Radikal İslamcı örgüt Ceyşul İzze’nin üst düzey yöneticisi, eski IŞİD militanı Abdulbasit El Sarut için Reyhanlı ilçesinde düzenlenen kitlesel cenaze töreni ve ardından cenazenin gönderildiği adres noktasında gündemden düşmeyen İdlib, yarattığı ‘göç’ riski ile Hatay’ın yakın takibinde.
Birleşmiş Milletler (BM) Suriye Krizi Bölgesel İnsani Yardım Koordinatörü Panos Moumtzis’in son açıklamasıyla gündeme bir kez daha taşınan ‘olası bir kitlesel göç’ riski için konuşulan rakam yaklaşık 2 milyon sivil noktasında! Bilindiği gibi bölgede son dönem sıklaşan askeri operasyonlar nedeniyle birçok kişi hayatını kaybetmiş ve on binlerce kişi evlerini terk etmek zorunda kalmıştı. Moumtzis’in açıklaması da bu çerçevede gelmiş ve, “Bizim korkumuz şu ki, bu durum devam ederse, sayılar yükselmeyi ve çatışmalar yoğunlaşmayı sürdürürse yüz binlerce, hatta bir veya iki milyon kişi Türkiye sınırına doğru yol alabilir” tespiti paylaşılmıştı. Yaşanan tablonun ‘göç’ başlığı bir tarafta bekleyişini sürdürürken, diğer taraftan çatışma alanlarında sıkışan siviller için yardım tırlarının Hatay üzerinden İdlib’e ilerleyişi devam ediyor. Son olarak 33 tır insani yardım Cilvegözü Sınır Kapısı’ndan geçiş yaparken, tırlardaki insani yardım malzemelerinin İdlib ve kırsalındaki ihtiyaç sahiplerine dağıtılacağı bildirildi.
-İÇERİDE NE VAR?-
Hatay’ın sınır komşusu İdlib konusunda, geçen Eylül ayında, Türkiye ile Rusya arasında bir anlaşma imzalanmıştı. Anlaşma, Suriye ordusunun, vilayeti silahlı isyancılardan almak için topyekûn bir operasyon düzenlememesi karşılığında bir çatışmasızlık bölgesi oluşturulmasını ve isyancıların da ağır silahları ile bu bölgenin dışına çekilmesini öngörüyordu. Bu yolla, İdlib’de yaşayan binlerce sivilin de korunacağı öngörülürken, Rusya Suriye ordusuna, Türkiye ise silahlı isyancılara garantör oluyordu. Ancak Suriye ordusunun operasyonları askıya alması sonrasında, isyancılar, verilen mühlet çerçevesinde çekilmedi. Bu arada İdlib vilayeti, yılbaşında terör örgütü Heyet Tahrir el Şam’ın kontrolüne geçti. Son haftalarda ise taraflar arasındaki çatışmalar yeniden başladı.
Bugün itibariyle İdlib’i kontrol eden ve Hatay kamuoyunu da ‘bu kontrol’ noktasında tedirgin eden Tahrir el-Şam veya Şam Kurtuluş Heyeti, Suriye’de, El-Kaide olarak da bilinen Tahrir al-Şam ve kısaltılmış HTŞ, Suriye İç Savaşı’na katılan aktif bir Selefi cihad militan grubu olarak biliniyor. 2018’de, Türkiye, Tahrir al-Şam’ı terör örgütü olarak kabul etti.
-RİSKİN SEBEBİ!-
Hatay sınırında yaşanabilecek kitlesel bir göçün sebeplerinden bir tanesi de, İdlib’i kontrol eden örgütün son açıklamaları. Geçtiğimiz günlerde bir açıklama yapan, Suriye’de El Kaide’nin eski uzantısı Heyet Tahrir el Şam (HTŞ) grubunun lideri Ebu Muhammed el Colani, İdlib’i savunmak için destekçilerine “silah alıp savaşa katılın” mesajı verdi. Geçtiğimiz Pazar günü bir video kaydı yayınlanan El Colani, “Eli silah tutan herkesi savaş alanına çağırıyoruz” dedi. Videoda kamuflaj üniforması içinde görüntülenen ve yere bağdaş kurarak oturan el Colani, Nisan ayından bu yana İdlib’e yönelik saldırılardaki artışın, “tüm önceki anlaşmalar ve konferansların öldüğü anlamına geldiğini” söyledi.
Şu an İdlib’de 20 bin civarında savaşçısı olan HTŞ, İdliblilerin anlattığına göre, IŞİD’inkine benzer radikal dini kurallara uyması için halka baskı yapıyor.
-3 MİLYON SİVİL-
3 milyon kişinin yaşadığı İdlib, Eylül ayında, Rusya ile Türkiye arasında Suriye güçlerinin saldırısından korumak için çatışmasızlık bölgeleri anlaşması kapsamına alınmıştı. Ancak cihatçıların belirlenen bölgelerden çekilmeyi reddetmesinin ardından, anlaşma uygulamaya konamadı. Suriye güçleri ve müttefikleri, son haftalarda HTŞ’nin elindeki bölgeye saldırıları yoğunlaştırmış durumda. Bölgede onlarca sivilin hayatını kaybettiği ve binlerce kişinin de evlerini terk ettiği ifade ediliyor. Birleşmiş Milletler, 29 Nisan ile 9 Mayıs tarihleri arasında 180 bin kişinin hava saldırıları nedeniyle yerinden edildiğini açıkladı.
-KİMİN ELİNDE?-
Hatay’a komşu İdlib eyaleti, çoğunlukla radikal örgüt Heyet Tahrir el Şam (HTŞ) tarafından kontrol ediliyor. Bu örgüt, üç yıl öncesine kadar El Kaide’nin Suriye kolu olan Nusra Cephesi olarak biliniyordu. Diğer örgütlerle arasında yaşanan çatışmalar sonucunda, HTŞ, bu yıl bölgedeki gücünü artırdı. Diğer örgütlerin bazıları, Türkiye’nin desteklediği Ulusal Kurtuluş Cephesi çatısı altında varlığını sürdürüyor. Çoğu, Hurras el Din (Dinin Muhafızları) adlı örgütün üyesi olan yabancı cihatçılar da bölgede önemli bir varlık gösteriyor. Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK), Rusya ile vardığı anlaşma çerçevesinde bölgede 12 gözlem noktası bulunduruyor.
-TARAFLAR-
Suriye ordusu, ülkenin batısını yeniden ele geçirmesini sağlayan Rus hava kuvvetlerinin ve İran destekli milislerin gücünden yararlanıyor. Silahlı muhalif örgütlerin elinde ise kayda değer askeri hava aracı bulunmuyor.
Heyet Tahrir el Şam, “Rus işgalcilerin” kara saldırılarına “çelik ve ateşle” yanıt vereceği açıklamasında bulunmuştu. Örgütün cephaneliğinde, zırh delici füze ve karadan karaya roketler bulunuyor. Cihatçılar, intihar bombacısı olarak da saldırılar düzenleyebiliyor. Heyet Tahrir el Şam Sözcüsü, bu hafta yayınladığı videoda, Suriye’nin Guta, Dara ve Humus gibi diğer kentlerinden getirilen muhalif savaşçıların, bölgeyi savunmaya hazır olduğunu söylemişti. -Tamer Yazar-