Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Çingene Kızı lansman ile…

Peki, Defne’nin Mozaikleri? ABD’den

Peki, Defne’nin Mozaikleri?

ABD’den Türkiye’ye iadesi sağlanan Zeugma Çingene Kızı mozaiğinin kayıp parçaları, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un katılımıyla düzenlenen lansmanın ardından vatandaşların ziyaretine de açıldı. Ama merak edilen, Defne Uğur Mumcu Meydanı’ndan çıkartılan binlerce yıllık mozaiklerin akıbeti! Sahi, onlara ne oldu? Onlar, nasıl bir hikaye anlattı? Bildik mi? Peki, lasmanı için ne yaptık?

Gaziantep’te, tarihi kazılarda 1998 yılında tesadüfen bulunan Çingene kızı mozaiğinin kayıp parçaları 20 yıl aradan sonra, evine, Anadolu topraklarına döndü. Tarih ve kültür dünyasının yakından izlediği sürecin sonu ise Gaziantep’te gerçekleşen bir lansman ile final buldu. ABD’nin Ohio eyaletinde bulunan Bowling Green State Üniversitesi’nden alınarak Gaziantep’e getirilen Çingene Kızı mozaiğinin 12 eksik parçası ile beraber, Zeugma Müzesi, dünya gündemine oturdu.
Lansman’a katılan Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, “Bu coğrafyadan koparılan kültür varlıklarının yurtlarına dönmesinin üzerinde ciddiyetle duruyoruz. Bu, ülkemize ve insanlığa karşı sorumluluğumuzun bir gereğidir” derken, Anadolu topraklarında gün yüzüne çıkan, çıkartılan her bir mozaiğin ne kadar önemli olduğunu da şu kelimelerle özetledi:
“Mozaik, bir bütünün parçasıdır. Bu topraklarda yaşamış kültürlerin her biri ‘BİZ’i oluşturan bütünün parçası, mozaik taşıdır. Dünden bugüne hepimiz bu toprakların birer ‘TESSERA’sıyız. Emeği geçen herkese teşekkür ediyorum.”
Bulunan parçaların Gaziantep Zeugma Müzesi’ne olan ilgiyi de arttıracağını dile getiren Bakan Ersoy, şu tespiti yaptı:
“Kültürel miras, aynı duyguları paylaşmayı sağlayan güçlü bir bağlılıktır. Bugün bu bağa gücüne güç katıyoruz. Çingene kızın resmedildiği komposizyona ait 12 parça eşsiz mozaik bizlerle anayurdunda buluşuyor. Bu kavuşmanın Zeugma müzemize olan ilgili kat kat artıracağına inanıyorum.”
-SORALIM!-
Benzer bir ilginin yanı başında oturması gerekirken, bulunanları konusunda başka bir yol izleyen ve sessizliğe gömülen Hatay’ın Defne ilçesi ‘keşfi’ için konuşan ve Gaziantep’te ‘Çingene Kızı’ Mozaiği ile beraber son yaşanan ulusal ve
uluslararası yoğunluğu değerlendiren bir turizmci şunları söyledi:
“Buna dair haberi okurken, şiirsel bir anlatım vardı her bir kelimede, ki o yüzden o kısmı okuyacağım… Şöyle ifade edilmiş mozaik anlatılırken; ‘Fırat Nehri kıyısında, milattan önce 2’nci ve 3’üncü yüzyıllara tarihlenen muhteşem mozaiklerle süslenmiş Roma ev-lerini bünyesinde barındıran Zeugma Antik Kenti’nden çıkarılan Çignene kızı mozaikleri…’ Haberi bu şekilde okurken bile aklınız o resmi çiziveriyor hemen ve ‘orada olmalıyım’ diyorsunuz! ‘Bu hikayenin geçtiği o anları bana fısıldayacak mozaik parçaları yakından görmeliyim’, diye de ekliyorsunuz.
Bir kentin turizmini bu şekilde pazarlayabilirsiniz. ‘Var’ demekle olmuyor’ Var olanın bir hikayesi olmalı. Ama onu da öyle bir anlatmalısınız ki, epik bir hava olmalı her bir kelimede ve görkemli detaylar barındırmalı. Binlerce yıllık detaylar… Eski imparatorluk dönemlerini anlatan detaylar… ‘Bir zamanlar…’ diye başlayan ve bu coğrafyayı sizle beraber paylaşmış detaylar…
Zeugma Müzesi, sadece bu hikayesi ile bile ‘yeter de artar’ bir ilgiyi yaratmış durumda. Çünkü 12 parça eşsiz mozaik, binlerce turist demek. Takip ettiniz mi bilmiyorum ama, buna dair haberler hem ülkemizde hem de yurt dışında çok fazla yer buldu kendisine. Bunun anlamı ne, biliyoruz! Daha çok haber, daha çok turist!
Şimdi gelelim sizin sorunuza, Defne’ye, bulunanlara, ama bir türlü kelime olamayanlara… Bu kısmı ne dün anladım ne de bugün. Hala ‘nasıl’ diye soruyorum kendi kendime.
Ama bu kısma geçmeden, Mısır’da son tarihi keşfi izlediniz mi, onu sorayım. Hani, Mısır’ın batısındaki Giza kentinde yapılan arkeolojik kazılarda 3000 yıllık 8 mumya bulundu ya, onu! Ne oldu? Amerika’dan İngiltere’ye, dünyanın her yerinde haber oldu bu keşif. Mısır Tarihi Eserler Bakanlığı, yapılan çalışmanın fotoğraflarını dünya ile paylaştı. Her bir fotoğraf, içerdiği hikaye ile yeni bir merak yarattı. Mısır zaten başlı başına bir hazine, ama bu yetmiyor. Daha fazlası için daha fazla hikaye ekleniyor ve bunun için de her bir keşif, dünyanın gözleri önünde gerçekleşiyor. Gizlenmiyor. Açıklamalar ötelenmiyor. Sorular cevapsız bırakılmıyor.
Ve şimdi Defne kısmı! Buradaki durum bir hayal kırıklığı, bir kere bunun altını çizelim. ‘Bir kentin üzerine ölü toprağı serpmek istiyorsan, ne yapılabilir’ diye sorana, ‘Defne’de yapılan yapılsın’ diye cevapla! Çünkü bu konuda çok başarılılar! Buradaki müzenin de kentin de önemli bir kazanımıydı bulunan her bir parça, ama bu kısım kent turizmi adına ‘ölü doğdu’ ne yazık ki! Ama garip olan, kimse sormadı! Sorgulamadı! Ne oldu, diye merak etmedi. Çıkanlar neydi, merak etmedi. Kaç taneydi, saymadı. Şu an ne durumdalar, takip etmedi. Kimse, ama kimse konuşmadı. Bence bu kent adına en önemli keşiflerden biriydi ama, resmen halı altına süpürüldü. Buradaki kazılar o kadar gizli ve o kadar hızlı yapıldı ki, yapılacak bir alt geçit ve yol uğruna, resmen büyük bir kaynak heba edildi. Bence bugün anlaşılamıyor bu büyük kayıp, ama… Belki yıllar sonra anlaşılacak! Keşke, denecek! Ama o zaman da çok geç olacak! Her zamanki gibi!”
-MÜZE DIŞINDA!-
Defne’deki keşfin (mozaikler ve eski mimari yapılar), bu alanın bir açık hava müzesi olarak değerlendirilmesi bağlamında önemli bir fırsatı da beraberinde getirdiğini, ancak bölgedeki çalışmaların yerel idareciler tarafından ‘aceleye getirildiğini’ ve birçok eserin de toprak altında bırakıldığını savunanlar var. Bilindiği gibi, buna dair en net eleştiriyi, Arkeolog (Kültür Varlıkları ve Müzeler eski Genel Müdürü) Kenan Yurttagül geçtiğimiz günlerde yapmış ve “Yerel yöneticiler ya da mülki idareciler, hatta bu şehirden sorumlu kim varsa, bu kentin çok farkında değiller ne yazık ki. Sadece Antakya bağlamında konuşmuyorum. Hatay bağlamında, diğer ilçelerdeki kültürel mirasın da aynı sıkıntıları yaşadığını düşünüyorum. O nedenle, yerel yöneticilerin, bu şehirdeki kültürel ve tarihsel mirası koruması gerekiyor. Çünkü bu kente gelenler, önce tarih diyor, ardından yemek ve diğerleri geliyor. Bunu bu şekilde bir sıraya koyabilmemiz lazım. Niye mi? Çünkü Antakya’da, maalesef ki, Müze dışında gösterebileceğimiz başka hiçbir şey yok” demişti.
-VALİ’YE SORALIM!-
Defne ilçesi Uğur Mumcu Meydanı’nda Büyükşehir Belediyesi tarafından gerçekleştirilen bir yol çalışması sırasında keşfedilen mozaiklerin ve eski dönem mimari yapıların, hatta heykellerin akıbetini Hatay Valisi Rahmi Doğan’a soralım mı? Şu ana kadar, Müze İdaresi ve İl Kültür Müdürlüğü tarafından ne yerel anlamda ne de ulusal bazda hiçbir açıklamanın yapılmadığı keşif için bizlerle bir şeyler paylaşmasını rica edelim mi? Zeugma Müzesi’ni ülke ve dünya gündemine taşıyan Çingene Kızı Mozaiği kadar görkemli mozaiklerin çıktığı alana ‘resmi’ yetkililer tarafından gömülen kelimeleri topraktan çıkartmasını isteyelim mi? ‘Kent turizmini, garip bir –aldırmazlık- üzerine inşa eden yöneticilerin bu alandaki başarılarını sorgulama zamanı geldi’ diyenlerin eleştirilerini kendisiyle paylaşalım mı?-Tamer Yazar-