Hatay’ın ekonomisi içinde biriken ve cevap bekleyen sorunlardan biri de sınır ticareti! Bu konuda ATSO Başkanı Hikmet Çinçin’in, “Bankalar sıkıntı yaratıyorlar. Yönetim talimat verse bile, alt kadrodakiler uygulamıyorlar. Zeytin Dalı Kapısı’nda sınır ticareti başlasın” tespitini paylaşan, Sabah Gazetesi Köşe Yazarı Yavuz Donat, ‘Antakya’ya biraz daha özen’ noktasında bir kez daha uyardı!
Aksayan sınır ticareti… Zora düşen nakliye sektörü… Park alanına çekilen tırları… Sayıları yüzbinleri bulan sığınmacı kalabalığı… Ödeme güçlüğünde ayakta durmaya çalışan esnafı… Meclisi içinde siyaset kavgasına kurban giden memleket hikâyesi… Gerekli özenin gösterilmediği tarihi… Yitip giden eski kent silueti… Azalan yeşili… Artan kiri ve çöpü…
Eldeki tablodan damlayan Antakya ve Hatay adına izlenimlerini köşesinden aktaran, Sabah Gazetesi Yazarı Yavuz Donat, oldukça net sorular sorarken, eleştirilerini ise sürdürdü. Asi Nehri’nin hali için ‘içler acısı’ diyen ve mevcut alt yapı için de ‘Allah’a emanet’ ifadesini kullanan Yavuz Donat’ın tespitlerine gelsin sıra…
-HERYER SURİYELİ!-
Bugün, Şanlıurfa ve İstanbul ile beraber Türkiye’de en fazla sayıda Suriyeli sığınmacıyı kentlerinde ve kamplarında barındıran Hatay’ı ziyaret edenler için, bu tablo, çok da fark edilmeyen bir detay olmuyor, ki Ak Parti Hatay Milletvekili Hüseyin Yayman’ın davetiyle geldiği kentimizde buna dair tespitini köşesine taşıyan Sabah Gazetesi Köşe Yazarı Yavuz Donat’ın ifadesi de buna dair…
“Halloum Pastanesi… Elselam Lokantası… Halebi ekmeği… Halep Market… Sokakta, Uzun Çarşı’da, nereye baksanız ‘Suriyeli’… Türkiye’de en çok Suriyelinin yaşadığı ilk üç şehir: İstanbul… Şanlıurfa… Ve Hatay!
Uzun Çarşı esnafından Halil Uzunparmak’ın söylemiyle; Sorun yok. Onlar da insan. Bağrımıza basıyoruz.
Kardeş kardeş yaşıyoruz. Büyük Türkiye’ye yakışanı yapıyoruz.”
-BİR TAVSİYE-
Kaleme aldığı yazısında, Antakya gibi ‘dünya kültür mirası’ bir kentin olması gereken yerde bulunmadığının altını bir kez daha çizen Yavuz Donat, sözü bir kez daha yerel idarecilere getirdi ve ‘notları kırık’ dediği makam sahiplerine şu mesajı verdi:
“Hüseyin Yayman… Mehmet Ali Kuseyri… Diğer dostlar… Antakya’da dolaştık. Bu arada, AK Parti Büyükşehir Adayı İbrahim Güler’le karşılaştık. İbrahim Güler, ‘seçim çalışması’ yapıyor, seçilirse, neler yapacağını anlatıyordu… ‘Temizlik… Altyapı… Trafik!’ Dün de yazdık. Antakya’nın, belediyecilik açısından notu ‘kırık’. Asi Nehri’nin hali ‘İçler acısı’. Altyapı ‘Allah’a emanet’. Dünya Kültür mirası Antakya’nın ayağa kaldırılması şart.”
Bilindiği gibi benzer bir tespiti, Büyükşehir Belediye Başkanı Doç. Dr. Lütfü Savaş’ın Kültür Danışmanı-Kültür Varlıkları ve Müzeler eski Genel Müdürü, Arkeolog Kenan Yurttagül de yapmış ve şunları dile getirmişti:
“Farkına varılmadığı için, belki de bir farkındalık yaratılamadığı için, yerel yöneticiler ya da mülki idareciler, hatta bu şehirden sorumlu kim varsa, bu kentin çok farkında değiller ne yazık ki. Sadece Antakya bağlamında konuşmuyorum. Hatay bağlamında, diğer ilçelerdeki kültürel mirasın da aynı sıkıntıları yaşadığını düşünüyorum. O nedenle, yerel yöneticilerin, bu şehirdeki kültürel ve tarihsel mirası koruması gerekiyor. Çünkü bu kente gelenler, önce tarih diyor, ardından yemek ve diğerleri geliyor. Bunu bu şekilde bir sıraya koyabilmemiz lazım. Niye mi? Çünkü Antakya’da, maalesef ki, Müze dışında gösterebileceğimiz başka hiçbir şey yok.”
-MKÜ KONUSU-
Hatay’ın ilk üniversitesi olma vasfı ile önemli bir misyon üstlenen Mustafa Kemal Üniversitesi’nin, kentin ‘bölgesel anlamda’ değişen ve gelişen dinamiklerine uyumlu gelişmeleri beraberinde taşıması gerektiğini de dile getiren Yavuz Donat’ın önerisi, dikkat çekici…
“Önemli… Kararı, Başkan Erdoğan mı verecek, Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk mu, YÖK mü? Kim verecekse, bir an önce versin! Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi’nde ‘Arap Dili ve Edebiyatı’ bölümü/ kürsüsü kurulmalı.”
-EŞEK SÜTÜ-
Hatay ziyareti kapsamında Antakya Uzun Çarşı içinde bir araya geldiği esnafla sohbet eden ve satılan geleneksel ürünlerle yakından ilgilenen Sabah Gazetesi Köşe Yazarı Yavuz Donat, kendisine yansıyan kısa bir sohbetin detaylarını ise şöyle özetledi:
“Tarihi Uzun Çarşı ve Bucaklar Fırını. Fırından simit aldık. Mis gibi. Fırıncı, Yunus Bucak… Fırın, annesinin dedesinden miras. 1847’den kalma fırında Yunus Bucak’la sohbet ettik. Sorunlarını, isteklerini sorduk. Dedi ki:
‘Huzur olsun, istikrar olsun, dirlik düzenlik olsun. Gerisini boş ver.’ Çarşıda dikkatimizi çekti. Eşek sütü sabunu ile keçi sütü sabununun alıcısı çok. Alanlar, yerli turistler ve yabancılar.”
-NÜFUSUN %26’SI-
Kent nüfusu içinde yüzde 26’lık bir orana ulaşan Suriyeliler ile kent insanı arasındaki uyumu ya da uyumsuzluğu Hatay Valisi Rahmi Doğan ile olan görüşmesi sırasında ilk elden soran Yavuz Donat’ın aldığı cevap, ‘doku uyuşuyor, sorun yok’ şeklinde oldu. Donat’ın buna dair kelimeleri ise şöyle:
“Kamu Denetçiliği Kurumu… Türkiye’deki Sığınmacılar… Özel Rapor… Sayfa 126: Hatay’da, il nüfusunun yüzde 26’sı kadar Suriyeli var. Vali Rahmi Doğan’a sorduk: ‘Sorun? Halkın şikâyeti? Uyumsuzluk? Asayiş?
Rahmi Doğan’ı Kars Valiliği’nden tanıyoruz. Kars’ta halkın içindeydi. Hatay’da da öyle! Vali Bey dedi ki:
Rahatsız edici bir durum yok. Türk ve Suriyeli çocuk aynı okula gidiyor. Hataylı ile Suriyelinin dokusu uyuşuyor.”
-ZEYTİN DALI-
8 Kasım itibariyle devreye giren Zeytin Dalı Sınır Kapısı ile ilgili olarak Hataylı İşadamlarının ‘sınır ticaretine açılsın’ beklentisini de köşesine taşıyan Donat, buna dair talebi ise Antakya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Başkanı Hikmet Çinçin’den aldı.
“Hikmet Çinçin… Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı… Az ve öz konuştu: Bankalar sıkıntı yaratıyorlar. Yönetim talimat verse bile, alt kadrodakiler uygulamıyorlar. Acil ihtiyaç! Zeytin Dalı Kapısı’nda sınır ticareti başlasın.”
-NEDEN ÖNEMLİ?-
Gündeme taşınan Zeytin Dalı Sınır Kapısı, Cilvegözü’nün ardından Hatay’da açılan ikinci kapı konumunda. Zeytin Dalı Kapısı’nın açıldığı yol, Afrin’den sonra en büyük ikinci yerleşim yeri olması nedeniyle, stratejik öneme sahip olan Cinderesi’nden geçiyor. Hatay’da açılan bu yeni bir gümrük kapısı ile beraber, başta Afrin olmak üzere, terörden arındırılan bölgelere insani yardımların daha kolay ulaştırılması ve altyapı çalışmalarının daha hızlı ilerlemesi hedefleniyor. Ancak bölge işadamlarının isteği, bu kapının ticari değer de taşıması yönünde!
-Tamer Yazar-