UÇSUZ BUCAKSIZ CENNET SAMANDAĞ

Merhaba

Uçsuz bucaksız bir cennet.

İşlenmemiş mücevher. Tanrının bir lütfu gibi.

Denizi ,sahili özellikle uçsuz bucaksız sahili.

Dağları, çayırları, doğası, iklimi ve…

Bir bütün olarak sahip olduğu bütün özellikleriyle CENNETTİN TA KENDİSİ.

Çok şanslı bir memleket

Ayrıca…

Muazzam EVLİYALARIN TÜRBELERİ ile turist ve ziyaretçi akını yaratması tek başına ayrı değerlendirilmesi gereken bir konu.

Çok değerli bir konu hem de.

İklimsel koşulların bölge için nasıl bir şans faktörü olduğunu sanırım herkes bilir. Bütün köylerdeki doğal kaynaklar ve doğal güzellikleriyle muhteşem. Su kaynakları , akarsuları mis gibi havası, oksijen bolluğu ve bereketliliği.

Ve…

Çok yorgun insanları… Çok çalışkan insanları.

Buna rağmen…

Güçlü maneviyatını ve manevi değerlerini çok güzel yaşatan , yaşatmak için emek veren Samandağ halkı.

Kaybolmamış değerleri gördüğünüzde, umutlu ve mutlu oluyorsunuz. Oralarda yaşayan insanların büyük bir çoğunluğunun çalışma şartlarının zor olmasından kaynaklı olduğunu düşünüyorum.

Bazıları asabi, gülmeyi unutmuş. Yine de sıcak ,sevimli ve samimi. Bazıları da parayı en fazla seviyormuş (şakalaşıp gülüyorlar) mesela.

Samandağı’nda yediğiniz yemeğin tadı uzun süre damağınızda kalır.

Misafirperverliğini uzun zaman unutamazsınız.

Bastığınız toprak bile farklıdır sanki.

Bundan dolayı ben dinlenmek için Samandağ’ına gitmeyi, orada yemek yemeyi ,dostlarımızla uzun uzun oturup sohbet etmeyi çok keyifli buluyorum.

Uçsuz bucaksız sahilde, deniz kıyısında oturup dinlenmeyi seviyorum. Özellikle kış aylarında ama, uzun zamandır gitmemiştim.

Arkadaşlarımı beklerken sahilde yürümeye başladım. Özellikle biraz erken gittim.

Hava serin ama mis gibi. O kadar güzel bir esinti var ki. Bir de denizin uçsuz bucaksız güzelliği.

Yürüyorum…

Bir anda etrafımda başı boş köpekler belirmeye başladı, çoğaldılar ve çok enteresan hepsi birbirinden güzeller. Çoğu sokağa yeni bırakılmış belli.

Ben yürümeyi bıraktım geri döndüm. Ortalık çok sakin. Ne olur ne olmaz diye. Oturduğum yerden ister istemez görüyorum.

Bir araba durdu, park etti. Arabadakiler inemedi.

Köpekler havlayarak arabanın etrafını sardı. Araba çekti gitti.

Servis aracı durdu. Havlayarak etrafını sardılar. Sahilde yürümeye çalışan aileler vazgeçtiler geri döndüler. Vb. devam ediyor.

Belediye tarafından aralara yemek, su yerleri yapılmış ama yeterli gelmesi mümkün değil.

Ama anlatmak istediğim asıl konu farklı…

Oralarda çalışan vatandaşlara sordum.

Ne dediler biliyor musunuz?

Başka şehirlerden kamyonlara doldurup, getirip sahile boşaltıyorlarmış ve kaçıyorlarmış. Kaç tane kamyon yakalamışlar bu şekilde.

Buna rağmen hala çoğalıyormuş bu hayvanlar.

BU UTANÇ VERİCİ BİR DAVRANIŞ ŞEKLİ.

Bunu memlekette vatandaşlara, hatta bu hayvanlara kimsenin yapmaya hakkı yok. Bu davranış, çözüm üretmek yerine başkalarına yığarak çoğaltma durumudur.

Neden çoğalır?

Çünkü, gözlerden uzak üreyerek çoğalabilecekleri çok müsait o kadar tarla, bahçe, kuytu yerler, mekanlar ve harabeler var ki..

Ve iki, üç ay sonra bahar, sonra yaz ayları.

Ne olacak o zaman?

Vatandaşlar bir köpek ordusuyla mücadele etmek zorunda kalacak…

Sonrası Allah bilir.

Belediye başkanına ve sorumlulara konu iletilmiş mi bilmiyorum. Ama…

Ben bir vatandaş olarak rica ediyorum.

Ben akıl vermiyorum benim ne haddime. Sadece diyorum ki..

Vatandaşlarla, işletme sahipleri ve çalışanlarla fikir alışverişleri ve toplantılar yapılarak ortak çözüm üretilmeli. İyi olur. Aslında şart.

Nasıl seçimler öncesi her yerde toplantılar yapılıyorsa , aynı şekilde vatandaşın fikri ,sorunu ya da sıkıntısı neyse bu şekilde daha kolay tespit edilip kalıcı çözümler üretilebilir.

Çünkü bu ciddi bir soruna dönüşmeden üzerinde durulursa çok iyi olur. Vatandaşın başka sorunları varsa onlarda öğrenilmiş olur.

Bu toplantıların herkese yararı olur.

Huzurla kalın.. автокредит в каком банке