Bir kepaze kanalı ya da gazetemsiyi bir süre izlemeye katlanabilmeniz bile gösterir, halkımızın başına getirilen belalar göstere göstere yapılan ahlaksızlıklardan.
Son ya da yeni örnek. Balıkesir 6.1 şiddetinde depremle sarsılınca, yapı yerle bir olmuş. Beşi şanslıymış, çıkarılmış. Biri çıkarılamıyor. Duyan varsa üç defa vursun, diye bağırılıyor… Yanıt yok. Uzgör kanalı sıradan, her günkü olay atmosferinde büyük habercilik yaparken, bakın tek ölümden başka zarar yok demeye getiriyor. Genç profesöre bağlandılar. Konuşuyor. “Her yerde plan, eğitim, tatbikat var. Her şey çok güzel ve yolunda…” Yapı yerlebir… Neden diye sormaktan kaçınıyor pref…
Öyle bir yalan algı üreticileri ki Türkiye’de ne İstanbul, ne Düzce, defalarca Erzincan, Varto, Van, Hatay… depremi olmuş. Her şey tıkırında. Vicdan taşıyan böyle konuşmaz.
17 Ağustos 1999’da da korkunç yıkım, can yitimi yaşandı. Anlatılır gibi değil. Binlerce insan… Gelmiş geçmiş yönetimler hasımlarını yok etmenin her yöntemini uyguladılar ama depremlerin “etkisiz” kılınmasına hiç çaba göstermediler. Demokrat Parti, Adalet Partisi, CHP – MSP koalisyonu, MC koalisyonları, ANAP… Nereden biliyoruz değil mi? Sonuçlardan biliyoruz. Ölen binlerce insan. AKP ise bu aymazlığa tüy dikti. ANAP ile arsızlaşan “tapu tahsis belgesi” oy rüşveti, AKP’nin düzenbazlığında “imar barışı,” “imar affı” ahlaksız teklifine dönüşerek “hız kesmeden” yoğunlaştı.
6 Şubat 2023 depreminin acıları bu rüşvetlerin sonucudur. Evet, kanıtlı gerçek, yönetimler vicdansız. Seçilsinler diye listeye yazılanların, delegelerin seçmenle ilgileri yok. Ülkenin altından gir, üstünden çık. Adaylık harcamasını geri almanın yollarını dene. İş rakip et. Birkaç yıl içinde emekli ol. Genel başkana güzellemeler çek. Bundan iyisi Şam’da kayısı. Depremmiş, elli yıl sonra ölecek de insanımızmış. Boş versene.
Çözüm şu:
* ilk iş tüm partilerde varolan düzen kaldırılıp seçmenle parti iradesinin, delegenin doğrudan ilişkisi sağlanmalı.
*Depreme karşı güçlendirme çalışmaları devlet payı destekli biçimde banka sektörüne bağlanmalı ödünsüz izlenmelidir.
*Suistimal etmeye yeltenen yurttaş, memur, müteahhit, teknik eleman ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılacak biçimde yasa düzenlenmeli. Bu zorunluluktur. Cezalandırılmama algısı ya da gerçeği silinmelidir.
*Her düzeyde okullarda ve kurumlarda eğitim ve deneme süreklileştirilmelidir.
Depremlerde, 17 Ağustos 1999 depreminde yitirdiğimiz, binbir dertle sağ kalan insanlarımızı sevgiyle anıyorum.
YORUMLAR