Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Jeoloji Mühendisleri Odası uyardı…

Deprem Kentleri İçin Risk…

Deprem Kentleri İçin Risk…

TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası’nın Antakya Gazetesi ile de paylaştığı “Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği Kapsamında Yapılacak Tasarım Gözetimi ve Kontrolü Hizmetlerine Dair Tebliğ’ ile beraber, deprem istismarcılarının devreye girdiği ifade edildi. Peki, mevcut risk, Hatay gibi kentler için ne kadar büyük bir risk, biliyor muyuz?

Deprem gerçeği üzerine konuşurken, bu konuda ‘bilirkişi’ konumunda kaç kişi sayarız, bilinmez! Ancak Antakya özelinde, ki birincil derecede deprem bölgesi sayılan Hatay başlığında bunu konuşacak olursak, sahip olduğumuz yapı stokunun ne durumda olduğuna dair en net ifade, kulağa garip de gelse, bugün hala tartışması yapılan Vakıf İşhanı bağlamında kamuoyu ile paylaşılmış, hatta tehlikenin büyüklüğüne de dikkat çekilmişti. Açıklamanın sahibi, Hatay Vakıflar Bölge Müdürü Mehmet Yıldıran! Söyleneni hatırlayalım mı?
“Antakya ve çevresi, birinci derece deprem kuşağında yer almaktadır. Tarih boyunca çok defa büyük deprem felaketine uğramış olan Antakya’da, olası 7,5 şiddetindeki bir depremde, Antakya’da, açıklamamıza konu işhanı gibi pek çok bina yıkılacaktır. Hatay Vakıflar Bölge Müdürlüğü, sorumlu olduğu taşınmazlarda, deprem gibi insanlık için önemli olan bir konuya duyarsız kalamayacağı gibi kanuni sorumluluğu da vardır. Bölge Müdürlüğümüzce, iki bloktan oluşan işhanı yapıların yıkılarak, iki blok arasında kalan ve idaremizce Antakya Belediyesinden satın alınan parselin de tevhit edilmesiyle oluşan taşınmaza, imar planına uygun bir şekilde mevcut işhanı ile aynı işlev ve mahiyette daha estetik, kent siluetine uygun günümüz teknik imkanlarının kullanıldığı işhanı planlanmaktadır.”
-SORMADIK!-
Şu ana kadar, bu açıklamanın, “olası 7,5 şiddetindeki bir depremde, Antakya’da, açıklamamıza konu işhanı gibi pek çok bina yıkılacaktır” söyleminde hiç birimiz durmadık ve ‘ne ifade edilmek isteniyor’ kısmını zorlamadık! Ama asıl olarak da, ‘pek çok bina’ noktasında hangi binalar olduğunu ve ‘pek çok bina’ başlığına giren kalabalığı hiç sorgulamadık! İşte tam da bu noktada, bir başka deprem tartışması, Ankara tarafından yayınlanan son tebliğle ‘deprem kenti’ Hatay’ın da gündeminde.
-FIRSATÇILAR!-
Eldeki tartışmalı Antakya yapı stokunun uzağında, TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu’nun geçtiğimiz günlerde Antakya Gazetesi ile de paylaştığı “Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği Kapsamında Yapılacak Tasarım Gözetimi ve Kontrolü Hizmetlerine Dair Tebliğ” ile beraber ‘gözetim ve kontrol’ esasları da değişiyor. Bu ise, zaten sorunlu yapı stoklarına sahip Hatay gibi kentler için var olan risk daha da artıyor.
Bundan sonrası için TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası devam etsin…
“Resmi Gazete’de, ‘Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği Kapsamında Yapılacak Tasarım Gözetimi ve Kontrolü Hizmetlerine Dair Tebliğ’ yayınlandı. Bu tebliğ ile beraber, Van- Erçiş Çelebibağ Mahallesi’nde, yani kırsal kesimde yaşayan bir yurttaşımızın yapacağı tek katlı konut veya samanlık yapısı ile İstanbul –Şişli’de yapılacak 100-150 katlı gökdelen inşaatının ‘gözetim ve kontrolü’nün aynı esaslar çerçevesinde yapılacağına ilişkin düzenleme hayata geçirildi.
11.01.2019 tarih ve 30652 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği Kapsamında Yapılacak Tasarım Gözetimi ve Kontrolü Hizmetlerine Dair Tebliğ’ ile; yapılarda, mühendislik hizmetlerinin yürütülmesi neredeyse imkansız hale getirilmiş, Anayasamıza göre en temel insan haklarından olan ‘yurttaşlarımızın barınma ihtiyaçlarını karşılanması’ olanaksız hale getirilmiştir. Yapılan bu düzenleme ile birlikte, 3194 sayılı İmar Kanunu ve 4708 sayılı Yapı Denetim Kanunu yok sayılmış, kırsal ve kentsel dar gelirli yurttaşlarımızın barınma ihtiyacını karşılamak amacıyla yapacakları tek katlı basit mühendislik yapıları ile 100-150 katlı yapıların ‘gözetim ve kontrolü’ hizmetlerinin aynı esaslara göre yapılacağı düzenlenmiştir.
Yapılan düzenleme ile dar gelirli yurttaşlarımızın mühendislik hizmeti alması olanaksız hale getirilmiş, bazı deprem istismarcılarına rant aktarma amacı taşıyan düzenlemeler yapılmıştır. 18. 03.2018 tarihinde yayınlanan ‘Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği’nin çıktığı günden bu yana, başta İçişleri Bakanlığı AFAD Başkanlığı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı gibi çok sayıda kurum ve kuruluş, Odamız tarafından yazılı olarak uyarılmasına rağmen ‘uyarılarımız göz ardı’ edilmiştir.
Dar gelirli yurttaşlarımızın mühendislik hizmetlerine erişiminin olanaksız hale getirildiği bu düzenleme, başta kırsal kesimde yaşayan yurttaşlarımız olmak üzere, kaçak yapı yapılmasına yönelmeyi artıracak, bu da, önümüzdeki yıllarda olası bir depremde daha büyük yıkımların ve can kayıplarının yaşanmasına neden olabilecektir.
Başta Sayın Cumhurbaşkanı olmak üzere, tüm ilgili kurumları ve kamuoyunu bir kez daha uyarıyoruz. ZF zemin üzerine oturan Van-Erçiş-Çelebibağ Mahallesi’nde tek katlı konut inşa eden bir yurttaşımızın yapacağı yapının gözetim ve kontrolü ile İstanbul Şişli’de yapılacak 100-150 katlı bir yapının gözetim ve kontrol aynı mühendislik kıstaslarına bağlanmıştır. Bu akıl almaz düzenlemenin bir ana önce durdurularak yürürlükten kaldırılmasını, sorunlara ortak değerler çerçevesinde çözümler üretilmesini diliyoruz.”
-DEĞİŞEN NE?-
Tebliğe göre, tasarım gözetimi ve kontrolü hizmeti; Bakanlıktan aldığı tasarım gözetmenliği belgesi ile çalışan ve münhasıran akademik eğitim, proje tasarımı veya proje danışmanlığı işi ile uğraşan inşaat mühendislerince gerçekleştirilecek. Tasarım gözetmenleri, ortaya çıkan yapı hasarından dolayı, yapı sahibi ve ilgili idareye karşı, yürüttüğü hizmet dâhilinde kusuru oranında sorumlu olacak. Ancak tasarım gözetmeni, yazılı ihtarına rağmen, yapı sahibi ve/veya proje müellifi tarafından uyulmayan konulardan dolayı sorumlu tutulmayacak. -Tamer Yazar-