Emekli öğretmenin çalışma azmi örnek olsun…
Antalyalı emekli Öğretmen, tatil amaçlı geldiği Antakya’da dokuma kursiyeri oldu. Başarılı çırak olabilmesi için de “pohur” yakıldı.
Aslen Antalyalı. Antakya’ya 1 günlüğüne, arkadaş ziyareti için geldi. Gelmişken de, ‘bir de Uzun Çarşı’ya gideyim’ dedi ve dokuma serüveni böyle başladı.
Uzun Çarşı gezisinin başlarında merak sardığı dokuma tezgahı atölyesinden içeriye adım attı, Usta Abdulla Akar ile tanıştı ve bir-iki saat içinde dokuma tezgahının başında buluverdi kendisini.
-USTASINDAN-
53 yaşındaki emekli Öğretmen Ayfer Çakal, ilk kez girdiği dokuma atölyesinde, kentin bu alandaki belki de tek ustalarından Abdulla Akar ile tanışır ve meslekle ilgili incelikleri öğrenir. Ustanın anlattıklarına göre, memlekette dokuma sanatına ilgi neredeyse sıfır noktasında. Ustalar kalmadı, kalfası da yok, çırağı da.
Unutulmaya yüz tutan bir meslek haline gelen dokumacılık, Ayfer Çakal adlı emekli öğretmenin bir anda ilgi alanına girer ve ustanın hoşgörüsüyle de kendini bir anda dokuma atölyesinde bulur. Henüz bir haftalık dokuma çırağı olan Ayfer Çakal, kısa zamanda azmederek işi öğrenmeye çalışıyor.
Bundan sonrasını, isterseniz, kendi sosyal medya hesabında “Dokumacı Çırağı Günlükleri” başlığı altında yer alan anlatımlarıyla onun ağzından dinleyelim:
1. GÜN: Antakya’da, dededen-babadan, usta-çırak el vermesiyle yetişmiş, saygıdeğer Abdulla Akar Usta’nın atölyesinde bugün itibariyle öğrenciyim.
2. GÜN: Çıkrıkta masuralara ipliklerin sarılması, zilife dokuma (kilimin başlangıç ve bitişinde kullanılan dokuma ince ipek iplikten)… Çırağın, 3 gün içinde bitirmesi beklenen, orta incelikteki iple başlanılan tek mekik ile dokuma kilime (bittiğinde 175 cm olacak) başladım. Dokuma tezgâhı ipi gevşetme ile ilgili teknikler öğrenildi.
3. GÜN: Başarılı çırak için nazardan korumak için pohur (buhur ) yakılması… Tezgaha gerilen iplerden kırılanın nasıl bağlanıp düğümlenmesini öğrenme… Başlangıç ve bitişte zilfe örgü neden yapılır? Biten ilk çırak halısı, ustası tarafından fazla övülmeden, küçük iltifatlarla nasıl onurlandırılır ve biten kilimin kesilmesi… Biten işin konu komşu görmesi için, tezgah başında gösteriş etmesi… (bunu ben uydurdum)
4 VE 5. GÜN: 80X100 cm pano kilime başlanarak, üzerinde dokuma nakışı teknikleri gösterildi. Renkler seçilerek desen oturtuldu. Ancak öyle çizerek-ölçerek-biçerek filan değil! (Usta; kilim, kalple dokunur, planla-projeyle değil diyor…) Deve ayağı nakışı öğrenildi.
6.GÜN:Yanlışlardan dönülmesi, yani sökme teknikleri… Tezgaha düzen verme, çözgülerin doğrultulması…
-ÖĞRENMEK GÜZEL-
Emekli Öğretmen Ayfer Çakal, insanın, yaşı ne derece ileri olursa olsun; çalışma, öğrenme, yeniliği görme azmi ve hırsı olduğu sürece, herkesin her şeyi öğrenebileceğini ve kendini yenileyebileceğini, unutulmaya yüz tutmuş meslekleri de bu yolla canlandırabileceğini belirtiyor.
Çakal, dokuma tezgahı başına geçme serüvenini anlatırken de, “Ben, Antakya’ya bir-iki günlüğüne, arkadaşımı ziyarete gelmiştim. Vitrinde kilim gördüm. Merakımı sardı, içeriye adımımı attım” diyor ve şöyle devam ediyor:
“Ben, Antalyalıyım. 32 yıllık edebiyat öğretmenliğinden sonra emekliye ayrıldım. İngilizce, Osmanlıca ve Rusya’yı çok iyi bilirim. Geleneksel mesleklere büyük ilgim var. Dokuma tezgahı bir tutku oldu benim için. Mesleği tam anlamıyla öğrenmeden Antakya’dan ayrılmam. Bu bir proje ve devamı gelecek. İşi, Bakanlık nezdinde ilerleterek, memleketin Antalya-Manavgat’ta da bu mesleği tanıtacağız, yaygınlaştıracağız. Buraya ‘Pohur’ ile girdim, çıkarken de sertifikamı alarak; aynı duygu, azim ve şevkle memleketimde sürdürmek istiyorum.”
-Cemil Yıldız-