Bir yılı daha geride bıraktık. Geride bıraktığımız yılın en belirleyici yönü, ölüm, kan dolu olaylardır.
Yeni yıl nedeniyle çok sayıda dost, arkadaş ve tanıdıktan çok içten duygular ile yeni yıla ilişkin mutluluk, sağlık ve esenlik dileklerini ifade eden mesajlar aldım.
Yeni bir yıl, yeni hedefler, yeni umutlar demek. Yeni bir yıla girerken insanların umutlarını tazelemesi ve birbirlerine mutluluklar dilemesi çok güzel bir duygu.
Tabii günümüzde mutluluğun ölçüsü artık huzurlu olmak, can güvenliği, kimsenin sizin en temel insani haklarınıza müdahale etmemesi ile ölçülür. Bölgemizde akan kan ve gözyaşları, artan çevre kirliliği, küresel anlamda iklim değişimlerinin yol açtığı çevresel etkiler… insanın mutluluğunu gölgeleyen faktörlerin başında gelmektedir.
Bugün yılın ilk ayının ortası. Reina.. Kayseri.. saldırılarının acısı devam ediyor.
Yeni bir yılı karşılarken insanların kendi çaplarında kutlamalar kadar insanca bir davranış olabilir mi? Bu kan niye?
Yeni bir yıla girerken eski yılın değerlendirilmesi, gelecekteki umutlar için veriler çıkarılması güzel bir alışkanlıktır.
İnsanlığın bu güzel alışkanlığını çağdışı düşünceleriyle kirleten yoz zihniyete inat, çağdaş insanlarımız yeni bir yıla coşkuyla girme alışkanlığını sürdüreceklerdir.
“Bilimin ve demokrasinin ışığında üretilmiş, uygulanabilir ve sürdürülebilir projeler” üretmek umutlarımızın mutluluğa dönüşebilmesi için şarttır.
2017 yılının bu ilk günlerinde, size Antakya’mızda kültürün/sanatın iyimser bir tablosunu çizeceğim; geçen yılın acılarını unutmadan…
2016 yılı Antakya için kitaptan sinemaya, tiyatrodan sergiye kadar, sanatseveri, okuru tatmin eden bir yıl oldu bence.
Bence 2016 yılının en önemli iki sanat olayı, Sayın Sinan Seyfittinoğlu’nun büyük bir emekle kaleme aldığı “Antakya’ nın Elli Yılı, Çok iyi Adammış Benim Babam” adlı olağanüstü çalışması. Geçtiğimiz hafta, yılın ilk kitap Fuarı, 10. Çukurova Kitap Fuarı’nda, yapıtı Adanalı kitapseverlere anlatma olanağı buldu. İkinci yapıt, yıllardır eksikliğini duyduğumuz, Prof. Dr. Ataman Demir’in “Çağlar İçinde Antakya” adlı eşsiz yapıtın Dafne Kitap’tan yeni baskısının yapılmasıdır. Bence bu iki yapıt her Antakyalı’nın başucu kitabı olmalıdır. Sayın Demir’in kitabı Antakya Gazetesi’nden temin edilebilir.
Uluslar arası Çukurova Sanat Günleri’nin 10. sunu coşkuyla, terörün gölgesinde gerçekleştirdik. Ekim ayında yine Mersin ve Adana’yla birlikte özgün bir etkinliğe imza attık. “1. Uluslararası Akdeniz Kentleri Kültür Sanat Etkinlikleri” beklediğimizin üstünde ilgi gördü. Etkinlikler kapsamında 2016 Altın Defne Edebiyat Ödülü’nü Sayın Sabahattin Yalkın ağabeyimize sunduk. Hacimli Sabahattin Yalkın kitabı Hatay Büyükşehir Belediyesi’nin katkılarıyla Güney Rüzgarı Yayınları’ndan çıktı. İlgisinden dolayı Hatay Büyükşehir Belediye başkanımız Doç. Dr. Lütfü Savaş’a yürekten teşekkür ediyorum.
Yayıncı, Şair dostum Sayın Enver Ercan’ın Antakya’mıza kazandırdığı 1. Altın Defne Genç Şiir Ödülü’nün ilki hemşerimiz Sayın Dolunay Aker’e verildi.
Ödüllerimiz 2017’de devam edecek.
Gerek Çukurova Sanat Günleri’nde gerekse 1. Akdeniz Kültür Kentleri Kültür Sanat Etkinlikleri’nin her aşamasında Defne Belediye Başkanımız Sayın Dr. İbrahim’in çok büyük katkıları oldu. Diğer çalışmalarımızda da her türlü katkısını görmüştük. Sanata ve sanatçıya katkılarından dolayı Sayın başkanıma yürekten teşekkürler.
Tüm zorluklara karşın 2017’de çalışmalarımız aksamadan devam edecek.
Paul ELUARD’ın bence hiçbir zaman güncelliğini yitirmeyecek “Aydınlık” adlı şiirini okurlarımla paylaşarak yazımı bitiriyorum. Dileğim sevgili okurların arada bir bu şiiri okuyarak güne başlamaları.
AYDINLIK
” Hiç bir vakit tam karanlık değil gece,
Kendimde denemişim ben,
Kulak ver dinle,
Her acının sonunda ,
Açık bir pencere vardır,
Aydınlık bir pencere,
Hayal edilecek bir şey vardır,
Yerine getirilecek istek,
Doyurulacak açlık,
Cömert bir yürek,
Uzanmış açık bir el,
Canlı canlı bakan gözler vardır,
Bir yaşam vardır yaşam,
Bölüşülmeye hazır. ” Paul ELUARD
Sevgiyle, dostlukla.
YORUMLAR