İzmir depreminden sonra ilimiz deprem gerçeğinde yapılabilecekleri anlattı.
Önce mahallelere toplanma yerleri ve konteyner…
Antakyalı İnşaat Mühendisi Gürcan Sovuksu, mesleğindeki 35 yıllık birikimiyle, ilimiz deprem gerçeğinin masaya yatırılması ve resmi-özel kişi ve kurumlara düşen görevlerin ivedilikle yerine getirilmesi gerektiğini savundu.
-HER MAHALLEYE-
Sosyal medya paylaşımında, öncelikle her mahalleye bir toplanma alanı ve tüm teçhizatıyla konteyner hazırlığı yapılması gerektiğini söyleyen Antakyalı 35 yıllık İnşaat Mühendisi Gürcan Sovuksu’nun anlattıkları şöyle:
“Deprem gerçeğini acilen masaya yatırmak için neyi bekliyoruz? Kentsel dönüşüm veya yerinde dönüşümün maliklerince uygulanamama sebebi, sadece ve sadece ekonomik nedenlerdir. Ana arterlerde yapılan yerinde dönüşümler artı değer kazandırdığından dolayı, dönüşüm gerçekleşmektedir. Oysa sokak ve ana arterlerden uzak binalarda bina maliklerinin kendi imkanlarıyla tüm maliyet giderlerini karşılaması mümkün olmamaktadır. Bu yüzdendir ki, ülkemizdeki 1999 depremi öncesi yapılan binaların riskini hala taşımaktayız.
1999 sonrası değişen deprem yönetmeliğine göre yapılan binalar kuşkusuz daha az risklidir. Bu durumun çözülebilmesi için, mevcut durumlarını koruma yanı sıra her parsele en az 2 kat daha imar verilmesi gerekmektedir. Bu durum her ne kadar nüfus yoğunluğunu arttırsa da, mevcut durumun mezarlığından daha iyidir.
Belediyeler, halkına çözüm üretmek zorundadır. Böylece ekonomik durumu birazcık da olsa dengeye getirmek için bir yoldur benim önerdiğim. ‘Başka çözümler için buyurun masaya’ diyorum. Artık çözüm üretmeliyiz. Belediyeler, bir meclis kararı ile bu konuyu derhal çözebilir. Kentsel dönüşüm ise belediyelerin kurdukları imar Ltd. Şti. eliyle, örneğin Armutlu gibi yerlerde ada bazında kat arttırarak, yeşil alan ve diğer sosyal yapıları kurarak, yeni bir şehir planlaması yapabilir. Parseller harmanlanır, malikleri, hisseleri oranında sosyal uygarlık seviyesinde yeni yapılara sahip olabilir. Hisse malikleri, devletten kira ve para yardımı alabilir. Ayrıca depremden önce imar kanununda değişiklik yaparak, her projeye nasıl bir asansör mecburiyeti varsa, her binanın her dairesine, en az dört kişilik, hafif çelikten, üzerinde betonarme yük olmadan tam teçhizatlı darbelere dayanıklı, içinde birkaç gün kalınabilecek donanımlı bir deprem kabini mecburiyeti getirilmelidir ve bu deprem kabinlerinin, hem belediyede envanteri olacak hem de şeması, plan üzerinde, binanın dış bahçe duvarının üzerinde, aynı uçaklardaki kara kutu gibi olmalıdır. Böylece kurtarıcı ekipler neyi nasıl arayacağını bilmiş olur.
Anaokullardan başlayarak, tüm eğitim-öğrenim dönemlerinde, çocuklarımız artık sıranın altına değil, yanına yatmaları ve bir üçgen yaratmalarını bilmelidirler. Önermek istediğim bir diğer husus da var ki, çok önem taşımaktadır. Kurtarma işi, ayrı bir ihtisas gereken ve sürekli yenilenmesi gereken bir konudur. Bu konunun, her ilçe ve illerde bulunan itfaiye ve benzeri ekipler yanı sıra askeri ekiplerimizin, barışta daha sistemsel ve kalıcı bir görev şeklinde, her dönem her askerin bu eğitim ve tatbikattan geçmesi koşuluyla görevlendirildiği mahallelerde, sokakları, binaları, plan üzerinde bilmesi ve uygulamasını sağlarsak, daha bilinçli kurtarılacağımız aşikar olur.
İvedilikle, her mahalleye, deprem sonrası toplanma alanlarının sakinlerine bildirilmesi gerekmektedir. Yine ivedilikle, yeşil alanlara konuşlandırılacak her türlü teçhizatın içinde bulunduğu konteynerler yerleştirmek gerekmektedir. Nacizane, 35 yıllık bir inşaat mühendisi kardeşiniz olarak, bunlar, kısa sürede aklıma gelenler. Her gün bir kayıptır.”
Sosyal medya paylaşımını gören Antakyalı Harita Mühendisi Kenan Kantarcı adlı kişi de, söylenenleri desteklercesine şu paylaşımı yaptı:
“Hatay’da kentsel dönüşüm projesini uygulayacak belediyeye, planlamada kullanılacak tüm harita hizmetlerine fahri olarak talibim. Yeter ki başlansın.” -Cemil Yıldız-