Dün, 21 Şubat, “Uluslararası Anadil Günü” idi.
UNESCO’nun Uluslararası Anadil Günü olarak kabul ettiği 21 Şubat, “1952’de Pakistan’ın Urdu dilinin Bangladeş halkının da resmi dili olarak dayatılmasına tepki gösterilen bir eylemin silahla bastırıldığı güne tekabül ediyor.”
Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO), 21 Şubat’ı Uluslararası Anadil Günü adı altında, uluslararası uzlaşıyı, kültürel çeşitliliği ve çok dilliliği desteklemek amacıyla 1999 yılında takvime aldı.
Uluslararası Anadil Günü, dünyada konuşulan 6700 dilin korunması ve varlıklarını sürdürebilmesi amacıyla, 21 Şubat 2000 tarihinden bu yana UNESCO tarafından tüm dünya ülkelerinde kutlanmaktadır.
BM Eğitim, Bilim, Kültür Örgütü (UNESCO) geçtiğimiz yıllarda, 21 Şubat “Uluslararası Anadil Günü” dolayısıyla yayınladığı bir raporda UNESCO`nun anadilin önemine, korunmasına ve desteklenmesine dikkat çekmek üzere: “kimlik, iletişim, sosyal bütünleşme, eğitim ve kalkınmanın temelini oluşturan dillerin, halklar ve tüm dünya için stratejik bir önem taşıması gerektiği” belirtildi. Raporda, “dünya genelinde konuşulan 6 bin 700 dilin yarısından fazlasının yok olma tehlikesiyle karşı karşıya bulunduğuna, bunların yüzde 96`sını ise sadece yüzde 4`lük bir topluluğun konuştuğuna” dikkat çekildi. Avustralya`da yerli halkın konuştuğu 250 dilden 110`unun yok olabileceğini, sadece 18`inin “ayakta kalabildiğini” vurgulayan UNESCO, “Avustralya`da yerlilerin Bunuba dilinin sadece 100 kişi tarafından konuşulduğu” örneğini verdi. UNESCO, diller öldüğünde kültürel çeşitliliğin ve insanlığın zenginliğinin de azaldığını belirterek, “bölgesel ve ulusal dil politikalarıyla çok dilliliği artırmak için acilen harekete geçme” çağrısında bulundu. Hindu ve İngilizcenin dışında 1650 yerel dilin konuşulduğu Hindistan örneğini veren UNESCO, “bu ülkede kullanılan dillere göre üç eğitim uyguladığına dikkati çekti. Japon adalarının asıl yerlileri olan, bugün ülkenin kuzeyindeki Hokkaido bölgesi ile Kuril ve Sahalin adalarında yaşayan Aynuların dilinin de yok olma tehlikesiyle karşı karşıya bulunduğu” açıklandı.
Aynı şekilde, bugün Kafkasya’da bazı dilleri sadece 250 kişi konuşmaktadır.
Türkiye Yazarlar Sendikası, Uluslararası Anadil Günü ile ilgili önceki yıllarda, şöyle bir açıklamayı yapmıştı:
“Biz bu coğrafyada onlarca farklı diliz… Bu coğrafyada onlarca dille sever, seviniriz, üzülür, küser ve barışırız…
Bu coğrafyada onlarca farklı dilde söyleriz türkülerimizi, onlarca farklı dilde anlatır analarımız bize masalları…”
Türkiye Yazarlar Sendikası olarak “anadil” deyince bir tek dilin, “yabancı dil” deyince başka bir tek dilin anlaşılmasını dayatan, bizi daraltan, yoksullaştıran, kıran her türlü yasanın ve yasa dışı uygulamanın ötesinde, insanların anadillerini özgürce konuşmalarını özleyerek, isteyerek kutluyoruz Dünya Anadil Günü’nü…
Bu anlamda, Unesco’nun çağrısına kulak verilmesini, bu anlamlı günün coşku ile kutlanmasını diliyorum.
***
30 Kasım 2006 Perşembe günü, Çukurova Üniversitesi’nde, “Dünya Felsefe Günü Etkinlikleri” başlamıştı. 2 Aralık Cumartesi günü ise Antakya’da, Antakya Ticaret ve Sanayi Odası Salonu’nda, devam etti. Çukurova Üniversitesi, Türkiye Felsefe Kurumu, Türkiye Yazarlar Sendikası ile Aalen-Antakya Kültür Derneği’nin organize ettiği; Ahmet İnam, İoanna Kuçuradi, Adnan Gümüş, Betül Çotuksoken, Enver Ercan, Mustafa Günay, Salih Bolat, Uluğ Nutku ve Çetin Yiğenoğlu’nun konuşmacı olarak katıldığı etkinlik,Antakya’da bir ilkti.
Etkinliğin gördüğü ilgi bizleri cesaretlendirdi ve o tarihten bu yana “Antakya Felsefe Akademisi” bünyesinde felsefe toplantılarımız devam etti.
Felsefe, insanların nedense küçümsedikleri ama bir türlü vazgeçmedikleri yaşamsal bir şey. Filozoflar antik çağdan itibaren dünyayı anlamaya, açıklamaya çalışmışlardır.
Bu gün saat 15.00’te Hatay Tabip Odası’nın tarihi mekanında, Emekli Eğitimci, Yazar Cemile Cereb’in moderatörlüğünde, Öğ. Görevlisi Semir Temiz’in “Devletin Kökeni Problemine Yönelik Bir Soruşturma” konulu bir sunumu var. Tüm Felsefe dostlarını bekliyoruz.
YORUMLAR