Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Nazım Hikmet 118 Yaşında …

Türk Edebiyatı’nın en önemli

Türk Edebiyatı’nın en önemli isimlerinden biri olan Nazım Hikmet Ran’ın 118. doğum günü.

15 Ocak 1902’de Selanik’te dünyaya gelen usta şair, 1963’te Rusya’da hayatını kaybetti. Yazar, ölümünün üzerinden 57 yıl geçmesine rağmen, şiirleri ve eserleriyle anılmaya devam ediliyor.
Nazım Hikmet, ilk şiiri olan Feryad-ı Vatan’ı, 1913 yılında kaleme aldı. Mekteb-i Sultani’de öğrenim gören Nazım Hikmet, bir aile toplantısında yazdığı kahramanlık şiirini okumasıyla, Bahriye Nazırı Cemal Paşa tarafından keşfedildi. Bahriye Mehtebi’ne giderek öğrenimini başarı ile tamamlayan ve mezuniyetinin ardından Hamidiye gemisinde stajyer subay olarak göreve başlayan Nazım Hikmet, bir süre sonra, bazı nedenlerden dolayı ordudan ayrıldı.
Bir süre öğretmenlik yaptıktan sonra, Moskova’da, Doğu Emekçileri Komünist Üniversitesi’nde Siyasi Bilimler ve İktisat Bölümü okudu. İlk şiir kitabı 28 Kanunisani’yi Moskova’da yayınladı. Ardından Türkiye’ye dönerek Aydınlık Dergisi’nde çalışmaya başladı. Dergide yazdığı şiir ve yazılardan ötürü hakkında 15 yıl hapis istendi. O sırada Sovyet Rusya’ya gitti. 1928 Af Kanunu ile cezası kaldırıldı. Tekrar Türkiye’ye dönerek, Resimli Ay Dergisi’nde yazılar yazmaya başladı. 1938 yılında, burada da yazdıklarından dolayı 12 yıl hapis cezası aldı. 1951 yılında Bakanlar Kurulu tarafından Türk Vatandaşlığından çıkarılan Nazım Hikmet, büyük dedesinin memleketi olan Polonya vatandaşlığına geçti ve Borzecki soyadını aldı. 3 Haziran 1963 yılında geçirdiği kalp krizi sonucu hayatını kaybetti.
Nazım Hikmet, “Dostluk” adlı şiirinde, şu muhteşem dizelere yer verir:

“Biz haber etmeden haberimizi alırsın,
yedi yıllık yoldan kuş kanadıyla gelirsin.

Gözümüzün dilinden anlar,
elimizin sırrını bilirsin.

Namuslu bir kitap gibi güler,
alnımızın terini silersin.

O gider, bu gider, şu gider,
dostluk, sen yanı başımızda kalırsın.”