Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Av. Nabi İNAL

Bahar Geldi, Yaz Geliyor….

Yönetim şekli ne olursa olsun, iktidarı elinde bulunduran güçler zaman içinde yıpranırlar.

Özgürlükçü demokrasiyi benimseyen ülkelerde bu yıpranış sonucu iktidar değişiklikleri olur.

Bu değişikliği sağlayan en önemli araçlardan biride seçimdir.

Özgürlükçü demokrasiyi benimsemeyen ülkelerde ise iktidar gücünü elinde bulunduranlar, yıpranmaya başladıklarında, gücü ellerinden bırakmamak için daha da sertleşirler. Daha katı bir tutum izlemeye, konuşmayı, düşünmeyi, yazmayı engelleyici tutum ve davranış içerisine girmeye başlarlar.

Ama ne olursa olsun, yönetim biçimi hangisi olursa olsun, sonunda güç elden gider.

Çağdaş dünyada en tutarlı, en saygın devlet yönetim biçiminin özgürlükçü demokrasi olduğu kabul edilmiştir.

Bizde de uzun süredir iktidarı elinde tutan yönetimin yıpranmaya başladığı görülmektedir.

İniş bir kere başlamaya görsün. Eğer düşüş başladı ise, bunu engellemek hiçbir şekilde mümkün değildir. Belki düşüş süresini uzatmak mümkün olabilir, ama sonuç yine değişmez.

Siyasi gücü elinde bulunduranlar bu gerçeği bildikleri, gördükleri ve buna göre hareket ettikleri takdirde iktidardan düşseler bile zaman içerisinde yeniden iktidara gelme şansını elde edebilirler.

Ama iktidarı bir türlü bırakmak istemezler, ellerindeki gücü kaybetmemek için mümkün olan her yola başvurmaya kalkarlarsa, sonuç kendileri için elbetteki hüsran olur.

Zira siyaset bataklığına batıldığı andan itibaren sonucu değiştirmek mümkün olamaz.

Siyaset bataklığına düşenler, batmamak için çırpınırlar. Çırpındıkça batarlar, battıkça da çırpınırlar. Ama mukadder akıbetin oluşmasına engel olamazlar.

Anayasamızın 2.maddesine göre Türkiye Cumhuriyeti Devleti, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir.

Buna göre yıpranan iktidarın seçim yolu ile değiştirilmesi çok partili yaşama adım attığımızdan bu yana sık sık gerçekleşmiştir.

Şimdi de gelişmeler iktidarda bulunan siyasi partinin yanlış uygulamaları sonucu yıpranmaya başladığı ve değişme zamanının geldiği doğrultusundadır.

31 Martta yapılan yerel yönetimler seçimlerinde alınan sonuç bunun açık bir göstergesidir.

Kamuoyu tarafından kabul edilmeyen, inandırıcı olmayan bir neden ve gerekçe ile YSK’nın yenilenmesine karar verdiği İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimi de bu bağlamda ülkenin geleceği açısından çok büyük bir önem taşımaktadır.

İktidar gücünü elinde bulunduranlar, 23 Haziran’da yapılacak olan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminden başarı ile çıkabilmek için bütün gücünü kullanmak istemektedir.

Seçmenlerin vereceği oylar, hem İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanını belirleyecek, hem de demokratik sürecin normal sonucunu ortaya koyacaktır.

Ülkemize 31 Martta bahar geldi.

23 Haziranda da ülkemize yaz gelecek.

Nasıl ki İlkbahardan sonra yazın gelmesi engellenemezse, 31 Martta oluşan seçmen iradesinin, aynı doğrultuda 23 Haziranda da tecelli etmesi engellenemez.

Tan yeri ağarmaya başlamıştır. Seher vaktini geride bırakıyoruz. Güneş tüm parlaklığı ile ülkemizi aydınlatmaya başlamak üzeredir.

Demokrasiyi özümsemiş ülkelerde umutsuzluğa kapılmaya yer yoktur. Umut her zaman önümüzü açacak, mutsuzluğu mutluluğa dönüştürecektir. Ama buna rağmen kaybedilecekmiş gibi çalışmak ve aydınlığa atılacak adımları çok iyi hesaplamak gerekir.

Çalışmak, çok çalışmak, söylenenlerin doğru ve inandırıcı olması için gerekenleri yapmak zorunluluğu unutulmamalıdır.

Bilinmelidir ki 23 Haziranda her şey çok güzel olacaktır…

[email protected]

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

SON HABERLER