Dün, 30 Ağustos, Zafer Bayramı’nı ulusça, büyük bir coşkuyla kutladık.
Dün, Kurtuluş Savaşı’nı taçlandıran 30 Ağustos Zafer Bayramı’nın 97. Yılıydı.
30 Ağustos, Milli Mücadele’nin kaderini değiştiren büyük zaferin kazanıldığı gündür.
26 Ağustos 1922’de başlayan 30 Ağustos 1922 gününe kadar beş gün beş gece devam eden Büyük Taarruz, Türk ordusunun kesin zaferi ile sonuçlanmıştır.
Tüm ulusumuza kutlu olsun.
***
Yarın, 1 Eylül Dünya Barış Günü’nü kutluyoruz.
1 Eylül 1939, Faşist Alman ordularının Polonya’ya saldırdığı gün. Faşist Hitler ordusunun yenilgiye uğratıldığı savaştan sonra 1 Eylül, “Dünya Barış Günü” olarak ilan edildi. 2. Dünya Savaşı’nın başlangıç tarihi olan 1 Eylül, savaşın başta insan olmak üzere, doğa ve canlılar üzerinde yarattığı tahribat hatırlansın, acılar, yıkımlar bir daha yaşanmasın diye tüm dünyada “Barış Günü” olarak kutlanıyor.
İkinci Dünya Savaşı insanlık tarihinin en vahşi çatışmasıydı. Çatışmada ölenlerin sayısının 35-60 milyon arasında olduğu tahmin edilmektedir.. Çoğu silahsız ve sivil 60 milyon erkek, kadın ve çocuk. Ama esas olarak savaş, Sovyet halk ordularıyla, faşist Hitler ordusu arasında geçti. Sonuçta en büyük yıkımı gören SSCB oldu. SSCB’nin uğradığı kayıp 12 milyon asker ve 10 milyon sivil olmak üzere toplam 22 milyon insan. Tüm uluslardan, tüm halklardan 22 milyon yurtsever, insanlığa, barış ve demokrasiye karşı açılmış bu emperyalist savaşı durdurmak için büyük bir direniş gösterdi ve hayatından oldu.
Hiroşima ve Nagazaki’de patlatılan atom bombaları yüz binlerce insanı bir anda yok edip, milyonlarca yetim, dul ve sakat bıraktı.
Savaşın en büyük kurbanları arasında yer alan Polonya’da Nazilerin soykırımına hedef olan 3,2 milyon Yahudi’yi de kapsayan 6 milyon kişi yaşamını yitirdi. Bu rakam ülke nüfusunun %25’iydi. Maddi zararın ise 1 katrilyon dolar civarında olduğu tahmin ediliyor.
Aradan onlarca yıl geçti. Geçen sürede savaşlar bitmedi. Dünyanın çeşitli yerlerinde, Irak’ta, Filistin’de, Suriye’de, Libya’da… yaşanan çatışmalarda yüz binlerce insan yaşamını yitirdi.
Savaşların olmadığı, sevginin egemen olduğu bir dünyada yaşamak tüm insanlığın umududur.
1 Eylül Dünya Barış Günü’nde, terörden arınmış bir dünyada, mutluluğa, huzura, sevgiye, hoşgörüye, kardeşliğe ve evrensel barışa hep beraber kucak açmak düşüncesiyle bildim bileli çalışmalar yaparız.
Yaşadığımız coğrafyanın barış ve kardeşlik bölgesine dönüşebilmesi için kültür- sanat ve benzeri tüm aktiviteleri büyük bir olanaktır, büyük bir referanstır.
Bir gün, içinde bulunduğumuz coğrafyaya gerçek barışın geleceği umudunu koruyarak Büyük önderin deyimiyle “Dünyada ve yurtta barış”ı diliyorum.
İnsanlık düşmanlarının ağzında kirlenen “barış kavramının ne anlama geldiğini en etkili biçimde Yannis Ritsos’un “Barış” adlı şiirinden öğrenebiliriz.
BARIŞ
“Çocuğun gördüğü düştür barış.
Ananın gördüğü düştür barış.
Ağaçlar altında sevdalıların sevda sözleridir barış.
Gözlerinin içinde uçsuz bucaksız bir gülümseme
elinde yemiş dolu bir zembil
ve alnında ter tomurcukları
-pencerede suyu soğutan testideki damlalar gibi-
akşamüstü eve dönen babadır barış.
………………………………..
Kardeşlerim,
barış içinde derin derin soluk alıyor
tüm dünya bütün düşleriyle.
Verin elinizi kardeşlerim,
işte budur barış.”
Çev. Özdemir İnce
YORUMLAR