Yarın 8 Mart, Dünya Emekçi Kadınlar Günü.
8 Martta ülkemiz başta olmak üzere, dünyanın her yerinde kadınlar; pankartları, flamaları, rengarenk giysileriyle, binlerce yıllık ezilmişliğe karşı, alanlara inecekler, üzerlerindeki sömürü ve baskıyı protesto edecekler
Türkiye Yazarlar Sendikası’nın bu yılki 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü Bildirisi’ni 29 Mart 2019’da, evinin önünde, çalışma arkadaşı olan bir erkek tarafından öldürülen Fatma Şengül’ün kızı Açelya Şengül yazdı.
Açelya Şengül’ün kaleme aldığı Dünya Emekçi Kadınlar Günü bildirisinde, “8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü, bu yıl geçmiş yıllardan daha farklı bir anlam taşıyor benim için. Emekçi, mücadeleci annem Fatma Şengül aramızda olmayacak. 129 dokuma işçisi kadın, hakları için hayatlarını kaybetmişlerdi yıllar önce. Daha iyi şartlarda çalışmak, eşit işe eşit ücret, çalışma saatlerinin düşürülmesi taleplerimiz kabul edilmeli diye greve çıkmışlardı.
Türkiye’de emekçi olmak başkadır kadınsanız. İş yerinde mobbing, taciz, ölüm, kadınlara dayatılan ve gittikçe artan bir sömürü sistemi. Annem Fatma Şengül emekli olmasına rağmen çalışmak zorunda olan emekçi bir kadındı. İş yerindeki mobbing ve ağır çalışma şartlarına karşı çıktığı için, aynı iş yerinde birlikte çalıştığı erkek tarafından katledildi.
Ben kızı Açelya, annemin bıraktığı yerden onun mücadelesini, kadın cinayetleri mücadelesini, emek mücadelesini sürdürüyorum. Fırsat bulduğum her alanda kadınların sesi olmak için elimden geleni yapıyorum. Santim santim yazacağım kadın isyanımızı. Ülkemizde yüzlerce örneği olan kadın cinayetlerine dur diyebilmek, bu yıl annem Fatma Şengül’ün ve katledilen kadınların isyanı olmak için tüm kadınları 8 Mart’ta alanlara çağırıyorum! 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günümüz kutlu olsun.”
Kadın Cinayetleri’ni Durduracağız Platformu’nun verilerine göre 2013 yılında 237, 2014 yılında 294, 2015 yılında 303, 2016 yılında 328, 2017 yılında 409, 2018 yılında 440, 2019’un ilk 11 ayında en az 430 kadın öldürüldü.
Kadına cinayetleri ve kadına şiddet devam ediyor.
Isparta’da, ayrılmak istediği erkek arkadaşı Zafer P. tarafından öldürülen üniversiteli 19 yaşındaki Güleda Cankel büyük yankı uyandırdı.
Bir sabah, Ordu’da, evinin önünde bir saldırgan tarafından bıçaklanan 20 yaşındaki balerin Ceren Özdemir’in yaşamını yitirmesi ülke gündemine oturdu.
“Başka bir dünyanın mümkün olduğunu bildiğimiz için… Daha adil, daha barışçı, daha eşit, daha özgür, daha iyi, daha güzel bir dünya için… Geleceğimiz için…” diye sesleniyor kadınlarımız.
Türkiye’de 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü ilk kez 1921 yılında “Emekçi Kadınlar Günü” olarak kutlanmaya başlandı. 8 Mart, 1975 yılında daha yaygın olarak kutlandı ve sokağa taşındı. “Birleşmiş Milletler Kadınlar On Yılı” programında Türkiye de etkilenmiş, 1975 yılında “Türkiye 1975 Kadın Yılı” kongresi yapılmıştır. 1980 askeri darbesinden sonra dört yıl anılmadı 8 Mart.
1984’ten itibaren her yıl çeşitli kadın örgütleri tarafından Dünya Kadınlar Günü kutlanmaya başlandı.
Bütün insanların ( Kadın-erkek) eşit, özgür, mutlu ve refah içinde yaşayacağı başka bir dünya özlemiyle bütün kadınlarımızın 8 Mart’ını kutluyor ve sözlerimi dünya şairi Nazım’ın dizeleriyle noktalıyorum.
HOŞGELDİN KADINIM
Hoş geldin kadınım benim, hoş geldin.
Yorulmuşsundur;
nasıl etsem de yıkasam ayacıklarını,
ne gül suyum, ne gümüş leğenim var.
Susamışsındır;
buzlu şerbetim yok ki ikram edeyim.
Acıkmışsındır;
sana beyaz keten örtülü sofralar kuramam
memleket gibi esir ve yoksuldur odam.
Hoş geldin kadınım benim, hoş geldin!
Ayağını bastın odama
kırk yıllık beton, çayır çimen şimdi.
Güldün,
güller açıldı penceremin demirlerinde.
Ağladın,
avuçlarıma döküldü inciler;
gönlüm gibi zengin,
hürriyet gibi aydınlık oldu odam.
Hoş geldin kadınım benim, hoş geldin…
YORUMLAR