2 Temmuz 1993, Sivas 29 Haziran 2017 Antakya

Her toplumun geçmişinde yaşanan acı olaylar vardır. Her toplumun geçmişinde utançla anılacak, bir daha asla tekerrür etmesini istemeyeceği acılı olaylar vardır. 2 Temmuz 1993 Sivas Katliamı, Maraş Olayları, Çorum Olayları, 15 Temmuz Kanlı darbe girişimi. Ankara Garı Katliamı… aklıma ilk gelen ve ülkemizin yaşadığı acılı günlerinin birkaçı. Yarın, 2 Temmuz, kuşaktan kuşağa anlatılacak bir acının, […]

Her toplumun geçmişinde yaşanan acı olaylar vardır.

Her toplumun geçmişinde utançla anılacak, bir daha asla tekerrür etmesini istemeyeceği acılı olaylar vardır.

2 Temmuz 1993 Sivas Katliamı, Maraş Olayları, Çorum Olayları, 15 Temmuz Kanlı darbe girişimi. Ankara Garı Katliamı… aklıma ilk gelen ve ülkemizin yaşadığı acılı günlerinin birkaçı.

Yarın, 2 Temmuz, kuşaktan kuşağa anlatılacak bir acının, bilincimize kazıdığı kara günlerden biri.

Bundan 24 yıl önce, 2 Temmuz 1993 günü, Sivas’ta ozanlar, sanatçılar yakıldı. Aralarında on yaşında çocuklar vardı.

Bu insanlar Cumhuriyetimizin temellerinin atıldığı Sıvas’a kavgaya değil, Anadolu kültürünü yaşamaya ve yaşatmaya gelmişlerdi. Türkülerini söylemeye, semaha durmaya; birikimlerini paylaşmaya gelmişlerdi.

Halep çarşısında Nesimi’nin derisini yüzen, Hallac-ı Mansur’u darağacına gönderen zihniyet 35 güzel insanı, 35 güzel canı, diri diri yaktı. Yaşananlar Ortaçağ’da değildi. Yüzyıllar önce değildi… 24 yıl önce, 1993’teydi.

O kırımda yakılan ozanlardan Muhlis Akarsu bakın ne diyor bir deyişinde:
“Akarsuyum yansam da
Kül olup savrulsam da
Bazı bazı gülsem de
Yine gönlüm hoş değil”

Gönlü nasıl hoş olsun ki?

***
29 Haziran Çarşamba günü, Sen Piyer Bayramı’nı kutladık Hıristiyan kardeşlerimizle.

Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir kültür ve tarih birikimi yok.

Antakya insanı anlayışlı, hoşgörülü, barışçıl, sevecen, duygulu..

Anadolu, çağlar geçmiş, bugüne gelinmiş ama uygarlıkları potasında yoğurmuş. Sevgi mayasını katmış, insanın özünü yüceltmiş. İnsanıyla iç içe uygarlık kervanıyla bugünlere gelmiş. Batı’da cadı kazanlarının kaynatıldığı çağlarda, bir Yunus çıkmış, sevgi, barış yaymış. Mevlana, Hacı Bektaşi Veli, Nasrettin Hoca çıkmış, Cemil Meriç, dünya ozanı Nazım çıkmış.

“Birtakım ticari kaygılar gözetilerek, beylik açıklamalarla bir yerleşim biriminde barış inşa edilemez. Barış halklara karşılıklı saygıyla başlar, hoşgörüyle çoğalır.”

2 Temmuz şehitlerini anmaya hazırlandığımız bu günlerde sanırım, 29 Haziran Çarşamba günü ”Dünya sevgi ve barış kenti Antakya’dan verilen mesajı herkes alır.

Exit mobile version