Ön Yüzü Ne Olur?
“Antakya’da, 15 mahallede, toplam 5,5 km uzunluğunda ‘sokak restorasyonu’ hamlesi” haberlerinin ardından başlatılan çalışmanın sıradaki adresi, Kurtuluş Caddesi’ndeki HESOB binası yanındaki sokak olurken, sokağın başındaki yapının ön yüzünün ‘çalışma dışı’ bırakılması dikkat çekiyor. Daha önce de uygulanan bu durumu eleştirenler ise, “Ön yüz çalışma dışı mı” diye soruyor.
Antakya’da, tarihi kentin eski sokaklarında ‘restorasyon çalışması’ yapan ya da buna dair proje üreten iki belediye var. Biri, Antakya Belediyesi, diğeri Hatay Büyükşehir Belediyesi. Sokaktaki vatandaşın merakı ise, her iki belediye başlığında üretilecek çalışmaların finalinde elde edilecek görsellik! Bu da, yapılanı yakından izleyenlerin sorularını gündeme taşıyor. Zira; Ulu Cami, Güllü Bahçe, Zenginler, Yeni Cami, Şehitler ve Gazipaşa Mahallelerinde bulunan 15 eski cadde ile sokakta yapılacağı ifade edilen restorasyon çalışmalarında gelinen noktada, tartışılan, tartışıldığı kadar da sorulan bir şey var!
Restorasyonu gerçekleştirenler, projeye dahil ettikleri yapıların sokağa çıkış noktasında bulunan kısımların ön yüzünü, ‘NEDEN’ çalışma dışı bırakıyor?
-ELEŞTİRİ-
Benzer bir örneği, bir önceki çalışma kapsamında tekrarlayanlar noktasında konuşan vatandaşın söyledikleri gelsin…
Ç.Z. >> Yaptığınız haberi okumuştum. Sanırım yine aynı olacak gibi! Diğerinde de, çalışma yapılan sokağın Kurtuluş Caddesi’ne çıktığı yerdeki binanın ‘araya bakan’ yüzü düzenlenmiş, ama caddeye bakan ‘ön yüzü’ olduğu gibi bırakılmıştı. Karadeniz fıkrası gibi… Şimdi de öyle olacak gibi görünüyor. Baktığın zaman, en öndeki küçük binanın yan yüzünde temizlik yapılmış, duvardaki ufak tuğlalar ortaya çıkarılmış ve orijinal hale getirmek için de hazır hale getirilmiş. Ama ön yüz, olduğu gibi duruyor. Ciddi ciddi merak ediyorum. Yine benzer bir şekilde mi olacak diye! Dilerim olmaz ama… SitCom gibi bir durum. Karar veremedim! Gülsem mi, ağlasam mı halimize?
H.N. >> Kendilerine sormak lazım. Ben, dünyanın hiçbir yerinde böyle bir uygulama olduğunu sanmıyorum. Sokakta bir çalışma yapıyorsun, ama o sokağa bakan binanın o yüzünü çalışmaya dahil edip, o binanın ana caddeye bakan yüzünü ise olduğu gibi bırakıyorsun. Neyin kafası bu? Tamam, kendilerine güldürmek istiyorlar, anladık! Ama bu kenti gülünç hale getirmesinler. Buna hakları yok!
Y.U. >> Bu işi bilenler için garip bir durum. Sağlamlaştırma (konsilidasyon), temizleme (liberasyon), bütünleme (reinteğrasyon), yenileme (renovasyon) ya da yeniden yapma (rekonstrüksiyon) aşamalarından hangilerini uyguluyorsanız uygulayın, bir yol haritanız vardır. Ama sanırım burada, ‘ön yüz, ihaleye dahil’ değil durumu yaşanıyor. Çünkü ifade ettiğinize göre bu ilk örneği değil. Yapana değil, onlara bu işi böyle yaptıranlara sormak lazım. Hatta bunu, bu şekilde görüp de ‘ok’ verene! Sanırım, alan da satan da memnun! Peki, şehir memnun mu? Bir sorun! Emin olun, elinde olsa, tasını tarağını toplayıp çoktan giderdi buradan, hele ki ona reva görülenlerden sonra!
-YÖNETMELİK-
Gerçekleşen restorasyonların bu tartışmalı noktasında duranların işaret ettiği Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları İhale Yönetmeliği, bu konuda bir yol haritası çizer. Bu Yönetmelik, korunması gerekli kültür varlıklarının rölöve, restitüsyon, restorasyon projeleri, sokak sağlıklaştırma, çevre düzenleme projeleri ve bunların uygulamaları ile değerlendirilmesi, muhafaza, nakil işleri ve kazı çalışmalarına yönelik mal ve hizmet alımlarına ilişkin usul ve esasları belirler.
Tartışmaya konu olan Antakya’da yapılan çalışmalarda, iki ‘kavram’ bir arada kullanılıyor, ki ‘sağlıklaştırma’, bu ifadelerin en popüler olanı. İlgili Yönetmeliğe göre, ‘Sokak Sağlıklaştırma’; 21/7/1983 tarihli ve 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu kapsamında belirlenen kentsel sit alanları ve koruma alanlarında, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulu ilke kararları, koruma bölge kurulu kararları ve koruma amaçlı imar planları veya imar planları doğrultusunda, tescilli ve tescilsiz taşınmaz kültür varlıklarının sokağa bakıveren cepheleri ile birlikte avlu duvarları, müştemilat, çeşme ve benzeri mimari elemanların özgün sokak dokusu ve kentsel mobilya ile birlikte korunması, sağlıklaştırılarak yaşatılması ve çağdaş yaşama katılmasının sağlanmasının yanı sıra sokak dokusunu tanımlayan tüm öğelerin korunması ve belgelenmesine yönelik rölöve, restitüsyon, restorasyon, kentsel tasarım projeleri ile mühendislik dallarında yapılması gereken her türlü projeyi kapsar. Bunun bir örneği, Antakya Kırk Asırlık Türk Yurdu Sokağı’nda, geçmiş yıllarda hayata geçirildi ama… Yapılana dair tartışma bugün bile bitmedi!
Benzer bir tartışmanın bugün başka bir başlık altında devam ediyor olmasını eleştiren, ismini vermek istemeyen bir turizmci, şunları söyledi:
“Bir şeye başlamak hep güzeldir. Herkes gülümser, mutludur, ki umutlar vardır, düşler ve hayaller de… Herkes,
filmin ‘mutlu son’ yazan kısmında durur ve birbirini de hemencecik o ‘mutlu son’ adına tebrik eder. Ama gerçek film öyle değil. Ben, yapılanları keyifle izliyorum. Çünkü bu kent, ‘zararın neresinden dönse kardır’ ruh halinde. O zaman, yapılanı omuzlamak hepimizin görevi. Ama yanlış varsa da, müdahil olmak şart. O zaman, bu konuda eleştirileni düzeltmek gerekiyor. Sorunu da, ‘kral çıplak’ hikayesine çevirmeden ve kompleks yapmadan, sahiplenmek gerekiyor. Yoksa ciddi ciddi kendimize güldürürüz, bu haliyle. O ne demek sahi! Yan yüz benim, ön yüz, Allah’a emanet! Yapmayın!” -Tamer Yazar-