün üzerine yürüten cesaretini ve Halkın Sanatçısı Yılmaz Güney’in Umut, Arkadaş, Sürü, Yol ve Duvar’daki cesaretini izleyeceksiniz. Filmlerde de gerçek hayatta da diktatörlerin her zaman korkulardan beslendiği görülecektir. Halk, bu korku duvarını aştığında ise hiçbir diktatör ayakta kalamamıştır. Biz, bu korku duvarına perdemizi gerip üzerine cesaret temalı filmleri yansıtacağız. Bize katılmak ister misiniz?”
-NEDEN CESARET?-
Festival Koordinatörü Önder Özdemir, Festival’in neden ‘”Cesaret Bulaşıcıdır” teması ile düzenlendiğine dair şunları söyledi:
“Cesaret bulaşıcıdır sözünü ilk defa Wikileaks’ten duyduk. 2006 yılında kurulan ve ‘Kral çıplak’ diyerek yüz binlerce ABD gizli servis dokümanını açıklayan ünlü Wikileaks internet sitesinin sloganı, ‘courage is contagious’, yani ‘cesaret bulaşıcıdır’ idi. Kurucusu Julian Assange’in bulaştırdığı cesaret daha sonra Edward Snowden’in birçok gizli servis dokümanını sızdırması ile herkesi her yerde gözetleyen ‘Büyük Birader’i ortaya çıkardı.
2014 yılında, ABD’de, Harvard Üniversitesi’nde, dönemin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e ‘Türkiye’de insanlar ölürken geceleri nasıl uyuyorsunuz?’ sorusunu soran Emrah Altındiş’ten aynı sözü duyduk. Hürriyet Gazetesi’ndeki röportajında ‘cesaret bulaşıcıdır’ diyor ve ‘bugün olsa aynı şeyi tekrar yaparım’ diye ekliyordu.
Daha sonra HDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş’tan duyduk bu sözü. 4 Kasım’dan beri Edirne F Tipi Cezaevi’nde tutuklu bulunan Selahattin Demirtaş, ‘Korkuya hayır demeye davet ediyorum. Cesaret bulaşıcıdır. Kürt, Türk, Alevi, Sünni, AK Parti’li, CHP’li, MHP’li ve HDP’li demeden el ele verip cesareti birbirimize bulaştıralım. Emin olun ki, iyilik kazanacak, hepimiz kazanacağız’ demişti.
Cumhuriyet Gazetesi’nin tutuklu gazetecileri, KHK’lerle işlerinden olan akademisyenler, OHAL yasağını delen kadınlar, tutuklamalara rağmen kahvehanelerde laiklik talebini dile getirenler, referandum için HAYIR meclislerinde örgütlenerek yoksul mahalleleri arşınlayanlar birbirlerine cesaret bulaştırarak ‘varız’ demeye devam ediyorlar…
Ülkemizde baskılar, gözaltılar, hapisler, sansür sürerken, 4-5 Şubat 2017 tarihlerinde Türkiye’nin 20 ilinden gelen festival düzenleyicileri ve sinema yazarı, bağımsız sinemacı dostlarımızla bir çalıştay düzenledik. Çalıştayda birçok konuya değindik ve çok önemli kararlar aldık. Baskı, şiddet, diktatörlük koşullarında sanatın ve özel olarak sinemanın mücadeledeki, direnişteki rolünü konuştuk. Koşullar ne kadar zor olursa olsun, her koşulda festivalimizi sürdürmeliyiz dedik. Bugün cesareti daha da büyütmeye ihtiyacımız olduğunu gördük.
Ve 12. Uluslararası İşçi Filmleri Festivali’nde içinde cesaret olan filmlerinden oluşan bir seçki hazırladık.”
-FESTİVAL SÜRECİ-
23 Aralık Cumartesi günü Antakya Konak Sineması’nda ‘Babamın Kanatları’ adlı filmin saat 19.30’daki gösterimi ile start alacak olan İşçi Filmleri Festivali’nin bu ilk filmi; Menderes Samancılar, Musab Ekici, Kübra Kip ve Tansel Öngel’i seyirci ile buluşturacak. Festival, 3 gün boyunca ‘cesaret’ demeye devam edecek.
Film’de, ölümcül bir hastalığa yakalandığını öğrenen inşaat işçisi İbrahim için yaşamdaki en değerli şey uzaktaki ailesidir. Yeğeni Yusuf ise yükselme hırsıyla dolu genç bir işçidir ve amcasının durumunu anlamaktan uzaktır. Çalışma şartlarının giderek zorlaştığı bu toplu konut şantiyesinde kendini giderek daha değersiz hisseden İbrahim’in zihninde şu soru daha belirgin hale gelir: Geride ailesine yaşamı mı, ölümü mü bırakacaktır?  -Tamer Yazar-