Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

11 Müze Arasında Değiliz!

Peki, Roma hikâyemiz ne

Peki, Roma hikâyemiz ne durumda?

Antakya’ya bağlı Küçükdalyan Mahallesi’nde, eski Roma’dan kalma hipodroma dair kazılar kendi iç sessizliğinde (!) devam ederken, “Gladyatörler Kenti” olarak da bilinen Stratonikeia Antik Kenti kazıları ve buluntuları ise Muğla’yı bir adım öne çıkartıyor. Diğer taraftan, müzeleri notalarla birleştiren projenin Hatay’ı kapsamaması da dikkat çekiyor!

Kültür ve Turizm Bakanlığı’nca hayata geçirilen “Müzelerde Müzik” etkinliği, Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü ile Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü işbirliğinde düzenleniyor. İstanbul Arkeoloji, Topkapı Sarayı, Anadolu Medeniyetleri, Adana, İzmir Arkeoloji, Efes, Antalya, Edirne, Mersin, Bursa, Sivas, Şanlıurfa ve Diyarbakır müzeleri olmak üzere, toplam 11 ilde, 13 müze müdürlüğündeki etkinlikler belirli aralıklarla yapılıyor. Hatay mı? Listede yok! Bunun nedenini önce Kültür ve Turizm Bakanlığı’na, ardından da Müze Yönetimi ile İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü’ne sormak gerekiyor.
-İLGİ BÜYÜK-
Müze ziyaretçilerini müzikle buluşturmak, tarihi atmosferleri, gerek opera gerek halk ezgileriyle doldurmak amacıyla düzenlenen müze konserleri, yabancı turistlerin yanı sıra her yaştan ziyaretçiden büyük ilgi görüyor. Etkinliklerin başlatıldığı geçen Eylül’den Şubat sonuna kadar toplam 67 konser düzenlendi. Yerli ziyaretçilerin yanında yabancı turistler de konserlere ilgi gösteriyor.
Türkiye’nin dört bir yanındaki müzelerde yapılan etkinliklerde, aryalardan klasik Türk musikisi eserlerine, türkülerden klasik müzik dinletilerine kadar farklı yelpazede ezgiler ziyaretçilerle buluşuyor. Mehter takımı gösterilerine de yer verilen etkinliklerde, müze ziyaretçileri, Anadolu’nun binlerce yıllık kadim tarihine ait eserlerin gölgesinde, müzik ziyafetine tanıklık ediyor.
-PROJE GEREK!-
Konuya ilişkin konuşan bir turizmcinin tespitleri gelsin…
“Yeni açılan ziyaret alanlarıyla, Hatay Arkeoloji Müzesi önemli bir avantaj yarattı, ama… Müzik konusuna gelmeden, bence önce eldeki eksiklikleri gidermek gerekiyor! Çünkü Bakan Ersoy’un buraya geldiği tarihe denk düşen açılışa rağmen, açılan alanlarda müthiş bir eksiklik var ve hala da o eksiklik devam ediyor! Sizler de haber yaptınız! Onlarca mozaik ve heykelin ziyaretçilerle buluşturul-duğu 2. Etap denen kısımda sunum yok! Bilgi yok! Bilgi tabelaları yok! Neyin ne olduğuna dair işaret yok! Bilmez gözlerle etrafınıza bakıyorsunuz! Kocaman bir bulmacanın içine düşmüş gibisiniz hatta! Soldan sağa, yukarıdan aşağıya… Yok, doğru kelimeleri bulamıyorsunuz! Kendi kendinize, -eski Roma’dır- diyorsunuz! Komedi mi? Bence değil! Ama trajedi! Kesinlikle trajedi! Eğer eksiklikler biterse, o zaman ‘müze ve notalar’ kısmına geçeriz. Ama Hatay önce kendini biraz toparlamalı. Ardından başka şeyler beklemeli ya da istemeli, diye düşünüyorum.”
-MUĞLA ÖRNEĞİ-
Bugüne dair ikinci adresimiz, Antakya’ya bağlı Küçükdalyan Mahallesi, eski Roma’dan kalma bir hipodroma dair kazılar… Yaklaşık 500 metre uzunluğunda ve 75 metre genişliğindeki hipodromun, M.Ö. 1. yüzyılda inşa edildiği ve 80 bin kişilik seyirci kapasitesine sahip olduğu düşünülüyor. Uzun yıllardır süren kazı çalışmalarında durumun ne olduğu, kazı alanının ne halde olduğu, çıkan eserlerin olup olmadığı, mevcut hikâyeye yenilerinin eklenip eklenmediği bilinmiyor. Biraz da bu yüzden, Antakya’nın eski Roma ve Gladyatörler başlığında ilerleyen bu görkemli hikâyesi, kendi iç sessizliğinde adımlıyor!
Benzer bir Roma hikâyesi ise ‘buradayım’ diyor! Adresimiz mi? “Gladyatörler kenti” olarak da bilinen, birçok medeniyete ev sahipliği yapan, dünyanın en büyük mermer kentleri arasında gösterilen Stratonikeia Antik Kenti. Burası, Muğla!
Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın 1 Mart’ta açıkladığı, 20 antik kent ve ören yerindeki arkeolojik kazıların bir yıl boyunca yapılmasına ilişkin projede yer alan Stratonikeia Antik Kenti’nde kazı çalışmalarında yeni eserler gün yüzüne çıkarılıyor. Gün yüzüne çıkartılan hikâyenin geçmişi ise 3 bin 500 yıl öncesine kadar gidiyor. Burası aynı zamanda, UNESCO Kültürel Miras Geçici Listesi’nde de yer alıyor.
-HATAY YOK-
Bu arada, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın yeni uygulamaya geçirdiği projeyle beraber, tüm yıl boyunca kazı faaliyetlerinin sürdürüleceği antik kentler ve ören yerleri şöyle sıralanıyor:
Antalya’da Patara, Side ve Olympos, Burdur’da Kibyra, Denizli’de Laodikeia ve Tripolis, İzmir’de Teos, Isparta’da Pisidia Antiokheia, Çanakkale’de Parion, Assos, Trio, Gaziantep’te Zeugma, Mersin’de Anemurium, Muğla’da Euromos, Stratonikeia Lagina ve Knidos antik kentleri, Diyarbakır’da Zerzevan Kalesi, Mersin’de Silifke Kalesi, Muğla’da Beçin Kalesi, Şanlıurfa’da Harran Örenyeri.
-SERGİLENECEK!-
Bugünün ikinci konu başlığı olan ve 2013 yılında Bakanlar Kurulu kararı ile kazı çalışmalarına başlanan Antakya Hipodromu noktasında şu ana kadar ulaşılan görselin ya da yıllardır süren kazıların sonucunda elde edilenleri bilmiyoruz. Ancak, Muğla örneğinde ilerleyen bir diğer eski Roma hikâyesi, bulunanları sergilemeye hazırlanıyor. Konuya ilişkin konuşan isim, Kazı Başkanı ve Pamukkale Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Bilal Söğüt.
Kentin girişinde, Muğla Müzesi ile farklı bir çalışma yürüttüklerini anlatan Söğüt, “Biz, kurul kararıyla taşınan mezarların sergilenmesi için bir çalışma başlattık. Lagina ve Stratonikeia’da, pişmiş toprakların içerisinde yaklaşık 4 bin 500 yıla kadar gidebilen mezar örnekleri var. Muğla’ya örnek olacak çok önemli bir projeyi hayata geçiriyoruz” diye konuştu.
-NE DENMİŞTİ?-
Hürriyet Gazetesi köşe yazarlarından Fatih Çekirge, 2017’deki bir yazısında, bulunan tarihi emanetin dünyaya anlatılması gerektiğinin altını çizdiği bir yazısında şu ifadelere yer vermişti:
“Yaklaşık 500 metre uzunluğunda… 75 metre genişliğindeki bir hipodrom. Ve ayrıca tapınak… 80 bin kişilik seyirci kapasitesi var. Ama bugün değil… MÖ 1. yüzyılda inşa edilmiş. (Bugün 80 bin kişilik stadyum kaç tane var bilmiyorum.) Roma döneminden kalma. Ve Roma’daki hipodromdan daha büyük. İşte böyle bir coğrafyada yaşıyoruz arkadaşlar. O dönem bilinen üç büyük kent var. Roma, İskenderiye ve Antakya… Ve Antakya büyük bir siyasi güç… Düşünün ki, asırlar önce, Antakya’nın ortasında, gladyatörler atlı arabalarla ölümüne savaşıyorlar…”
Peki, sene 2019’u gösterirken, “Antakya’nın ortasında, gladyatörler atlı arabalarla ölümüne savaşıyorlar…” diye ifade edilen hikâyenin ne kadarını biliyor ve paylaşıyoruz? 2013’te başlayan kazıların geride bıraktığı 6 senede, eldekini, kent turizminin tanıtımı adına ne kadar kullandık, kullanıyoruz?
Özetle… Fatih Çekirge’nin, ‘ANADOLU’DA BİR GLADYATÖR KENTİ’ başlığında verdiği gerçeğin bize düşen sessizliğinden çıkıp, biraz konuşsak mı? Kazı Başkanı Prof. Dr. Hatice Pamir’in 2017’de basına yansıyan, “Bu hipodrom, Roma’daki ‘Circus Maximus’ tan daha görkemli” ifadesine karşılık, eldekini biraz detaylandırsak ve hatta ‘kent gündemi’ ardından ülke ve dünya gündemine soksak mı? MKÜ yanı sıra Ankara Bilkent Üniversitesi, Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi ve İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi’nden çok sayıda uzmanın emek verdiği alanın arkeoparka dönüştürülmesi planları hangi aşamada, bunu da cevaplandırsak! -Tamer Yazar-