Kadın olmak, ne demek?
Hataylı Akademisyen / Hukukçu Neval Oğan Balkız, ’25 Kasım, Kadına Şiddetle Mücadele Günü’ nedeniyle ‘şiddete hayır’ diyen ve bunu söylerken de yan yana yürüyen kadınların, bu kötü gidişe ‘dur’ diyecek kadınlar olduğunu söyledi.
Yerel ve ulusal gazetelerden, haber sitelerinden ve ajanslardan derlenen haberlere göre, erkekler, Türkiye’nin birçok ilinde, 1 Ocak 2019- 20 Kasım 2019 dönemindeki 324 günde, en az 302 kadını öldürdü. Kadınların yüzde 64’ünü, koca ya da eski koca, sevgili ya da eski sevgili öldürdü.
Yaşanan şiddete dair kısa bir değerlendirme yapan Hataylı Akademisyen / Hukukçu Neval Oğan Balkız, şiddete dur diyecek olanların yine ‘kadınlar’ olduğu gerçeğinde durdu ve şunları söyledi:
“Cinsiyet eşitliğine kör ve sağır duran yasalar; ‘kışkırtılmış’ ve uyguladığı her şiddet, dinsel söylemlerle kutsanmış bir erkeklik; bu erkekliğin her hâlini, iyi hâl kabul eden bir yargı; iradesi bastırılmış ve biat etme kapasitesi erdemle özdeşleştirilmiş bir kadınlık; toplumsal cinsiyet kurgusunu erkek üstünlüğü üzerine kuran bir eğitim sistemi; ‘kadının yegâne yeri evidir’ diyen ve sokağı, kamusal alanı kadından temizlemeyi amaçlayan politik anlayış; kadın öldürülmeleri, kadınların yaşadığı fiziksel, ekonomik, psikolojik, cinsel, duygusal şiddet, uğradıkları ayrımcılık, sistematik, yaygın bir insan hakları ihlali durumuna gelmişken, bu şiddeti yalnızca ’25 Kasımlarda’ anımsayan bir devlet ve… Anımsama pratiğini, Şiddet’e Karşı Uluslararası Mücadele Günlerinde dahi, sokaklarda ‘şiddete hayır’ diyen kadınlara karşı, ‘yasal meşruiyete bürünmüş şiddetin’ her çeşidini, farklı yoğunlukta uygulamadan oluşan bir önleme-bastırma kolluk faaliyeti olarak ortaya koyan anlayış!
Bu gidişe, birlikte yürüdüğümüz, ‘ohal’de, bu hal’de, şiddetle mücadele her halde’ diyen binlerce kadın dur diyecek.” -Tamer Yazar-