21 Şubat, “Uluslararası Anadil Günü” idi.
Uluslararası Anadil Günü, dünyada konuşulan yaklaşık 7000 dilin korunması ve varlıklarını sürdürebilmesi amacıyla, 21 Şubat 2000 tarihinden bu yana UNESCO tarafından kutlanmaktadır.
UNESCO’ya göre, anadil, “okuryazarlık için hayati öneme sahip.”
Ünlü Fransız yazarı Albert Camus, “Benim gerçek yurdum anadilimdir.” der.
Yahya Kemal, “Bu dil, ağzımda annemin sütüdür.” der.
Dağlarca, “Türkçem benim ses bayrağım” olarak niteler anadili Türkçeyi.
Birleşmiş Milletler (BM) Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü’nün (UNESCO) 2000 yılında ilan ettiği 21 Şubat Anadil Günü’nün 20. Yılındayız.
UNESCO, bu yıl Uluslararası Ana Dil Günü’nün temasını; “Uluslararası Yerli Diller Yılı” olarak ilan etti.
UNESCO Genel Direktörü Audrey Azoulay, “Uluslararası Anadili Günü için yayınladığı mesajda, “İçinde bulunduğumuz 2019’un Uluslararası Yerli Diller Yılı olmasından dolayı, bu yıl Uluslararası Ana Dil Günü’nün teması, kalkınma, barış ve uzlaşmanın bir faktörü olarak yerli diller olacaktır.” dedi.
“UNESCO için, her anadil toplumsal yaşamın tüm alanlarında bilinmeyi, tanınmayı ve daha fazla öne çıkmayı hak etmektedir, fakat bunlar her zaman gerçekleşmeyebilir.
“Uluslararası Ana Dil Günü’nün bu yirminci yıl dönümünde, tüm anadillerin değerli olduğunu, barışı inşa etmek ve sürdürülebilir kalkınmayı desteklemek için hepsinin gerekli olduğunu hatırlamalıyız.”
“Anadili kimliğin ifadesidir”
“Anadil, okuryazarlık için hayati öneme sahiptir, çünkü öğrencilerin okul yaşamlarının ilk yıllarında temel okuma ve yazma becerilerinin yanı sıra temel sayısal becerilerin edinilmesini de kolaylaştırır. Bu beceriler kişisel gelişim için temel sağlar. Anadil, yaratıcı çeşitlilik ve kimliğin benzersiz bir ifadesi ayrıca bilgi ve yenilik kaynağıdır.”
Öğrenicilerin anadillerinin, okulun ilk yıllarında nadiren öğretim dili olduğu belirtilen UNESCO verilerine göre, dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 40’ı konuştukları veya anladıkları bir dilde eğitime erişemiyor.
BM Eğitim, Bilim, Kültür Örgütü (UNESCO) 21 Şubat “Uluslararası Anadil Günü” dolayısıyla önceki yıllarda yayınladığı bir raporda UNESCO`nun anadilin önemine, korunmasına ve desteklenmesine dikkat çekmek üzere: “kimlik, iletişim, sosyal bütünleşme, eğitim ve kalkınmanın temelini oluşturan dillerin, halklar ve tüm dünya için stratejik bir önem taşıması gerektiği” belirtildi. Raporda, “dünya genelinde konuşulan 7000 dilin yarısından fazlasının yok olma tehlikesiyle karşı karşıya bulunduğuna, bunların yüzde 96`sını ise sadece yüzde 4`lük bir topluluğun konuştuğuna” dikkat çekildi. Avustralya`da yerli halkın konuştuğu 250 dilden 110`unun yok olabileceğini, sadece 18`inin “ayakta kalabildiğini” vurgulayan UNESCO, “Avustralya`da yerlilerin Bunuba dilinin sadece 100 kişi tarafından konuşulduğu” örneğini verdi. UNESCO, diller öldüğünde kültürel çeşitliliğin ve insanlığın zenginliğinin de azaldığını belirterek, “bölgesel ve ulusal dil politikalarıyla çok dilliliği artırmak için acilen harekete geçme” çağrısında bulundu. Hindu ve İngilizcenin dışında 1650 yerel dilin konuşulduğu Hindistan örneğini veren UNESCO, “bu ülkede kullanılan dillere göre üç eğitim uyguladığına dikkati çekti. Japon adalarının asıl yerlileri olan, bugün ülkenin kuzeyindeki Hokkaido bölgesi ile Kuril ve Sahalin adalarında yaşayan Aynuların dilinin de yok olma tehlikesiyle karşı karşıya bulunduğu” açıklandı .
Aynı şekilde, bugün Kafkasya’da bazı dilleri sadece 250 kişi konuşmaktadır
Türkiye Yazarlar Sendikası, Uluslararası Anadil Günü ile ilgili önceki yıl, şu açıklamayı yapmıştı:
“Biz bu coğrafyada onlarca farklı diliz… Bu coğrafyada onlarca dille sever, seviniriz, üzülür, küser ve barışırız…
Bu coğrafyada onlarca farklı dilde söyleriz türkülerimizi, onlarca farklı dilde anlatır analarımız bize masalları…”
Bu anlamda, Unesco’nun çağrısına kulak verilmesini, bu anlamlı günün coşku ile kutlanmasını diliyorum.
YORUMLAR