Hatay’ın Antakya ilçesine bağlı Demirköprü Mahallesi sınırlarında bulunan Amik Ovası’nda, 2025 yılı yaz aylarında yaşanan kuraklık ve iklim krizinin etkileri tarım sektöründe faaliyet gösteren üreticiler tarafından basın toplantısıyla gündeme taşındı. Mıstıkoğlu Tarım İnşaat Turizm Sanayi ve Ticaret A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Ziraat Mühendisi Bülent Mıstıkoğlu’nun ev sahipliğinde gerçekleşen toplantıya, Hatay Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nihat Mazmanoğlu, Hatay Basın Cemiyeti Başkanı Hikmet Otuzbir, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Hatay İl Temsilcisi Mithat Kalaycıoğlu, Nalçabasmaz Tarım Ürünleri Sanayi Ltd. Şti. Yönetim Kurulu Başkanı Yahya Nalçabasmaz, çiftçiler, mahalle muhtarları ve çok sayıda basın mensubu katıldı.
Kuraklık Çiftçileri Derinden Etkiledi
Toplantının açılışında konuşan Bülent Mıstıkoğlu, 6 Şubat depremi öncesinde var olan sorunların yanı sıra sonrasında artan zorluklara ve 2025 yazında hissedilen kuraklığın etkilerine dikkat çekti. Mıstıkoğlu, yerel basın mensuplarına çiftçilerin sorunlarını kamuoyuna duyurmalarından dolayı teşekkür etti.
Nalçabasmaz Tarım Ürünleri Sanayi Ltd. Şti. Yönetim Kurulu Başkanı Yahya Nalçabasmaz ise, Asi Nehri boyunca 100 bin dönümlük arazide nesiller boyu üretim yapan çiftçiler olarak bu yılki kuraklığın ciddi sonuçlar doğurduğunu belirtti. “Yıllık yaklaşık 1 milyar TL’lik ekonomik katkı sağlayan tarım faaliyetlerimiz, yaşanan kuraklıkla birlikte büyük zarar gördü. Ürünlerimiz susuzluktan kuruyup topraklarımız çatladı. Bu durum hem çiftçilerimizi hem de ülke gıda güvenliğini tehdit etmektedir.” dedi.
Yarseli Barajı ve Su Yönetimi Konusunda Kaygılar
Nalçabasmaz, Yarseli Barajı’nın bölge tarımına destek amacıyla 1989 yılında inşa edildiğini hatırlatarak, bu yıl barajın yeterince dolmadığını, pompaların arızalı olduğunu ve Asi Nehri’nden aşırı erken su çekildiğini ifade etti. “Bu sebeplerle kadim sulama hakkına sahip çiftçiler olarak nehirden dahi su alamaz hale geldik. Baraj pompalarının halen çalışması, sulama düzenini bozmakta ve ürünlerin kurumasına yol açmaktadır.” diye konuştu.
Barajın Asi Nehri’nden su alma hakkının bulunmadığını vurgulayan Nalçabasmaz, “Yarseli Barajı, kadim sulama hakkına sahip çiftçilerin suyuna müdahale etmek için değil, denize boşuna akan suyu değerlendirmek için yapılmıştır. Su Hukuku’na göre sulamada öncelik kadim hak sahiplerine aittir. Bu hakkın ihlali yasal olduğu kadar vicdani olarak da sorunludur.” dedi.
Yetkililere 4 Maddelik Talep
Asi Nehri Kadim Su Hakkı Sahibi Üreticiler adına Nalçabasmaz, yetkililere şu taleplerde bulundu:
1. Yarseli Barajı, Mayıs-Eylül ayları arasında Asi Nehri’nden kesinlikle su çekmemelidir.
2. Reyhanlı Barajı en kısa sürede tamamlanarak hizmete açılmalıdır.
3. Reyhanlı Barajı ile bağlantılı kapalı sistem sulama altyapısı hızla devreye sokulmalıdır.
4. Asi Nehri’nin boşa akışını engelleyecek ve Suriye ile ortak planlanan Dostluk Barajı Projesi derhal hayata geçirilmelidir.
Nalçabasmaz, bu taleplerin bölge tarımı ve ekonomisi için hayati önem taşıdığını belirterek, “Tarım yoksa gıda yoktur, su yoksa hayat yoktur. Kadim haklarımızın korunması için yetkilileri göreve çağırıyoruz.” şeklinde sözlerini tamamladı.
Yerinde İnceleme ve Çiftçilerin Çağrısı
Basın toplantısının ardından, Bülent Mıstıkoğlu ve beraberindeki çiftçiler, Amik Ovası’nda sulama yapılamaması nedeniyle kuruyan tarım arazilerini basın mensuplarıyla birlikte yerinde inceledi. Çiftçiler, sulama olmaması nedeniyle ürünlerin büyük ölçüde zarar gördüğünü, verimlilik kaybının ciddi boyutta olduğunu belirterek yetkililerden çözüm talep etti.