Ana Sayfa Arama Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Sami Gökçe

Umut her zaman vardır!

Kurultayda gördüğüm manzara ve sonuç, Ulu Önder Atatürk’un sözlerini hatırlattı:
“Her şeye rağmen kesinlikle bir aydınlığa doğru yürümekteyiz. Bende bu inancı yaşatan kuvvet, yalnız aziz memleket ve milletim hakkındaki sonsuz sevgim değil, bugünün karanlıkları, ahlaksızlıkları, şarlatanlıkları içinde sırf vatan ve gerçek aşkıyla ışık serpmeye ve aramaya çalışan bir gençlik görmemdir.”
CHP’nin 38. Olağan Kurultayı umudun yeşerdiği bir Kurultay oldu.
Tıpkı 22 Mayıs 2010’da Kemal Kılıçdaroğlu’nun Genel Başkanlığa seçilmesi gibi…
Fransız filozof Gabriel Marcel, teist varoluşçuluğu ve mutluluğu tanımlarken, kişinin “kendini gerçekleştirme yolundaki kararlılığı” olarak tanımlar.
CHP kurultaylarını işim gereği izleyen bir gazeteci olarak 4-5 Kasım tarihlerindeki Kurultay’ın anlamı daha farklıydı.
28 Mayıs Cumhurbaşkanlığı seçimini kaybeden Kemal Kılıçdaroğlu hem parti içinden hem de toplumsal duyarlılığı olan örgütler tarafından eleştiriliyordu.
Eleştirilerin haklılık yönü var mıdır?
Kim yok diyebilir ki…
Ama;
Hakkını da vermek gerek.
CHP’yi klasik, “devlet partisi” görünümünden çıkarıp “Halkın Partisi” yapmaya çalıştı. Bunu başardı da…
CHP’ye oy verenlerin sadece “elitlerin, okumuşların partisi değil herkesin “, halkın” partisi olması için büyük çaba sarfetti. CHP örgütlerini harekete geçirmeye çalıştı. Ne kadar başarılı olduğu tartışılır ama Genel Başkan olarak bu çabasından hiç vazgeçmedi.
28 Mart seçimden sonra önderliğini Ekrem İmamoğlu’nun yaptığı “değişim” isteyenlerin Özgür Özel’i Genel Başkan adayı göstermesi ve kurultaya da bu iradenin yansıması 100 yıllık Cumhuriyeti kuran 100 yıllık partinin hala umut olduğunun göstergesiydi.
Evet; Cumhuriyeti kuran parti kuruluşunun 100. Yılında yine-
Umut her zaman vardır!
Ulu Önder Atatürk’un dediği gibi “Her şeye rağmen kesinlikle bir aydınlığa doğru yürümekteyiz. Bende bu inancı yaşatan kuvvet, yalnız aziz memleket ve milletim hakkındaki sonsuz sevgim değil, bugünün karanlıkları, ahlaksızlıkları, şarlatanlıkları içinde sırf vatan ve gerçek aşkıyla ışık serpmeye ve aramaya çalışan bir gençlik görmemdir.” CHP’nin 38. Olağan Kurultayı umudun yeşerdiği bir Kurultay oldu.
Tıpkı 22 Mayıs 2010’da Kemal Kılıçdaroğlu’nun Genel Başkanlığa seçilmesi gibi…
Fransız filozof Gabriel Marcel, teist varoluşçuluğu ve mutluluğu tanımlarken, kişinin “kendini gerçekleştirme yolundaki kararlılığı” olarak tanımlar.
CHP kurultaylarını işim gereği izleyen bir gazeteci olarak 4-5 Kasım tarihlerindeki Kurultay’ın anlamı daha farklıydı.
28 Mayıs Cumhurbaşkanlığı seçimini kaybeden Kemal Kılıçdaroğlu hem parti içinden hem de toplumsal duyarlılığı olan örgütler tarafından eleştiriliyordu.
Eleştirilerin haklılık yönü var mıdır?
Kim yok diyebilir ki…
Ama;
Hakkını da vermek gerek.
CHP’yi klasik, “devlet partisi” görünümünden çıkarıp “Halkın Partisi” yapmaya çalıştı. Bunu başardı da…
CHP’ye oy verenlerin sadece “elitlerin, okumuşların partisi değil herkesin “ halkın”partisi olması için büyük çaba sarfetti. CHP örgütlerini harekete geçirmeye çalıştı. Ne kadar başarılı olduğu tartışılır ama Genel Başkan olarak bu çabasından hiç vazgeçmedi.
28 Mart seçimden sonra önderliğini Ekrem İmamoğlu’nun yaptığı “değişim” isteyenlerin Özgür Özel’i Genel Başkan adayı göstermesi ve kurultaya da bu iradenin yansıması 100 yıllık Cumhuriyeti kuran 100 yıllık partinin hala umut olduğunun göstergesiydi.
Evet; Cumhuriyeti kuran parti kuruluşunun 100. Yılında yine yeniden umut ülke için umut oldu.
Kutlu olsun!
yeniden umut ülke için umut oldu.
Kutlu olsun!

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

SON HABERLER