15 Temmuz Tekel mi Oluyor?

İyi günler sevgili okuyucu. 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Bayramı, ülkedeki tüm dinamikleri, iktidar ve muhalefettekileri, yanlı ve yansız herkesi kucaklıyor mu? Bu yıl yaşanan olaylara baktığımızda, 15 Temmuz Bayramı’nın bir grup ve bir kitle tarafından tutucu bir şekilde sahiplenilip tekelleştiğini gözlemliyoruz. Bu ülkede, sağcısı da solcusu da darbelerden çok çekmiştir. Aklı başında olan […]

İyi günler sevgili okuyucu.

15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Bayramı, ülkedeki tüm dinamikleri, iktidar ve muhalefettekileri, yanlı ve yansız herkesi kucaklıyor mu? Bu yıl yaşanan olaylara baktığımızda, 15 Temmuz Bayramı’nın bir grup ve bir kitle tarafından tutucu bir şekilde sahiplenilip tekelleştiğini gözlemliyoruz.

Bu ülkede, sağcısı da solcusu da darbelerden çok çekmiştir. Aklı başında olan her Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı darbeye karşıdır. Darbenin her türlüsünün, ülkeyi karanlık bir geleceğe sürüklediğini bilmeyen yoktur. O yüzden, 15 Temmuz darbe girişiminden sonra bu darbe girişimiyle ilgili hak ve hukuk arayışı içinde olan çok geniş bir kitle, özünde aynı yerde durmakta ve aynı yöne bakmaktadır.

Ancak maalesef AKP yanlıları, iktidarın temsilcileri, bu özel günü ve bugün dolayısıyla verilen mücadeleyi kutuplaştırmak, kendilerini tek muhatap göstermek için çaba sarf ediyor. İstanbul’daki törenlerde, Ankara’da ve ülkenin dört bir yanında gerçekleşen anmalarda, muhalefetin temsilcileri, devletin seçilmiş yöneticileri yuhalandı. CHP Genel Başkanı’ndan İstanbul Belediye Başkanı’na kadar birçok siyasi, adeta düşmanmışçasına yuhalandı ve bu yuhalanmalara, bu sözüm ona linç kültürüne yönelik AKP’den ya da Cumhurbaşkanından en ufak bir eleştirel açıklama gelmedi. Bu doğru mu? Doğru bir kucaklaşma ya da birlik beraberlik tablosu mu?

Ülkeyi, ‘bu bayram benim, öteki bayram senin’ diye ikiye ayırmak kime ne hayır getirecek?

Devleti temsil eden seçilmiş kişilerin, tasması kimlerin elinde olduğu çok iyi bilinen militan serserilerce yuhalatılması, ülkeye yakışan bir görüntü mü? Bu yuhalamalara neden hiç ses çıkarılmıyor ve aslında alttan alta destekleniyor? Düşünsenize, aynı anmada Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan alkışlanıyor, hemen yanındaki CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ismi anıldığında yuhalanıyor. Peki, tam tersi olsa, orada görevli güvenlik güçleri nasıl bir tutum içinde olur? Söyleyeyim… Yuhalayanlara müdahale edilir ve bu davranış engellenir.

Bir kutlamada, bir anmada ya da bir törende, meydanı dolduran izleyiciler güvenlik güçlerince mercek altındadır. Bırakın yuhalamayı, elini kolunu sallasa bile hemen tespit edilip müdahale edilir. Oysa söz konusu tepki ve yuhalama muhalefete yapıldığı zaman kimse görmüyor bu kişileri. Ne garip! İnandırıcı mı? Elbette değil.

Bazen, bu yuhalamacıların önceden görevlendirilmiş sivil militanlar, ajanlar olduğunu düşünüyorum. Nerede ne yapacakları önceden bir ev ödevi gibi bunlara veriliyor gibi. Bu ülke provakatörlerden çok çekti. Ama nedense hiç dersler alınmadı. Demokratik kültür seviyemiz hiç yükselmiyor. Hep diplerde, yerlerde sürünüyor diye düşünüyorum.

Uzun lafın kısası şudur. Eğer ülkeyi ‘ben ve onlar’ diye yönetmeye kalkarsan, sen varken bayram olan, sen yokken sıradan bir gün haline gelir. Oysa bayramlar, iktidarlar değiştikçe değişen günler olmamalı. Ama bu ayrıştırıcı yapı devam ederse, 15 Temmuz’un geleceği için iyice kafa yormak zorunda kalınacak gibi. Bizden söylemesi.

İyi çalışmalar.

Exit mobile version