Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

2019’un Tablosu Karanlık

Hatay 14 Ölümle Listede!

Hatay 14 Ölümle Listede!

Özel ya da Resmi, devam eden inşaatları izleyenlerin sorduğu soru çok fazla değişmiyor! ‘Bizlerin gördüğünü, yetkili ve sorumlu kurumlar görmüyor mu?’ İnşaat iskeleleri arasında, emniyet kemersiz ve baretsiz ilerleyen, iş sağlığı ve güvenliğini hiçe sayan şartlar altında çalışan işçilerin tablosunda, 2020’de değişim yaşar mıyız peki?

Bir inşaatın önünden geçerken, o inşaat alanını çevreleyen tentelerin üzerine yazılı şu ibarede duruyorsunuz… ‘Sigortasız ve baretsiz çalışma!’ Bu ibareden yukarıya doğru kafanızı kaldırdığınızda gördüğünüz şey ise, ‘söylenenle yaşananın’ örtüşmediği bir Türkiye gerçeği! Antakya’da da sık sık karşınıza çıkan bu durum, İnşaat iskeleleri arasında, emniyet kemersiz ve baretsiz ilerleyen, iş sağlığı ve güvenliğini hiçe sayan şartlar altında çalışan işçilerin tablosunu sunuyor. Peki, bu ‘kader’e teslim halin 2019 tablosunda ne mi var?
-İŞ CİNAYETLERİ!-
İşe giderken yollarda geçen saatler. İşyerinde güvencesiz çalışma koşulları. Uzun çalışma saatleri. İki kişinin yapacağı işi tek başına yapma. Kötü yemekler. Alınmayan iş güvenliği önlemleri ve daha fazlası… Yaşamak için değil, adeta çalışmak için yaşayanlar! Evet, işçi sağlığı ve iş güvenliği mücadelesi, bir bütün. Ancak en acıtan çıplak yüzü ise iş cinayetleri…
2019 yılı iş cinayetleri raporunu ve paylaşan İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi’nin son raporu da buna dair. Hatay’ı da içine alan Rapor detayları, olanı paylaşırken, beklentileri de sıralıyor.
-HER AY!-
Rapor’un gündeme taşıdığı, 2019 yılında yaşanan iş cinayetlerinin aylara göre dağılımı şöyle:
Ocak ayında en az 159 işçi, Şubat ayında en az 127 işçi, Mart ayında en az 114 işçi, Nisan ayında en az 153 işçi, Mayıs ayında en az 164 işçi, Haziran ayında en az 131 işçi, Temmuz ayında en az 178 işçi, Ağustos ayında en az 149 işçi, Eylül ayında en az 147 işçi, Ekim ayında en az 158 işçi, Kasım ayında en az 129 işçi, Aralık ayında en az 127 işçi, iş cinayetlerinde yaşamını yitirdi.
2019 yılındaki iş cinayetlerinin nedenlerine göre dağılımı ise şöyle oluştu:
Trafik, Servis Kazası nedeniyle 392 işçi; Ezilme, Göçük nedeniyle 285 işçi; Yüksekten Düşme nedeniyle 259 işçi; Kalp Krizi, Beyin Kanaması nedeniyle 202 işçi; Zehirlenme, Boğulma nedeniyle 108 işçi; Elektrik Çarpması nedeniyle 100 işçi; Şiddet nedeniyle 88 işçi; Patlama, Yanma nedeniyle 83 işçi; İntihar nedeniyle 82 işçi; Nesne Çarpması, Düşmesi nedeniyle 30 işçi; Kesilme, Kopma nedeniyle 19 işçi; Diğer nedenlerden dolayı 88 işçi yaşamını yitirdi.
2019 yılında, iş cinayetlerinin yaş gruplarına göre dağılımında çocuklar da var. Buna göre;
14 yaş ve altı 29 çocuk işçi, 15-17 yaş arası 38 çocuk/genç işçi, 18-27 yaş arası 246 işçi, 28-50 yaş arası 833 işçi, 51-64 yaş arası 366 işçi, 65 yaş ve üstü 115 işçi ve yaşını bilmediğimiz 109 işçi yaşamını yitirdi.
Bu arada, 2019 yılında yaşanan iş cinayetlerinde ölenlerin 23’i (yüzde 1,32) sendikalı işçi olurken, 1713’ü ise (yüzde 98,68) sendikasız olarak kayıtlara geçti.
-LİSTEDEYİZ!-
“2019 yılında, Türkiye’nin 81 şehrinde iş cinayeti gerçekleştiğini tespit ettik” diyen İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi’nin son raporunda, ilk sırada, 181 ölümle İstanbul var. Hatay, bu listeye, 14 ölümle girdi ve bu sıralamayı Adıyaman, Ordu ve Osmaniye ile paylaştı.
-TALEPLER-
İş cinayetleri ve meslek hastalıkları had safhada, işsizlik ve borçlar büyüyor, işçilerin örgütsüzlüğü sürüyor. İşçiler, ya umudunu kaybediyor ve yaşamlarına son veriyor ya da direnişin yeni biçimlerini bulmaya çalışıyor. İşte tam da bu noktada, Hatay ve diğer kentlerde daha fazla ölüm olmaması adına ortaya konan taleplerden bazıları şöyle sıralanıyor:
1- İşyeri İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği kurulları, çalışan temsilciliği ve genel olarak sendikal örgütlenme üzerindeki baskılar sona erdirilmeli. Grev yasaklarına son verilmeli.
2- Özelde veya kamuda, tüm güvencesiz çalıştırma uygulamalarına son verilmeli.
3- İş cinayetlerinin sorumlusu ‘patronlar, bürokratlar ve siyasiler’ yargılanmıyor. Yargılananlar, çoğunlukla günah keçisi haline getirilen, iş güvenliği uzmanları oluyor. Mahkemeler, iş cinayetlerini cezalandırmıyor, failleri ise ’24 taksitli para cezası vererek serbest bırakıyor’. İş cinayetlerinin sorumlusu ‘patronlar, bürokratlar ve siyasiler’ yargılanmalı.
4- Çalışma yaşamının denetiminde görev yapan iş müfettişlerinin ‘siyasi iktidara olan bağımlılığının’ önüne geçilerek, ‘İş Teftiş Kurulu’nun yönetiminde, emek örgütlerinin ağırlığı olacak şekilde, sosyal taraflardan oluşan bağımsız bir üst kurul haline gelmesi sağlanmalıdır.
5-İş güvenliği uzmanları, işverenin yapmadığı veya yapamadığı çalışmaların takipçisi ve sorumlusu olmamalıdır.
6- Başta OSGB’lerde çalışan işyeri hekimleri olmak üzere, tüm işyeri hekimlerinin iş güvencesi sağlanmalıdır. Meslek örgütünün, işyeri hekimlerinin çalışma koşulları, özlük hakları ve eğitimleri konularındaki yetki ve güvenceleri sağlanmalıdır.
7- Emeğin korunmasının temellerinden ikisini, iş güvencesi ve insanca yaşayacak bir ücret oluşturur. Asgari ücret, insanca yaşanabilir bir seviyeye yükseltilmeli, işten atmalara son verilmeli ve işsizlik önlenmelidir.
8- İşçi servisleri uygun araçlardan oluşmalı, işçilere kalacak lojman sağlanmalı ve gıda zehirlenmelerini önlenmelidir.
9- Her yıl 60-70 çocuk, çalışırken yaşamını yitirmektedir. 2018 yılı ‘çocuk işçilikle mücadele yılı’ ilan edilmesine rağmen, 67 çocuk işçi can vermiştir. Bu noktada, özellikle sanayinin ucuz emek gücü ihtiyacını karşılayan 4+4+4 eğitim sistemine son verilmeli ve çocuk işçilik yasaklanmalıdır.
10- Ülkemizde küçük yaşlarda çalışma hayatı başlamakta ve neredeyse bir ömür boyu sürmektedir. Emekçilerin belli bir çalışma yılından sonra emekli olma hakları vardır ve bu da, çalıştıkları mesleğe ve cinsiyetlerine göre belirlenmelidir. Emekliliğin yaşa takılmasına ve kademeli olarak 65 yaş olarak belirlenmesine, yani mezarda emekliliğe son verilmelidir.
11- Kadın emeği; tarımda, sanayide, hizmet sektöründe ve evde görünmez hale getirildi. Oysa her yıl 120-130 kadın, çalışırken yaşamını yitiriyor. Kadını temel alan bir işçi sağlığı anlayışı tanımlanmalıdır.
12- Ülkemizde, milyonlarca mülteci/göçmen işçi bulunmaktadır. Temel düzenlemelerden mahrum bırakılan mülteci/göçmen işçilerin çalışma, sağlık, barınma, ücret ve benzeri güvenceleri sağlanmalıdır. Türkiyeli işçilerle mülteci/göçmen işçileri karşı karşıya getiren ücret ve çalışma politikalarından vazgeçilmelidir.
-Tamer Yazar-