Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Av. Nabi İNAL

Güneş balçıkla sıvanmaz…

Güneş nasıl balçıkla sıvanamaz ise, gerçeklerinde üstü hiçbir şekilde kapatılamaz. Başka bir anlatımla gerçek gizlenemez.

Çözümü olmayan bir yumağa dönüştürülmek istenen İstanbul büyükşehir belediye başkanlığı seçimi ile ilgili YSK’nın gerekçeli kararı açıklandığında, herkes verilen seçimin yenilenmesine ilişkin kararın içinin ne denli boş olduğunu bir kez daha gördü, anladı.

YSK’nın seçimi yenileme kararından önce ve sonra, çeşitli spekülatif haberler ortaya atılmış idi. Oyların çalındığından, sahte seçmen yaratılmasına. oy kullanmaması gerekenlerin, oy kullandırılmak suretiyle seçimin sonucunu değişmesine neden olduğuna kadar bir sürü asparagas haberler medyada yayılmaya başlanmıştı.

Bu nedenle de herkes gerekçeli kararın açıklanmasını bekliyordu.

Zira açıklanacak olan gerekçeli kararda bu haberlerin yanıtlarının bulunacağı, böylece seçimin yenilenmesi yolundaki karardaki doğruluk payının ortaya çıkacağını sanıyorlardı.

Ama doğura doğura, dağ fare doğurdu.

Gerekçeyi görenler, gerekçeyi okuyanlar şu soruyu yüksek sesle dilendirme zorunluluğunu duymuştur: Eğer sandık kurullarında kamu görevlisi olmayanların bulunması seçimin yenilenmesi için geçerli bir neden ise, bu durumda Türkiye genelindeki sandıklarda yer alan üyelerin içinde kamu görevlisi olmayanlar bulunduğuna göre, neden 31 Mart seçimleri tümden iptal edilmedi?

Bırakın Türkiye genelinde seçimin yenilenmesini, neden İstanbul genelinde yapılan yerel yönetimler seçimlerinden sadece İstanbul büyükşehir belediye başkanları seçiminin yenilenmesine karar verildi de, diğer seçimlerin yenilenmesine karar verilmedi?…

Öncelikle bu soruya inandırıcı bir yanıt verilmediği sürece, 31 Martta yapılan İstanbul seçimleri ile ilgili karar, yıllar boyu tartışma konusu olacak ve demokrasi tarihimize bu şekilde not düşülecektir.

Yenilenmesine karar verilen seçimlerle ilgili öylesine sözler söyleniyor, öylesine gerekçeler ortaya atılıyor ki, bunları duydukça, okudukça insanın gülmesi mi, ağlaması mı gerekir, bir türlü karar verilemiyor.

Ne imiş ?

Sandık başına gelen seçmenin yüzüne bakılıyormuş. Hangi görüşte olduğu yada hangi adaya oy vereceği böylece belli oluyormuş!!!!

İmamoğlu dışındaki bir adaya oy vereceği anlaşıldığında, kendisine büyükşehir belediye başkanlığı listesi verilmiyor, diğer listeler veriliyormuş?

Böylece seçime şaibe karıştırılıyor,kazanmaması gereken aday kazanmış duruma ,kazanması gereken adayda kaybetmiş duruma sokuluyormuş!!!…

Hayret ki ne hayret.

Bu anlayışa, bu mantığa, bu gerekçenin dile getirilmesine, gülmek mi gerekir ağlamak mı gerekir?.

Böylesi bir gerekçeye kargalar bile güler mi bilemiyoruz.

Hani oylar çalınmıştı?

Hani kamera görüntüleri vardı?

Bunların hiç biri ortada yok.

Deniyor ki; iki aday karşı karşıya gelin, konuşun, soruları yanıtlayın. Buna verilen cevap daha da düşündürücü: Ben çıkmasına çıkarım ama, bu benim tek başıma verebileceğim bir karar değildir!!!…

İşte böylesi bir ortam içerisinde, böylesi bir anlayışın dile getirilmesi suretiyle, yenilenmesine karar verilen İstanbul büyükşehir belediye başkanlığı seçiminin yapılacağı gün giderek yaklaşıyor.

Yapılanları duyduktan, gördükten ve anladıktan sonra 23 Haziran’da yapılabilecekleri şimdiden tahmin etmek ve ona göre gereken önlemleri almak zorunludur.

Zira 23 Haziran’da yapılacak olan seçim bir yol ayrımının tercihi seçimi de olacaktır.

Bu nedenle herkesin kendine düşen görevin bilinci ile hareket etmesi zorunluluğu vardır.

Özgürlük, gerçek demokrasi, hukukun üstünlüğü ilkesi, demokratik laik hukuk devleti anlayışının ülkemizde sonsuza dek egemen olabilmesi için gereken duyarlılık gösterilmeli, bu bilinçle hareket edilmelidir.

Bilinmelidir ki; güneş balçıkla sıvanmaz, gerçeklerin üstü hiç bir şekilde kapatılamaz.

Bir kez daha yineleyerek hatırlatıyoruz ki; herkes kendine düşen görevi demokrasinin kuralları içerisinde yerine getirsin, sandığa gitsin, sandığa ve oyuna sahip çıksın. Çıksın ki; bir kez daha milli iradenin tecelli ettiği, her şeyin çok güzel olduğu görülüp anlaşılsın. Çıksın ki; artık hiç bir şeyin eskisi gibi olmadığı ve olamayacağı itiraza mahal bırakmayacak bir şekilde net olarak görülsün…

[email protected]

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

SON HABERLER