Onlar ne düşünüyor?
AK Parti İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Binali Yıldırım tarafından önceki gün kamuoyuyla paylaşılan, “Yurt dışındaki şehirlerin neredeyse hepsinde ‘old city’ var. Bizde yok. Fatih ise eski İstanbul gibi. Bizim düşüncemiz, Sur içinin tematik bir yer haline getirilmesi. Buram buram tarihin yaşandığı bir yer olsun istiyoruz” ifadesi, Antakya için de ‘neden olmasın’ diyenleri akla getirdi!
Bir yerin destinasyon olarak tercih edilmesinde etkili olan faktörlerden biri de kentsel kimliktir. Kentsel kimliği oluşturan bileşenler ise doğrudan ya da dolaylı olarak kentin turizm değerini arttırır. Peki, Antakya gibi, kentsel kimliği ve tarihi sık sık ‘Hatay’ başlığına kurban edilen coğrafyalar adına o kimlik ne kadar önemli, biliyor muyuz? Peki, bildiğimiz konuda tekrar ettiğimiz hataların farkında mıyız?
-ADAY PROJELERİ!-
AK Parti İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Binali Yıldırım tarafından İstanbul için örneği verilen ve dünyanın birçok yerinde örneği olan ‘old city’ – ‘eski şehir’ kavramını, tam da bu noktada Antakya için düşünmeye başlasak mı? Buna dair açıklamasında, “Araçların girmediği, gürültünün olmadığı, insanların sokakta rahatça dolaşabileceği buram buram tarihin yaşandığı bir yer olsun istiyoruz” diyerek, İstanbul’un, ‘eski kent’ kavramında yükseltilebilecek bir değer olduğunun altını çizen Yıldırım gibi, Antakya için adaylıklarını ortaya koyanların 31 Mart projeleri içinde buna benzer çalışmalar var mı, bunu da!
-NEDEN ÖNEMLİ?-
‘Yerel sürdürülebilir bir kalkınma modeli’ olan ‘eski şehir’ kavramı, turizm destinasyonlarının belirlenmesinde önemli bir rol oynarken, seyahat edenlerin rotalarına da ciddi etki yapar. Tam da bu noktada, Antakya’nın eski kent diye bilinen kısmında çalışan, oturan ve günün koşuşturmacası içinde yorgun düşenler konuşsun bu defa ve 31 Mart beklentisinde duran kent adına, kentli adına istenenleri sıralasın…
O.T. > Burası da İstanbul gibi… Orada da, bir tarafa Anadolu, diğer tarafa Avrupa diyorlar ya… Akla o geliyor, doğu-batı derken! Ben, batı kısmından geliyorum buraya. Ama dürüstçe, bu kısımda oturmak isterdim. Burası farklı bir dünya! Belki her şey biraz bozulmuş, ama yine de güzel. Buradaki kafelerin yabancı misafiri çok olur. Onlar, bizden daha meraklı. Hatta bir tanesi şöyle demişti… ‘Bu evler bizim ülkemizde olsaydı, hiç biri bu halde olmazdı. Mücevher değerindeler, ama yazık ki fark edilememişler.’ Dediğiniz projeyi çok bilmiyorum. Ama İstanbul’da da çalıştım 3 sene. Orası da çok eski bir yer. Burası da! Niye olmasın! Ama bizim dememizle olmuyor ki… Yönetenlere sormak lazım!
N.K. > Diyorsunuz ya… ‘Araçların girmediği, gürültünün olmadığı, insanların sokakta rahatça dolaşabileceği’ diye… Burasını anlatmıyorsunuz! Bir etrafınıza bakın. Daracık sokaklar, arabalarla dolu. Ben olsam bir tanesine izin vermem. İnsanlar rahatça dolaşabiliyorlar mı? İşte bu da belli değil! Bu evlerin çoğu bakımsız. Çökme tehlikesi yaşıyor. Ama onların yanı başında bir sürü de otel, kafe oldu buralar. Ama birçoğu, eski evlerin, binaların orijinal hallerine bir sürü bir şey ekledi. Bence denetimsiz bir gidişat var. Eğer o bahsettiğiniz ‘eski şehir’ projesi olsa ve gerçekten de bir şeyler değişse, bu kent altın değerinde, hatta elmas. Ama olmaz! İstanbul için gündeme gelir, bizler dinleriz!
-ESKİ KENTLER-
Dünya’da, ‘eski şehir’ olarak ifade edilen kentler, bugün dünyanın en fazla turist çeken destinasyonları aynı zamanda. Tarihi derinlikleri, biriktirdikleri kültürler, dinsel kimlikleri ve daha fazlasıyla, diğerlerinden ayrılıyorlar.
Suriye’nin başkenti Şam, bu kentlerden biri. İç savaş öncesi verilere göre, 4,5 milyon nüfusuyla ülkenin de aynı zamanda en büyük kenti. Kesin tarih bilinmese de, kentin tarihi, milattan önce 8 bin yılına kadar uzanıyor. Diğer bir kent, Atina. Atina, yaklaşık 4 milyonluk nüfusuyla batı medeniyetinin beşiği. 7 bin yıllık bir geçmişe dayanan şehir, Bizans ve Romalılar ile asırlarca egemenliği altında yaşadığı Osmanlı’dan kalma yüzlerce mimari eser barındırıyor. Peki ya Biblos /Lübnan? Burası, Beyrut’un kuzeyinde bulunan antik bir Fenike liman kenti. Bilim adamları, kent tarihinin 7 bin yıl öncesine dayandığını ileri sürüyor. Hristiyanların kutsal kitabı İncil’in İngilizce adıyla ‘Bible’ kelimesinin ismini bu şehirden aldığına inanılıyor. Kudüs, listenin en kadim kentlerinden biri. Bu coğrafya, Ortadoğu’da bulunan dünyanın en eski şehirlerden biri. Yaklaşık 1 milyon nüfusa sahip Kudüs, üç semavi din; Yahudilik, Hristiyanlık ve İslam için kutsal bir şehir. Varanasi / Hindistan, listenin bir diğer ismi.
Varanis, diğer adıyla Benares, Hindistan’ın Uttar Pradeş eyaletinde bulunan ve Hindular için oldukça kutsal sayılan bir şehir. Ganj nehrinin yanında bulunan Varanis şehri, 2 bini yılı aşkın bir zamandır Hindular tarafından hac için ziyaret edilir.
Listenin ‘eski kent’ diye bilinen isimleri arasında yer almasa da, 31 Mart yerel seçimleri nedeniyle İstanbul özelinde dile getirilen ‘eski kent’ kavramının Antakya için de hayata geçirilmesi isteniyor. İstenirken de, Antakya için aday olanlardan, kaldırım-park-yol ekseninde ilerleyen ‘klasik’ projeleri değil, kentin doğu yakası için ne düşündüklerini kamuoyuyla paylaşmaları talep ediliyor.
-Tamer Yazar-