Hayat, onlar için her şartta zor!
Cirosu 1 milyar doları bulan ve 350 bin kişiyi istihdam eden geri dönüşüm sektöründe 1.300 işletme faaliyet gösteriyor. Çuval geçirilmiş tekerlekli arabalarıyla, yazın sıcağında, kışın yağmurunda şehri turlayanlar ise bu işin görünmez kahramanları.
Onlar, “çekçekçi” diye bilinenler! Kağıt, demir, pet şişe, şişe kapakları, su damacanaları, ambalajlar, naylon poşet, plastik kutu, pet bardak ve temizlik malzemelerinin ambalajlarını toplayanlar.
Kullanılmış bu malzemelerin geri dönüşüm tesisine getirilmesi, onların yorgun emeğine dayanan bir süreçle sağlanıyor. Bu işte çalışan insanlar, gün içinde saatlerce, bazen tüm gün, hurda plastik ve demir topluyor. Antakya Gazetesi’ne konuşan bir çekçekçi, yaşadıkları zorluğu anlatırken, yaşanan rekabete de işaret ediyor.
“Eskiden bu işte sadece biz Türkler vardık. Şimdi Suriyeliler de yoğun bir şekilde bu sektörde ve bazen kuralları hiçe sayıp, belirlenen alanları dışında da toplama yapıyorlar. Çoğalan kişi sayısı ise bölüşülen parayı doğal olarak azaltıyor. Bu da rekabeti sertleştiripor.”
-ALIŞIYORSUN!-
Yaşadıkları zorluk ise işin her aşamasında…
“Herkesin yanından geçerken bile burnunu tuttuğu çöp bidonlarının dibine kadar giriyor elimiz, bedenimiz. Bu işte kibarlık olmaz! Kirleneceksin. Hatta bu pislik yüzünden hasta bile olacaksın. Ama zamanla da alışacaksın. Çünkü herkes için çöp olan, senin için ekmek parası.
Bazen, ‘salgın var, korkmuyor musunuz?’ diye soruyor bazıları! Biz salgından değil, açlıktan, açıkta kalmaktan korkuyoruz! Evimize ekmek götürememekten korkuyoruz! O gün, çöp konteynerlerinden, günü kurtaracak kadar malzeme çıkmamasından korkuyoruz!”
-İNSANIZ!-
Durum Antakya’da da aynı, İstanbul’da da! Aksaray’dan 10 yıl önce İstanbul’a gelen ve “çekçek” arabasıyla hurda toplayan 27 yaşındaki Mücahit Aslan, o aynılığı anlatanlardan.
Aslan’ın sabah 07.00’de başlayan mesaisi, 15 saat sonra bitiyor. Akşam 10.00’lara kadar çalışan Aslan, plastik, demir ve karton topladığını belirterek, “Biz, kağıtçıyız, ama bir yandan da insanız. Pis bir iş yaptığımız için bizi dışlamaya çalışıyorlar, ama biz kendimizi dışlamıyoruz. Doğaya da faydamız oluyor, onu düşünmüyorlar. Çocuğumun bu işi yapmasını istemem, ama ben bu işi mesleğim olarak kabul ediyorum” dedi.
Tamer Yazar