419 Başvuru İşlemde! Antakya Simidi mi?
Hatay ve diğer illerdeki çalışmalara işaret eden ve yılın ilk çeyreğinde coğrafi işaret
tescillerinin hızla devam ettiğini vurgulayan Türk Patent ve Marka Kurumu Başkanı Prof. Dr. Habip Asan, yılı 100’ün üzerinde tescille tamamlamayı hedeflediklerini dile getirdi.
Türk Patent ve Marka Kurumu’nun, ‘Künefe’ tescili ile gündeme gelen Hatay ve diğer illerdeki “Coğrafi İşaret ve Geleneksel Ürün” çalışmaları tüm hızıyla sürüyor. Bu çalışmalar kapsamında; Urfa Soğan Kebabı/
Şanlıurfa Soğanlı Kebabı, Urfa Kazan Kebabı/
Şanlıurfa Kazan Kebabı ve Tonya Tereyağı Coğrafi İşaret başvuruları, 15 Mayıs 2018 tarih ve 29 sayılı Resmi Coğrafi İşaret ve Geleneksel Ürün Adı Bülteni’nde yayımlandı. Bülten’de, başvurusu daha önce yapılmış olan, süreci tamamlanarak tescil edilen Manisa Taban Simidi ve Sakarya Süpürgesi Coğrafi İşaretleri de yer aldı.
Gaziantep’ten Mardin ve Şanlıurfa’ya, yöresel tatların ‘coğrafi işaret’ yönündeki kurumsal çalışmaları devam ederken, Antakya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) desteğiyle ‘Künefe’ başlığında bu sürece oldukça hızlı bir giriş yapan Hatay adına bundan sonra gündeme taşınacak diğer geleneksel ürünler merak konusu! En fazla merak edilen mi? Şu ana kadar hiçbir tanıtım noktasında yer al-a-mayan, Antakya Simidi!
-ANTAKYA SİMİDİ-
Antakya’nın geleneksel ‘sahipsiz’ simidi kaç yıldır ya da kaç yüzyıldır damakları şenlendiriyor bilinmez ama,
Manisa’da yüzyıllardır ‘nohut mayasından’ yapılan taban simidine Türk Patent Enstitüsü’nden coğrafi işaret alındı bile. Bu konuda konuşan isim, Manisa’da unlu mamuller üreten bir işletmenin sahiplerinden, Ruşen Gültekin oldu.
“İçinde katkı maddesi yok. Doğal mayadan yapılıyor. İçinde tuz ve şeker yok. Nohut mayası su kaynatılarak yapılır, ardından nohutlar kırılır. Bir şişenin içinde mayalanması beklenir. Ardından hamur haline getirilir ve bu hamurlar 2 saatte bir tazelenir. Yapım süreci neredeyse 24 saat sürüyor. Ayrıca diğer simitler pekmezde kaynatılır, taban simidi ise suda kaynatılır. Ortamı çok sıcak olmak zorunda. Biz coğrafi işareti alırken, Manisa’da üretilen nohutla yapılmasını da vurguladık. Bunlar taban simidinin ayırt edici özellikleridir. Ortasında çizgisi olması ve diğer simide göre yassı olmasından ismi taban simidi olmuştur.”
2010 yılında, nohut mayasından yapılan taban simidinin coğrafi işaretini almak için Türk Patent Enstitüsü’ne başvuru yapan Gültekin Ailesi gibi, birileri Antakya Simidi için de ayağa kalkar ve ‘olması gerekenin’ altına imzasını atar mı, yoksa var olanı ‘yok’ saymaya devam mı?
-GÜNDEM İŞARETLER!-
Tam da bu noktada gerçekleşen son toplantıya Türk Patent ve Marka Kurumu ev sahipliği yaptı. Coğrafi işaretlerin uluslararası tesciline yönelik düzenlenen seminer, TÜRKPATEN’te gerçekleştirildi.
Seminerin açılışında konuşan Türk Patent ve Marka Kurumu Başkanı Prof. Dr. Habip Asan, Kurum olarak coğrafi işaretler konusunda çok aktif bir yılı geride bıraktıklarını belirterek, bugün itibarıyla 81 il bünyesinde 343 coğrafi işaretin tescil edildiğini ve 419 başvurunun işlemlerinin sürdüğünü bildirdi. Prof. Asan, Avrupa Birliği (AB) Komisyonunda 3 coğrafi işaretin tescil edildiğini, 13 başvurunun ise inceleme aşamasında olduğunu bildirdi. Yılın ilk çeyreğinde de coğrafi işaret tescillerinin hızla devam ettiğini vurgulayan Prof. Asan, yılı 100’ün üzerinde tescille tamamlamayı hedeflediklerini dile getirdi. Asan, Coğrafi İşaretler Dairesi Başkanlığı’nın yürüttüğü çalışmaların önemine işaret ederek, bu konudaki kapasitelerini her geçen gün daha fazla güçlendirdiklerini kaydetti.
-AB SÜRECİ-
Prof. Asan, Ulusal Coğrafi İşaret Strateji Belgesi ve Eylem Planı kapsamında, coğrafi işaretler konusunda, 28 ülkenin imzaladığı Lizbon Anlaşması’na dayalı Lizbon Sistemi’ne Türkiye’nin katılmasının da ele alındığını belirterek, “Lizbon Sistemi’ne katılmamızla ilgili zaman zaman davetler geldi. Biz de Türkiye olarak bu konuyu masaya yatırdık ve ülkenin Lizbon Sistemi’ne dahil olması konusuna çalışıyoruz.” dedi. AB Komisyonu ile ilgili çalıştıkları konular olduğunu ifade eden Prof. Asan, coğrafi işaretlerin karşılıklı daha hızlı tescil edilmesi için gayret ettiklerini bildirdi.
-SIRADA NE VAR?-
Manisa Taban Simidi’nden Türk Patent ve Marka Kurumu’nun ‘tescile’ eklemeye çalıştığı Avrupa etiketine uzanan hatta, mevcut süreç, Hatay’ın da içinde olduğu oldukça karmaşık bir trafik yaratmış durumda. Peki, bu ana hikaye içerisinde Hatay’ın rolü, pastadaki payı nedir, diye sorsak mı? Sorarken de, buna dair umutları arttıran düne dair bir toplantının altını bir kez daha çizsek…
Bilindiği gibi, coğrafi işaretlerin Avrupa seviyesindeki tescil aşamasında da çalışan Türk Patent ve Marka Kurumu’nun Antakya’da geçtiğimiz sene gerçekleştirdiği Coğrafi İşaretler Bilgilendirme Toplantısı’nda konuşan Antakya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Başkanı Hikmet Çinçin, Hatay’ın yöresel ürünler açısından çok zengin olduğunu söylemiş, “Şimdi Tuzlu Yoğurt ve Antakya Sürk Peyniri’nin başvurusunu yapacağız. Bu kapsamda çalışmalarımız sürüyor. Bünyemizde Coğrafi İşaretler Strateji Birimi kurduk. Nesillerimize aktaracağımız yöresel ürünlerimizin pazar payının arttırılması için çalışmalarımız devam ediyor” demişti.
Antakya Ticaret Borsası eski Başkanı Mehmet Ali Kuseyri ise, onlarca medeniyete ev sahipliği yapmış bu topraklarda yerel miraslara sahip çıkmaya çalıştıklarını kayderken, yöresel ürün açısından zengin sahip olunan potansiyele işaret etmiş ve, “Bu zenginliğe rağmen yeteri kadar coğrafi işaret almış ürün bulunmuyor. Türkiye’de 2 bin 500’ün üzerinde coğrafi işaret alacak ürün varken şu ana kadar sadece 200 civarında ürün coğrafi işaret alabilmiştir. Yöresel ürünleri koruyabilmek, değer kazandırmak için çaba harcanması gerekiyor” demişti.
Şimdi gözler, şu ana kadar 343 coğrafi işaretin tescil edildiği ve 419 başvurunun ise işlemde olduğu Türkiye coğrafyasında Hatay’da sırada hangi ürünün yer alacağı noktasında! Peki, sıra hangisinde? Antakya Simidi mi, Antakya Ayakkabısı mı, Tuzlu Yoğurt mu yoksa Sürk Peyniri mi? -Tamer Yazar-