2011 senesinden bugüne devam eden yorucu ve maliyetli bir uygulama sürecinin ardından kent turizmine kazandırılan, Osmanlı çizgileri taşıyan Kurşunlu Han, gelen misafirlerini karşılıyor karşılamasına da, kendi adına onu anlatan tek bir ‘kurumsal’ tabelası bile yok! Peki, ‘niye’ diye soralım mı? Unuttuk mu, yoksa gerek mi duymadık?
Tarihler 2011 senesini gösterirken, restorasyonu gündemde olan, Antakya Uzun Çarşı içindeki Kurşunlu Han için konuşan isim, dönemin Valisi Celalettin Lekesiz olmuştu… “Orayı alıp, Valilik olarak restore ettirip; ipek, defne sabunu üreticilerini, hasırcısını, yani unutulmaya yüz tutmuş el sanatlarımızı yerleştirmeyi düşünüyoruz. Bu projeyi hayata geçirerek, ilimizin unutulmaya yüz tutmuş 50 el sanatına yeniden hayat vereceğiz.” Tarihler 2013 senesini gösterirken, Hatay İl Özel İdaresi tarafından kamulaştırılan Kurşunlu Han’ın restorasyonuna ilişkin proje, Kurul’dan geçmiş ve restorasyonuna da başlanmıştı.
Beklenen, dönemin Valisi Lekesiz’in de ifade ettiği gibi… Kente gelen tüm turistlerin, Antakya Uzun Çarşı’da yapacakları gezintinin ardından, Kurşunlu Han’a gittiklerinde, yöreye özgü tüm ürünleri bulabilecekleri bir ortam yaratmaktı.
-İNADIMIZ NİYE?-
“Bugün bu başarıldı” diyen bir turizmci sürdürsün bundan sonrasını…
“Hatay Valiliği, buraya dair şu bilgiyi verir… ‘Restorasyon ile Kurşunlu Han’ın zemin katında; 23 adet genel amaçlı dükkân, esnaf lokantası, toplantı ve sergi salonu, avlu, bilgilendirme noktası, 1. katında ise yöresel ürün satışı yapan dükkânlar, yöresel el sanatlarının üretiminin yapılabileceği eğitim atölyesi ve kafe yer almaktadır.’ Önce şunu soralım! Bilgilendirme noktası, restorasyon başladığında, hemen giriş kısmındaydı. Ama şimdi orada künefe yapan bir işletme var! Bilgilendirme noktasını aldıkları yeri söyleseler de, biz de bilsek ya da niye kaldırmışlar, sebebini öğrensek! Bir kere ‘avlu’ diye de bir şey kalmamış durumda. Çünkü karşılıklı iki kapı arasında uzanan koridor dışında, avlu tamamen restoranların masaları ile doldurulmuş. Bu da önemli, ama görseli tamamen kapatmışız, ki bu çok daha önemli.
Ama en önemlisi de… 1660 yıllarında Köprülü Mehmet Paşa tarafından yaptırılan, uzun yıllar harabe halde kalmış bir yeri bu son haline kavuşturanlar, neden bu binaya dair bir isim tabelası dışında bir çalışma ortaya koymamış, burayı anlatmamış, hikâyesini dile getirmemiş, susmuş ve öylesine de kullanıma açmış? Tur otobüsleri ile gelenlerin en fazla uğradığı yerlerden birisi burası. Şunu sormak gerekiyor, bu kentin tanıtımı adına milyonlar harcayanlara… Onca parayı harcıyorsunuz, ki bu güzel olan kısım! Peki, gelenlere kendinizi anlatmama inadınız niye?”
-SORUMLU KİM?-
Bu konudaki eksikliği tamamlaması gereken ve Han noktasında kurumsal sorumluluğu taşıyan birim, Hatay Valiliği mi yoksa İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü’mü? Peki, Hatay adına her tanıtım başlığında ‘kent daveti’ yapan bizler, gelenlere kendimizi anlatma konusunda var olan eksiklikleri tamamlamayacaksak eğer, tüm o ‘davetler’ niye, soralım mı? -Tamer Yazar-