Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

3 milyon 606 bin 737!

Hatay İlk 4’te İçişleri

Hatay İlk 4’te

İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Genel Müdürlüğü, 16 Mayıs tarihi itibariyle, Türkiye’deki biyometrik verileriyle kayıt altına alınan geçici koruma altındaki Suriyeli sayısını açıkladı. Hatay; İstanbul, Şanlıurfa ve Gaziantep’in ardından, 426 bin 869 Suriyeli Sığınmacı sayısı ile dördüncü sırada. Peki, kalabalığın toplumsal ve ekonomik adaptasyonu noktasında neredeyiz, bildik mi?

İçişleri Bakanlığı Mayıs verilerine göre, Türkiye’deki kayıtlı Suriyeli sayısı, bir önceki aya göre bin 122 kişi artarak toplam 3 milyon 606 bin 737 kişi oldu. Bu kişilerin 1 milyon 953 bin 126’i erkeklerden, 1 milyon 653 bin 611’si ise kadınlardan oluşuyor.
0-18 YAŞ ARALIĞI
Tabloya göre, 0-18 yaş aralığında 1 milyon 662 bin 753 Suriyeli bulunuyor. 0-18 yaş arası Suriyeli sayısı, bir önceki aya göre 7 bin 372 kişi arttı. 10 yaşın altındaki Suriyeli sayısı ise bu ay 1 milyon 7 bin 453 kişi oldu. Yani Suriyelilerin %27,93’ü 10 yaşın altında.
GENÇ NÜFUS
Genç nüfus olarak tanımlanan 15-24 yaş aralığında 815 bin 128 kişi bulunuyor. Suriyeli genç nüfusun toplam Suriyeli sayısındaki oranı %22,6. Yaş tablosuna göre, kayıtlı Suriyelilerin yaş ortalaması 22,5.
Paylaşılan tabloya göre, Suriyeli erkeklerin sayısı, Suriyeli kadınların sayısından 299 bin 515 kişi fazla. Erkek-Kadın sayısı arasındaki en büyük fark, 88 bin 84 kişi ile 19-24 yaş aralığında. Yaş sayısı artıkça bu fark azalıyor. 55 üzeri yaş aralıklarında, kadınların sayısının erkeklerden fazla olduğu görülüyor. Kayıt altındaki Suriyeli sayısı, 31 Aralık 2018 tarihinden bu yana 16 bin 455 kişi azaldı.
KAMPLAR
Hatay ve diğer kentlerdeki geçici barınma merkezlerinde kalan Suriyelilerin sayısı, 16 Mayıs 2019 tarihi itibarıyla 125 bin 936 kişi olarak açıklandı. Bu sayı, geçen ay (Nisan 2019) 136 bin 880 kişi, 2017 Aralık ayı sonunda ise 228 bin 251 kişiydi. Buna göre, kamplarda yaşayan Suriyeli sayısı, 2018’in başından bu yana 102 bin 315 kişi azaldı. Suriyelilerin yalnızca %3,49’si kamplarda yaşıyor.
ŞEHİRLER
16 Mayıs 2019 tarihi itibariyle şehirlerde yaşayan Suriyeli sayısı ise 3 milyon 480 bin 801 kişi oldu. Şehirlerde yaşayan Suriyeli sayısı, geçen aya göre 12 bin 66 kişi arttı. Suriyelilerin % 96,51’i şehirlerde yaşıyor. Şuan için sadece Hatay, Adana, Çanakkale, Diyarbakır, Elazığ, Gaziantep, Kayseri, Kocaeli, Mardin, Tekirdağ, Şanlıurfa ve Kilis illerine yeni Suriyeli kaydı alınıyor. Bu şehirler dışında kalan yerlerde ise ciddi sağlık sorunları, evlenme ve yeni doğumlarda kayıt alınabiliyor. Yeni kayıt alınan iller, Göç İdaresi tarafından periyodik olarak değiştiriliyor.
Göç İdaresi’nin 16 Mayıs 2019 tarihli verilerine göre, Suriyelilerin en çok yaşadığı 20 şehir ve bu şehirlerdeki Suriyeli yoğunluğu ise geçtiğimiz günlerde paylaşıldı. En çok Suriyeli barındıran şehir, 546 bin 238 kişi ile İstanbul olurken, Suriyelilerin en az olduğu şehir ise 25 kişi ile Bayburt. Bayburt’u 35 kişi ile Artvin, 60 kişi ile Tunceli takip ediyor.
Listenin ilk sırasında İstanbul bulunurken; Şanlıurfa’da 441 bin 792 Suriyeli sığınmacı, Gaziantep’te 433 bin 664 Suriyeli sığınmacı, Hatay’da 426 bin 869 Suriyeli sığınmacı, Adana’da 237 bin 280 Suriyeli sığınmacı, Mersin’de 201 bin 189 Suriyeli sığınmacı, Bursa’da 170 bin 705 Suriyeli sığınmacı, İzmir’de 142 bin 995 Suriyeli sığınmacı, Kilis’te 114 bin 797 Suriyeli sığınmacı, Konya’da 106 bin 312 Suriyeli sığınmacı, Ankara’da 91 bin 422 Suriyeli sığınmacı, Kahramanmaraş’ta 87 bin 201 Suriyeli sığınmacı, Mardin’de 87 bin 96 Suriyeli sığınmacı, Kayseri’de 77 bin 781 Suriyeli sığınmacı, Kocaeli’de 56 bin 684 Suriyeli sığınmacı, Osmaniye’de 48 bin 572 Suriyeli sığınmacı, Diyarbakır’da 33 bin 547 Suriyeli sığınmacı, Malatya’da 29 bin 713 Suriyeli sığınmacı ve Adıyaman’da 24 bin 477 Suriyeli sığınmacı bulunuyor.
EN YOĞUN
Suriyelilerin, yerli nüfusa oranla en yoğun yaşadığı il %80,54 ile Kilis. Kilis’te kayıtlı olan Suriyeli sayısı bir önceki aya göre 375 kişi azaldı. İstanbul’daki Suriyeli sayısı ise bir önceki aya göre 2 bin 245 kişi azaldı. Suriyelilerin, Türk nüfusuna oranla yoğunluğunun en az olduğu şehir ise %0,02 oran ile Artvin. Artvin’de 174 bin 10 Türk Vatandaşına karşılık, yalnızca 35 Suriyeli bulunuyor. Türkiye’de Suriyelilerin olmadığı bir şehir bulunmuyor. Geçici koruma altına alınan kayıtlı Suriyelilerin Türk nüfusuna oranı ise ülke genelinde %4,40.
VATANDAŞLIK
İçişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, 8 Mart 2019 tarihi itibarıyla Türk vatandaşlığı verilen Suriyeli sayısı 79 bin 894 kişi olarak açıklanırken, Kasım 2018 itibarıyla son 8 yılda Türkiye’de doğan Suriyeli bebek sayısı ise 405 bin 521 olarak ifade edildi. 16 Mayıs 2019 tarihinde yapılan açıklama göre, ülkesine dönen Suriyeli sayısının 321 bin 93 kişi olduğu belirtilirken, çalışma izni verilen Suriyeli sayısı ise… Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından 15 Kasım 2018 tarihinde yapılan açıklamaya göre, 32 bin 199 kişi olarak paylaşıldı.
MESLEKİ EĞİTİM
Hatay, misafir ettiği 426 bin 869 Suriyeli sığınmacı sayısı ile dikkat çekerken, toplumsal ve ekonomik adaptasyon süreçlerinde yaşadığı sıkıntıları ise hala çözümle buluşturabilmiş değil. Hatay gibi bu tür sıkıntıları çeken iller bazında çözüm üretmek üzere gerçekleşen son toplantı Ankara’da yapıldı.
Avrupa Birliği (AB) tarafından finanse edilen ve Milli Eğitim Bakanlığı ile Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (BMMYK) işbirliğinde yürütülen “Türkiye’de Geçici Koruma Kapsamında Olan Suriyelilerin Türkçe Dil Öğrenimine ve Mesleki Eğitime Erişiminin Artırılması” Projesi, Türkiye’de geçici koruma altında bulunan Suriyelilerin kendilerini geliştirmesi açısından önemli bir adım olarak görülüyor.
Konuya ilişkin konuşan AB Türkiye Delegasyonu Başkan Yardımcısı Vinals, Suriyelerin sorunlarının, sadece geçim kaynaklarıyla alakalı olmadığını ifade ederken, onların hizmetlere erişiminde kültürel olarak köprülerin kurulması ve bu sayede sosyal gerilimin önüne geçilmesi gerektiğini söyledi. Proje, geçici koruma altında bulunan Suriyelilerin Türkçe öğrenmesi kapsamında 7 bin yetişkine Türkçe öğretilmesi ve bin kişiye de istihdam sağlamak amacıyla yürütülecek.
İDLİB
Hatay ve diğer kentlerde yaşanan sığınmacı yoğunluğu için farklı kurumların çözüm çabaları devam ederken, sınır kentlerinin hemen yanı başındaki İdlib ise barındırdığı milyonlarca sivil ve göç halindeki yüzbinlercesi nedeniyle yakından izleniyor. Hatay’ın Suriye sınırına yakın kısmında kurulan kamplar, göçün adresinde duran sivillere ev sahipliği yaparken, biriken kalabalıkların sınırdan içeriye girmemesi adına başlatılan çalışmalar ise aralıksız olarak sürdürülüyor. Birleşmiş Milletler ve Türk Kızılayı’nın başını çektiği yardım çalışmalarının uzağında kalanlar mı? Biriken hikâyelerin yürek burkan detayları noktasında sahiplerini arıyor.
Suriye’de iç savaşın en büyük bedelini İdlib, Hama, Halep, Humus ve Dera gibi illerdeki saldırılardan kaçarak İdlib’in Türkiye sınır hattındaki kamplar bölgesine sığınan yetimler öderken, Suriye Müdahale Koordinatörlüğü’nün paylaştığı 2018 yılı rakamlarına göre, “İdlib Gerginliği Azaltma Bölgesi” sınırları içerisindeki yerleşimlerde en az 191 bin 674 yetim çocuk yaşamını sürdürüyor. Türkiye-Suriye sınır hattındaki Atme kamplar bölgesinde, sivil toplum kuruluşu Ataa tarafından 2013’te kurulan yetimhanede ise 180 çocuk bulunuyor.
ELEŞTİRİ
Hatay’ın Antakya’sındaki Suriyeli Sığınmacı kalabalığı, toplama yansıyan 426 bin 869’un ne kadarının sahipliğinde duruyor bilinmez ama… Paylaşılan ve dile getirilen eleştiri değişmiyor! Mevcut kalabalığın, kendine has kültürü ve öncelikleri ile şehir hayatının biraz uzağında, kendi yaşam sınırlarını belirlediğini söyleyenler, kenti yönetenlerin bu konuda ciddi sorumluluk üstlenmesi gerektiğinde ısrar ediyor. Yapılabilecek en önemli şeyin, Suriyelilerin, içinde yaşadıkları kente ve kent insanına kendilerini anlatma fırsatı verilmesi olacağının altını çizenler, “Bırakın, kendilerini anlatsınlar… Yemeklerini mesela… Gastronomi kenti değil miyiz? Düşünsenize, bir Gastronomi kenti, misafir ettiği kalabalığın yemek kültürü ile bir paylaşım yapsa, yerelde, ulusalda ve küresel boyutta! Haber olmaz mı? Bu hem onların uyumu için hem de bu kentin ayrıcalıklı yanını sunma adına büyük bir fırsat olurdu. Zor değil! Biraz iş yapsınlar, hatta konuşmak yerine üretim yapsınlar. Öyle, ‘birlik, beraberlik, kardeşlik’ mesajları vererek olmuyor. Bunu pratiğe döksünler” demeyi ihmal etmiyor.
Peki, söylenenleri sahiplenir miyiz? Yoksa aynı şehirde, kendi küçük yaşam alanları içinde sıkışan bu büyük kalabalığın bu son hali ile ‘mutlu mesut’ yaşamaya devam mı ederiz?-Tamer Yazar-