Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

6 Şubat depremlerinin görünmez tehlikesi

6 Şubat 2023 depremleri sonrasında yaşanan hava kirliliği ve bunun

6 Şubat 2023 depremleri sonrasında yaşanan hava kirliliği ve bunun neden olduğu önlenebilir hastalıklar, Hatay halkını tehdit etmeye devam ediyor. Bilimsel verilere ve yetkililere yapılan uyarılara rağmen gerekli önlemler alınmıyor. Moloz kaldırma çalışmalarındaki ihmal, halk sağlığını tehlikeye atarken, bu durumun uzun vadede ciddi sağlık sorunlarına yol açabileceği öngörülüyor.

Hava kirliliği neden artıyor?
Şubat 2023 depremleri sonrasında yıkılan binaların molozlarının taşınması sürecinde yapılan hatalar, hava kirliliğinin tehlikeli seviyelere ulaşmasına sebep oldu. Yetkililer tarafından alınması gereken önlemler göz ardı edilirken, bu süreçte yaşanan ihmaller, bölge halkının sağlığını ciddi şekilde tehdit etmeye devam ediyor.

Uzmanlar, yıkıntıların uygun şekilde taşınmadığını, ayrıştırma işlemlerinin yanlış yapıldığını ve toz oluşumunu engellemek için yeterli sulama yöntemlerinin uygulanmadığını belirtiyor. Bu hatalar, havada asılı kalan zararlı partiküllerin artmasına ve bölge halkının solunum yolu hastalıklarıyla karşı karşıya kalmasına neden oluyor.

Hava kirliliği ve sağlık üzerindeki etkileri
Hava kirliliğinin kısa ve uzun vadede insan sağlığına ciddi zararlar verdiği biliniyor. Özellikle PM10 ve PM2.5 olarak adlandırılan mikroskobik toz parçacıkları, solunum yollarına nüfuz ederek akciğerlere ve kan dolaşımına karışıyor.

Akut (kısa süreli) maruz kalmanın etkileri
Astım atakları ve KOAH krizlerini tetikleyebilir.
Kalp krizi riskini artırabilir.
Göz, burun ve boğaz tahrişine yol açabilir.

Kronik (uzun süreli) maruz kalmanın etkileri
Akciğer kanseri ve mesane kanseri riskini artırır.
Çocuklarda gelişim geriliğine neden olabilir.
Solunum yolu hastalıkları ve kalp damar hastalıklarına yol açar.

Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) yaptığı araştırmalar, hava kirliliğinin erken doğum, düşük doğum ağırlığı ve bebek ölümleri gibi ciddi sonuçlar doğurabileceğini gösteriyor. Deprem bölgelerinde yapılan hava ölçümleri, DSÖ’nün belirlediği limitlerin çok üzerinde partikül maddelerin bulunduğunu ortaya koyuyor.

Deprem bölgelerinde hava kirliliğinin başlıca nedenleri
DSÖ, hava kirliliğinin ana sebepleri arasında sanayi tesisleri, termik santraller ve ulaşım sistemlerinden kaynaklanan emisyonları gösteriyor. Ancak, Şubat 2023 depremlerinden sonra ortaya çıkan hava kirliliğinin ana kaynağı, yanlış yürütülen moloz kaldırma çalışmaları.

Uzmanların hazırladığı raporlara göre, hava kirliliğine neden olan temel faktörler şunlar:

Yıkılan binaların enkazlarının uygun şekilde ayrıştırılmaması.
Toz oluşumunu önleyecek ıslak çalışma yöntemlerinin uygulanmaması.
Molozların açık kasalı ve uygun olmayan araçlarla taşınması.

Bu ihmaller, havada asılı kalan partiküllerin yoğunluğunu artırarak bölgede yaşayan insanlar için ciddi bir tehdit oluşturuyor.

Kanserojen maddeler ve ölümcül hastalıklar
Hava kirliliği yalnızca solunum yollarını etkilemekle kalmıyor, aynı zamanda sinir sistemi ve organ fonksiyonlarını da bozuyor. Özellikle ağır metallerin havaya karışması, ciddi sağlık sorunlarına yol açıyor.

Deprem bölgelerinde tespit edilen bazı tehlikeli maddeler şunlar:

Kurşun: Çocuklarda sinir sistemine geri dönüşü olmayan zararlar verebilir.
Arsenik: Anne karnındaki bebeklerde düşük doğum, ölü doğum ve sinir sistemi gelişim bozukluklarına yol açabilir.
Cıva: Zihinsel gerilik ve motor becerilerde bozukluk yapabilir.
Alüminyum: Beyin gelişimini durdurabilir, özellikle çocuklar için büyük tehlike oluşturur.

Bu maddelerin yüksek seviyelerde olması, kanser ve kronik hastalıkların görülme sıklığını artırıyor. Uzun süreli maruziyet, ölüm oranlarını yükseltiyor.

Yetkililer sessiz, halk ise tehlike altında
Bölgedeki bilim insanları ve çevre örgütleri, moloz kaldırma işlemlerinin yanlış yapıldığını ve bu durumun önlenebilir hastalıklara ve ölümlere sebep olduğunu defalarca dile getirdi. Ancak, yerel ve merkezi yönetimler soruna çözüm bulmakta yetersiz kaldı.

Yetkililerden hava kirliliğine neden olan bu süreçleri durdurmaları ve halk sağlığını koruyacak önlemler almaları beklenirken, şu ana kadar etkili bir müdahale yapılmadı.

Önerilen çözümler
Moloz kaldırma işlemlerinin uygun yöntemlerle yapılması.
Toz oluşumunu önlemek için sulama sistemlerinin etkin kullanılması.
Ağır metallerin tespiti için daha sık hava ölçümlerinin yapılması.
Halkın sağlık riskleri konusunda bilinçlendirilmesi.

Bu önlemler alınmadığı sürece, depremzedeler için yeni sağlık krizleri kaçınılmaz olacak.

Şubat 2023 depremlerinden sonra yaşanan ihmaller zinciri, yalnızca ilk felaketin boyutlarını artırmakla kalmadı, aynı zamanda gelecek nesilleri de tehlikeye atacak bir çevre felaketine dönüştü. Hava kirliliğinin kontrol altına alınmaması, yüz binlerce insanın sağlığını riske sokuyor. Yetkililerin bu soruna ne zaman çözüm bulacağı ise büyük bir soru işareti olmaya devam ediyor.