6 Şubat depremlerinde 84 kişinin hayatını kaybettiği Hünkar Apartmanı davasında hiçbir tutuklu sanık bulunmuyor. Acılı aileler, adalet talep ederken, “Eğer bir bakan ya da vekilin yakını burada hayatını kaybetseydi, sonuç böyle olmazdı” diyerek tepki gösteriyor.
Neden tutuklu yok?
Kahramanmaraş’ın Onikişubat ilçesi Şazibey Mahallesi’nde yer alan Hünkar Apartmanı, 6 Şubat 2023’te meydana gelen yıkıcı depremlerde adeta enkaza dönüştü. Bu korkunç olayda 84 kişi hayatını kaybederken, 3 kişi de yaralı olarak kurtuldu. Ancak aradan geçen 23 ay içinde davanın sanıkları tutuksuz yargılanıyor.
Suçlamalar ve Yargılama Süreci
Kahramanmaraş Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, Hünkar Apartmanı’nın müteahhitleri İbrahim İlhan ve Ferhat İlhan, statik proje müellifi Ahmet Özdemir ve statik fenni mesulü Nevzat Bahşi hakkında “bilinçli taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olma” suçundan 22 yıl 6’şar aya kadar hapis cezası talep edildi.
Buna rağmen sanıkların tamamı tutuksuz yargılanıyor ve bu durum, yakınlarını kaybeden ailelerin tepkisine neden oluyor.
“Adalet Çığlığı Hiçbir Zaman Duyulmadı”
Enkaz altında anne, baba, kardeşi ve babaannesini kaybeden Sıla Danyeri, yaşadığı büyük acıyı şu sözlerle dile getirdi:
“Beni ve yüzlerce insanı büyük acılarla yaşamaya alıştıran bu insanların cezasını çekmesini istiyorum. Eğer Hünkar Apartmanı’nda bir bakan veya milletvekilinin yakını hayatını kaybetmiş olsaydı, sanıklar tutuksuz yargılanır mıydı? Bakan ve vekilin birisi benim yaşadıklarımı yaşasaydı bu sonuçla karşılaşmazdık. Muhtemelen bir tanıdık bulup davanın seyrini değiştirirlerdi.”
Danyeri, Türkiye’de adaletin hep güçlüden yana işlediğini savunarak, yaşadığı hayal kırıklığını dile getirdi.
Sorumluluk Kimde?
Depremlerin ardından yıkılan birçok binanın sorumluluğu sorgulanırken, yetersiz denetimler, malzeme kalitesizliği ve ihmalkârlıklar en sık dile getirilen sorunlar arasında yer alıyor. Ancak davalarda gerçek sorumluların cezalandırılması konusunda ciddi eksiklikler bulunuyor.
Aileler Adalet Bekliyor
Hünkar Apartmanı davasında olduğu gibi birçok deprem davasında, mağdur aileler hâlâ adaletin yerini bulmasını bekliyor. Hukuki süreçlerin yavaş ilerlemesi ve sanıkların tutuksuz yargılanması, toplumda derin bir güvensizlik oluşturuyor.