ABD Başkenti Washington’da, 3-4 Nisan 2019’da NATO’nun 70’inci kuruluş yıldönümünde üye ülkelerin Dışişleri Bakanları toplantısı yapıldı. Rusya’yla ilişkiler, Karadeniz, Afganistan, terörle mücadele konuları görüşüldü. Rusya, toplantının ana konusu oldu. Ortak açıklamada, “öngörülemeyen ve zor bir güvenlik durumunun söz konusu olduğu ve en büyük risklerden birisinin Rusya’nın saldırgan tavrı” olduğu belirtildi.
NATO Genel Sekreteri Stoltenberg, Ukrayna ve Gürcistan’a destek olmak için Karadeniz’de deniz tatbikatları yapılacağını açıkladı. Stoltenberg, “Karadeniz’deki çabalarımızı arttırıyoruz” dedi. Oysa Karadeniz, Kumpas davaları öncesi, Türk Deniz Kuvvetleri’nin kontrolündeydi. ABD Başkan Yardımcısı Pence Almanya’yı, Rusya’yla planladığı Kuzey Akım 2 doğalgaz boru hattından dolayı; Türkiye’yi ise Rusya’dan S-400 sistemi aldığı için eleştirdi.
ORTAK TEHDİT
Rusya, İran ve Kuzey Kore, NATO için tehdit ülkeler sıralamasında yer alır. Bu ülkeler ve diğer kriz bölgeleri dikkate alınarak NATO Kuvvet Havuzu oluşturulur. Savunma bütçesi ve NATO kuvvet yapısı bu tehdide göre şekillendirilir. Türkiye de, NATO kuvvet havuzuna katkıda bulunur. Yani olası bir durumda, Rusya’ya karşı savaşacak kuvvetlerin bir bölümünü Türkiye tahsis eder. S-400 Hava Savunma Sistemi, NATO için tehdit olarak değerlendirilen ülkeden, yani Rusya’dan alınıyor.
İşte bu noktada, ABD şiddeti gittikçe artan tepkiler vermeyi sürdürüyor. ABD/NATO, Türkiye’nin Rusya’dan stratejik düzeyde bir silah sistemini almasına olumlu bakmaz. ABD/NATO, gerginliği adım adım tırmandıracaktır.
S-400 HAVA SAVUNMA SİSTEMİ
Türkiye, 2013 yılında uzun menzilli füze savunma sistemi satın almak için bir ihale açtı. Füze ihale aşamasında beklediği ilgiyi ABD, Avrupa Birliği (AB) ve NATO’daki müttefiklerinden göremedi. Çin, aynı zamanda Türkiye’ye teknoloji transferini de kabul etti. Çin’den alım kararlaştırıldı. Fakat, ABD/NATO’nun tepkileri karşısında alımdan vazgeçildi. Bu kez, Kasım 2016’da Rusya ile S-400 hava savunma sistemi için görüşmelere başlandı. Gelinen aşamada, Türkiye Rusya ile S-400 alımı için anlaştı ve bir milyar dolarlık bir avans verildiği söylendi. S-400’ün Temmuz 2019’da Türkiye’ye teslim edileceği belirtildi.
ABD/NATO, Türkiye’nin S-400 alma kararına karşı itirazlarını yüksek sesle dillendirmeye devam ediyor. ABD Dışişleri ve Savunma Bakanlığı ile Genelkurmay Başkanlığı’ndan peş peşe uyarılar geldi. 3 Nisan 2019’da, ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence: “Türkiye seçim yapmalı. Tarihteki en başarılı askeri ittifakın kritik bir ortağı olmaya devam etmek mi istiyor, yoksa ittifakımızı zedeleyecek umursamaz kararlar ile ortaklığın güvenliğini tehlikeye atmak mı istiyor” diyerek işaret fişeğini ateşledi. Pence, “ABD Başkanı Donald Trump, NATO müttefikleri, rakiplerimizden ittifakımızın bağını tehdit eden silah satın aldığında boş durmayacağımızı net bir şekilde ifade etti” (1) mesajını da paylaştı.
Pence, Türkiye S-400 alırsa, NATO’dan dışlanır; ya Rusya ya NATO demek istiyor. Bugüne kadar yapılan en sert açıklama. Aynı gün, Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu ile ABD Dışişleri Bakanı Pompeo arasında yapılan görüşme sonrası, ABD Dışişleri Bakanlığı, “Türkiye’nin Suriye’ye yapacağı harekâtın yıkıcı sonuçları olacağı; S-400’ün alınmasından endişeli oldukları; Türkiye’de tutuklu ABD vatandaşlarının serbest bırakılması gerektiği.” açıklamasını yaptı. Bu açıklama, Türkiye’yle gerginliği tırmandıran bir uyarı niteliğinde. Türkiye’nin Suriye’de planladığı olası operasyona, ABD’nin şiddetle karşı olduğunun altı tekrar çizilmiş oldu.
F-35’LER NEDEN ÖNEMLİ?
ABD Başkanı Trump, Türkiye’nin S-400 alması durumunda F-35 uçaklarının verilmesinin durdurulması kararını, 20 Şubat 2019’da imzalamıştı. F-35, Türkiye’nin hem üreticisi hem de müşterisi olduğu en gelişmiş savaş uçağı. 1 Nisan 2019’da S-400 konusunda ABD’den ilk somut adım geldi. ABD, F-35 savaş uçaklarıyla ilgili malzeme ve donatım gönderilmesini durdurduğunu açıkladı. Ayrıca, F-35’lerin bazı parçalarını üreten Türk firmalarına alternatif üreticiler aranmaya başlandığı belirtildi. Böylece ABD, gerginliği adım adım tırmandırma yolunda kararlı olduğunu ısrarla vurgulamış oldu.
ABD, S-400’lerin ABD liderliğinde geliştirilen Türkiye’nin de ortak olduğu F-35 savaş uçaklarına yönelik bir tehdit oluşturacağını savunuyor. S-400’lerin Türkiye’ye konuşlandırılması halinde, Rusya’nın F-35 uçaklarıyla ilgili casusluk yapabileceğini belirtiyor.
F-35 neden önemli? Türkiye’nin envanterinde bulunan F-4E 2020 uçakları ve ardından F-16’ların ilk hizmete giren modelleri, 2020’lerden başlayarak F-35’lerle değiştirilecek. Jeopolitik gerginliklerin ve güç mücadelesinin yaşandığı Doğu Akdeniz, Suriye, Irak gibi tehdit üreten bu coğrafyada, F-35’lerin önemi daha da artırıyor. İleri teknolojiye sahip beşinci nesil bir savaş uçağı olan F-35, Türkiye’nin bölgedeki ağırlığı ve caydırıcılığı yönünden önemli. F-35’lere sahip olan İsrail, bölgede Türkiye’nin bu uçağa sahip olmasını doğal olarak istemeyecektir.
TÜRKİYE S-400 ALIR MI?
S-400 alma kararı, bağımsız bir ülke olarak Türkiye’nin elbette hakkı. Ancak, S-400 nedeniyle Türkiye’nin NATO’daki varlığı tartışmaya açılabilir. ABD Başkanı Yardımcısı Pence, bu tartışmanın ilk işaret fişeğini 3 Nisan 2019’da, “Ya S-400 ya NATO” diyerek verdi. Türkiye’ye karşı oluşacak güvensizlik sonucu, NATO’nun bölgede hassasiyetini gidermek amacıyla Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ile İsrail’in NATO üyeliğine kabulü süreci de başlatılabilir. Bu durumda, Türkiye ortaya çıkması olası riskleri hesaplayarak adım atma durumunda.
Türkiye’nin yüz yüze kaldığı ana sorunlar ya da tehditler, izlenecek stratejinin temel belirleyicisi. Ekonomik sorunlar; Doğu Akdeniz’de enerji ve güç mücadelesinde ABD’nin karşı cephede yer alması; Suriye’de Fırat’ın doğusunda oluşturulması öngörülen Güvenli Bölge/Tampon Bölge; Fırat’ın batısında Türkiye’nin var olan askeri varlığı; İdlib’in geleceği; Suriye’de Menbiç ve Fırat’ın doğusunda ABD’nin desteklediği PYD/PKK terör örgütünün varlığı; Kuzey Irak’ta PKK terör örgütünün durumu; Karadeniz’de güç mücadelesi; ABD’nin Arap NATO’su kurma çabaları; İran’a olası operasyon…
Türkiye S-400’den vazgeçer mi? Yukarıda sıralanan sorun ve tehditler, tercihi Patriot’a kaydırır mı? Çin örneği var… ABD’yle Patriotlar için anlaşmak demek, S-400’den vazgeçmek demektir. Türkiye’nin S-400 alması demek, F-35’leri ve diğer silah sistemlerini ABD’nin vermemesi demektir.
Türkiye’nin S-400’den ve Fırat’ın doğusundaki operasyondan vazgeçme planı yoksa, ilk hamlede ABD’yle anlaşarak ya da ABD’ye rağmen Rusya, İran ve Şam yönetimini yanına alarak Süleyman Şah Türbesi’ni eski yerine konuşlandırmalıdır. İkinci adımda, ABD’nin Türkiye’deki üs/tesisleri için nasıl bir yaptırım uygulayacağına karar vermelidir…
En önemlisi, tehdit üreten bu coğrafyada, bugünün çözüm olarak görülen politikaları, yarının ana sorunları haline gelmemeli…
Ortaya çıkan bu stratejik resimde en mutlu kim dersiniz?
NATO ile Türkiye, ABD ile Türkiye arasında krize dönüşen gerginlik yaratan Putin… S-400’ü, Türkiye’ye hibe edebilecek kadar mutlu… Hamurda maya ne ise, stratejide lider odur… Mantıklı ve tutarlı olmayan hedeflere hiçbir strateji ile ulaşılamaz…
Özet kaynakça:
(1) https://www.ntv.com.tr/dunya/penceden-turkiye-aciklamasi,qG0xux76IkigNGGwUfjv0A, 3 Nisan 2019.
-NATO Handbook, Brüksel, 2001.
-Rifat Uçarol, Siyasi Tarih, Harp Akademileri Komutanlığı Basımevi, 1985.
-Doğan Avcıoğlu, Milli Kurtuluş Tarihi, 4. Kitap, Tekin Yayınevi, 1997.
-Şerafettin Turan, Türk Devrim Tarihi, 4. Kitap, Bilgi Yayınevi, 1999.
-Şevket Süreyya Aydemir, İkinci Adam, Cilt 3, Remzi Kitabevi, 2011.
YORUMLAR