Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

13 basamaklı beton merdivende

Ne ‘açıklama’ var ne

Ne ‘açıklama’ var ne ‘çalışma’

14 Kasım 2017 tarihinde yayınlanan haberimizin başlığı, “Taş bir ‘kemer’ mi, ‘köprü’ mü? Unuttuğumuz Roma mı?” olmuş, Antakya ile Defne’nin birleştiği noktada yer alan taş köprünün hikâyesine indirilen beton merdiveni sorgulamıştık! Peki, o hikâyenin neresindeyiz?

Düne dair haberimize başlarken, “Antakya ile Defne’nin birleştiği noktada, eski Roma topraklarının hemen orta yerinde, ana caddeye bakan ara bir sokağın hemen ucunda, sessiz, sakin, ama bir o kadar da yorgun bekleyen taş bir kemer (köprü) var… Dün’e ekli bedenine ‘beton’ bir merdiven indirdiğimiz hani… Bildik mi? Yoksa unuttuk mu?” diye yazmış, ama sormuştuk da… “Cehennem nedir? Bence o, sevmeyi başaramamaktan dolayı acı çekmektir, demiş, Dostoyevski. Eski Roma topraklarının dünya markasını bugün her karış toprağında ve o her karış toprağından çıkan ‘dün’ ile taşımaya devam eden Antakya’nın çektiği acı da buna mı dair? Yeterince sevilmemesinden mi? Eldekilerin terk edilmesi de bundan mı? Terk edilenlerin yok oluş hikâyelerinin biriktiği bugünden sarkanlar da tam olarak bu mu?”
Bugüne eklenen sorunun ‘aynılığında’ merak edilen şey, haberimiz üzerine Müze’den gelen yetkililerin yerinde tespit ettiği ve ‘beton merdiven’ şaşkınlığında ‘düzeltilecek’ dediği noktada henüz hiçbir şeyin değişmemiş olması!
-TESPİT SONUCU!-
Haberin yayınlanmasının ardından Hatay Arkeoloji Müzesi’nden ilgili uzmanların eşliğinde ‘taş köprüde’ ve köprüye inen ‘beton eklentide’ inceleme yapılmış, gereken düzeltmenin yapılması noktasında ifadeler kullanılmıştı. Ancak, aradan geçen 2 ay-21 gün sonra ‘ne oldu’ diye soralım mı? 84 günlük sürede, tarihi taş köprüye indirilen 13 basamaklı beton ‘yanlışın’ yazışmalarında ‘neredeyiz’ diye de ekleyelim mi?
Ama bugünün sorularını sıralarken dünün sorularını da unutmayalım!
Sahi, kaçımız biliyor burayı? Asıl olarak da, Müze yönetimi ya da İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü biliyor mu? Sahi, bilmemeleri mümkün mü? Bildiklerini varsayalım mı? O zaman eldekinin ‘Roma’ fısıltısında neden hiçbir haritada yok burası? Üzerinden geçirilen demir boruyu buraya döşeyenlerin kalabalığını ve o çalışmanın gürültüsünü nasıl oldu da fark edip müdahale etmemişler peki? Tarihi kemerin (köprünün) hemen yanı başına resmi araçlarla dökülen ‘molozların’ kiri bunca yıldır birikmişken, onları bu noktadan uzak tutan nedenler ne olmuş? Vatandaşın ulaşım derdine çözüm diye dökülen beton merdivenin 13 basamağı bu taş yapının bedenine indirilirken, neredeymişler? Ne yapmışlar? Asıl olarak da, ‘niye’ bir şey yapmamışlar? -Tamer Yazar-