Gündem ‘Düzensiz Göç’
2011’DE Suriye’de başlayan iç çatışmaların neticesinde, bazı illerde sayıları ‘mevcut nüfusun’ dahi üzerine çıkan sığınmacılar, yarattıkları sosyal ve ekonomik sorun başlıkları ile yaşamlarını sürdürürken, ‘düzensiz göç’ başlığında bir araya gelen 7 İl’in Valilik düzeyindeki isimleri, ‘sorunları ve çözümleri’ masaya yatırdı.
İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Genel Müdürlüğü, 11 Nisan tarihi itibariyle, Türkiye’deki biyometrik verileriyle kayıt altına alınan geçici koruma altındaki Suriyeli sayısını açıkladı. Açıklamaya göre, Türkiye’deki kayıtlı Suriyeli sayısı bir önceki aya göre 30 bin 305 kişi azalarak toplam 3 milyon 621 bin 330 kişi oldu. Bu kişilerin 1 milyon 962 bin 966’sı erkeklerden, 1 milyon 658 bin 364’ü ise kadınlardan oluşuyor.
-ANTAKYA-
Örneğimiz ne Antakya ne de Hatay geneli ama… Mevcut tablo adına konuşmak gerekirse eğer, “sosyal uyum/entegrasyon kapsamında doğrudan bir hizmet üretilmediği” başlığında oldukça net eleştiriler var, ki bu eleştiriler, nüfusun yoğun olduğu Antakya’da ve Hatay genelinde sıkça dile getiriliyor. Tam da bu noktada, yerel ya da kent idarecilerinin, bahse konu sosyal uyum/entegrasyon kapsamında ellerini ‘taşın altına ne kadar’ koyduklarını sormak gerekiyor.
-TABLODAKİ Mİ?-
Geçtiğimiz günlerde Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV) tarafından düzenlenen “İstanbul’da Suriyeliler ve Savaş Sonrası Suriye Gettoları” toplantısında İstanbul’daki durum için konuşan Dr. Asmin Kavas’ın, Antakya için de dikkatle üzerinde durulması gereken önemli bir tespiti oldu. Kavas, toplantıda; kentin diğer yaşam alanlarıyla bütünleşmemiş, ayrış(tırıl)mış, kendine özgü yaşam biçimleri ve sosyokültürel yakınlıkların oluşturduğu kümelenmelerden söz etti. Dr. Asmin, bugün; Suriyelilere özgü, homojen ilişkilerin hâkim olduğu ve ayrıştırılmış yaşam koşullarıyla “Savaş Sonrası Suriye” gettoları oluştuğunun da altını çizdi. Benzer tespitleri Antakya özelinde yapmak mümkün mü? Benzer ‘ayrışmaların’ bizde de yaşandığını söylemek hele ki!
-434 BİN 46-
Bu rakam, Nisan ayı itibariyle Hatay’daki sığınmacıların sayısı. Eldeki rakamsal kalabalık adına Adana İl Göç İdaresi tarafından düzenlenen “Düzensiz Göçe Yönelik Koordinasyon Kurulu Toplantısı” ise bu anlamda oldukça önemli bir buluşmaya ev sahipliği yaptı. Adana İl Göç İdaresi tarafından düzenlenen toplantıya; Adana, Gaziantep, Kilis, Mersin ve Osmaniye Valileri ile Hatay ve Kahramanmaraş Vali Yardımcıları katıldı. Toplantıya Hatay adına, Vali Yardımcısı Nursal Çakıroğlu katılım gösterdi.
-TOPLANTI-
Göç İdaresi Genel Müdürlüğü’nce sürdürülen çalışmalar kapsamında Çukurova Kalkınma Ajansı’nda düzenlenen toplantıya Adana Valisi Mahmut Demirtaş, Gaziantep Valisi Davut Gül, Kilis Valisi Recep Soytürk, Mersin Valisi Ali İhsan Su, Osmaniye Valisi Ömer Faruk Coşkun, Hatay Vali Yardımcısı Nursal Çakıroğlu ve Kahramanmaraş Vali Yardımcısı Kadir Okatan katıldı.
“Düzensiz Göçe Yönelik Koordinasyon Kurulu Toplantısı”nda konuşan Adana Valisi Mahmut Demirtaş, “Ülkemizin, bölgesinde yükselen güç haline gelmesi, üçüncü ülke vatandaşlarının Türkiye’yi ‘transit ülke’ konumundan çıkarıp, ‘hedef ülke’ konumuna taşımıştır” tespitini yaptı.
Demirtaş başkanlığında gerçekleşen toplantıda; Hatay, Adana, Gaziantep, Kahramanmaraş, Kilis, Mersin ve Osmaniye’de yaşanan düzensiz göç ve göçmen olaylarının güncel durumu, alınan önlemler, düzensiz göçle mücadeleye yönelik kolluk güçlerinin değerlendirilmesi, düzensiz göç akışının önlenmesi ve iller arasındaki koordinasyonun sağlanması konuları ele alındı.
-GÖÇ YOLU!-
Toplantıda konuşan Vali Demirtaş, bölge olarak göç konusunda deneyimli olduklarını belirterek, “Tarihten bugüne pek çok medeniyete ev sahipliği yapan Anadolu, transit yollar üzerinde bulunan konumuyla, her dönem Asya’dan Avrupa’ya yaşanan göçün de ana güzergahlarından biri olmuştur” ifadesini kullandı. Türkiye’nin, düzensiz göç hususunda tedbirlerini en üst seviyede alması gerekliliğini de vurgulayan Demirtaş, şöyle devam etti:
“Doğudan batıya düzensiz göçün nedenlerine baktığımızda, en başta Doğu ile Batı arasındaki siyasi ve ekonomik anlamda gelişmişlik farkının geldiğini görmekteyiz. Bu durumun ülkemize olumsuz etkisi ise; Batı’yı, Avrupa’yı, kendisine refah kapısı olarak gören kaçak göçmenlerin, ülkemizi köprü olarak kullanmaya çalışmalarıdır. Ayrıca komşularımızda yaşanan iç karışıklıklar da Türkiye’ye kitlesel akınlara yol açmış, tarihsel bağları ve sorumluluk anlayışıyla ülkemiz, zor durumda bulunan bu sığınmacılara da kapılarını açmıştır. Ülkemizin, bölgesinde yükselen güç haline gelmesi, üçüncü ülke vatandaşlarının Türkiye’yi ‘transit ülke’ konumundan çıkarıp, ‘hedef ülke’ konumuna taşımıştır.”
-TECRÜBELİYİZ-
Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde sınır illerinden Türkiye’ye giriş yapanlar arasında sahte belge kullananlar bulunduğuna da dikkati çeken Demirtaş, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Bölgemiz, ülkemizde yaşayan 3 milyon 630 bin 767 Suriyeli göçmenin, yüzde 42’sine ev sahipliği yapmaktadır. Dolayısıyla göç yönetimi konusunda tecrübeli bir bölgeyiz. Bu kapsamda yürüttüğümüz çalışmaların başında Suriyeli göçmenlerin yaşadıkları illerde kayıt altına alınması gelmektedir. Bu husus üzerinde bölge valileri olarak gereken özeni göstermeliyiz. Zira bölgemizdeki göç yönetiminin ilk ve ana başlığını, Suriyeli göçmenler oluşturmaktadır. Bölgemiz güzergahlarını kullanan düzensiz göçmenler ve göçmen kaçakçılarının bölgemizin doğusundan itibaren tespit edilmesi de büyük önem arz etmektedir. Bunlara ilişkin adli işlemlerin yapılması, kaçak göçmenlerin geri gönderme merkezlerine sevki ve sınır dışı işlemlerinin gerçekleştirilmesi, yaşanan düzensiz göçün önlenmesinin en önemli şartıdır.”
-SURİYE SINIRI-
Hatay, ‘düzensiz göç’ sorununu yaşayan illerin başında geliyor. Bu duruma en büyük sebep ise Suriye’de devam eden istikrarsızlık. Sınır hattı boyunca ciddi sayıda ‘düzensiz göç’ olayları ile karşılaşan Hatay, bölgenin ‘insan kaçakçılarının’ hedefinde olduğunu bilerek, güvenlik önlemlerini bu anlamda arttırmaya ve sınır hattında denetimlerini sıklaştırmaya devam ediyor. -Tamer Yazar-