“Hatay’a gitmeyen hataya düşer”
‘Tok Gezenler Kulübü’ adı altında paylaştığı seyahat notlarını instagram hesabı üzerinden on binlerce takipçisine ulaştırmaya devam eden Oğuz Yenihayat, “Türkiye’nin en lezzetli haritası” noktasındaki son molasını Antakya’da aldı. Yenihayat’ın paylaşımlarındaki odak nokta ise geleneksel Uzun Çarşı oldu ve tabi közde künefe ile közde kahve…
Antakya notlarını ara ara paylaşan gezginlerin seyahat notlarına giren detaylar arasında gezinmek hep keyiflidir. Bazen o notlar, bizlere, içinde yaşadığımız kente dair bilemediklerimizi fısıldar. Bazen, bildiklerimizi başka yönleri ile anlatır. İlk kez gelen birinin sizden daha fazla şeyi keşfedebildiği bir kentte yaşadığınızı anlarsınız, o okuduğunuz notların sonunda ve siz de başlarsınız adımlamaya!
‘Tok Gezenler Kulübü’ adı altında paylaştığı seyahat notlarını instagram hesabı üzerinden on binlerce takipçisine ulaştırmaya devam eden Oğuz Yenihayat, bu isimlerden biri. Geldiği Antakya üzerine paylaşımlarına geçmeden, onu, kendi kelimeleri ile tanıtalım…
–
Ben Oğuz Yenihayat. Yeni tanıştığım insanlar, soyadımın “Yenihayat” olduğuna inanmıyor, ama gerçekten de öyle… Altyapıda başlayan basketbol hayatım, yaş aldıkça profesyonele döndü. Kısacası, yıllar boyunca top peşinde koştum. İstanbul Üniversitesi’ne başladığım yıllarda ise basketbol topunu bırakıp, elime kalem aldım ve yıllarımı verdiğim basketbolu yazmaya başladım. Sporun içerisinde olmak beni iyi hissettiriyordu. Dergi, internet sitesi, radyo ve son olarak televizyon derken, yaklaşık 10 yıl çeşitli medya kuruluşlarında muhabir ve editör olarak görev aldım. Yaklaşık 1 yıl önce (2012), hobi olarak başladığım blog ve instagram adresime (@oguzyenihayat) daha fazla zaman ayırmam gerektiğini düşündüm ve bir yola çıktım. Şimdilerde, blog ve instagram üzerinden projeler gerçekleştirirken, bazı restoran ve otellere sosyal medya danışmanlığı veriyorum. Ayrıca; Tok Gezenler Kulübü’nün bir üyesi olmaktan acayip keyif alıyorum.
–
Instagram üzerindeki 167 bin takipçisi ile son paylaşımı, Antakya olmuş, Oğuz Yenihayat’ın. Seyahat edenlerin ve bu anlamda gittikleri yerlere dair hikâye paylaşanların geleneksel odak noktası, Antakya için de rotasını değiştirmemiş ve Oğuz Yenihayat’ın ilk adresi, kentin en yöresel ve en geleneksel yaşam alanı olmuş! Uzun Çarşı.
-YÖRESEL-
Birçok şehrin yeme-içme kültüründe olmayan ‘mutfak kültürünü’ fazlasıyla yansıtan Antakya fırınlarının katıklı ekmekten biberli ekmeğe uzanan geniş yelpazedeki lezzet sunumu, Oğuz Yenihayat’ın ilk paylaştığı fotoğraflar arasına girerken, damağındaki tat adına ilk davetini de yapıvermiş… “Hatay’a gitmeyen hataya düşer!” Tabi Uzun Çarşı denince, Hatay’ın tescilli tatlısının hakkını sonuna kadar veren, Ahmediye Camii’nin taş avlusundaki közde künefe ustalarını unutmak mümkün mü? Tok Gezenler Kulübü üyelerinden Oğuz Yenihayat’ın tattığı ve paylaşımları arasına aldığı künefe, finalini, yine közde pişen Türk Kahvesi ile yapmış.
Oğuz Yenihayat’ın, künefeye dair notu ise oldukça detaylı olmuş:
“Künefe, aceleye gelmez, yavaş yavaş pişer. Özellikle hafta sonları çok kalabalık oldukları için, hafta içi gerçekten üst düzey bir künefe yiyebilirsiniz. Az şerbetli, dondurmasız, fıstıksız! Bu künefe, piknik tüpü geçiyor. Bir tık fazla peynirli ve kıtır değil. Harbiye tarafı, daha kıtır ve çıtır oluyor. Ayrıca daha yağlı.”
-GELENEKSEL-
Tel kadayıfın yapıldığı küçük dükkânlar da, Oğuz Yenihayat’ın bir diğer uğrak noktası olmuş. Bilindiği gibi, tel kadayıf, beyaz undan yapılır. Un, derin ve geniş bir kaba boşaltılır. Üzerine su ilave edilerek makine ile karıştırılır. Karışım, içine konulduğu cezveden, bir dikiş ipliği kalınlığında akacak kıvama gelene kadar karıştırılır. Uygun kıvama gelen karışım, ucunda 3-5 deliği bulunan, cezve olarak tabir edilen bakır bir kaba konulur. Ce alttan ısıtmalı olan, bombeli bir bakır sacın üzerine, bir dikiş ipliği kalınlığında, daireler şeklinde dökülür. 20 saniye kadar sac üzerinde kalan karışımın toplanması ile de tel kadayıf elde edilir.
Oğuz Yenihayat’ın bir araya geldiği isim ise 25 yıldır bu alanda çalışan İbrahim Usta olmuş. “Çarşıda herkes tel kadayıfı makine ile dökerken sacın üzerine, o, hala altı delik bir cezveyle yapıyor bu işi” demeyi de ihmal etmemiş.
-BAKLA MOLASI!-
Antakya’nın değişmeyen lezzetlerinden biri de, bakla. Bakla Ezmesi, yöreye özgü tadı ve tok tutucu özelliği ile Antakyalıların vazgeçemedikleri öğünlerden biri. Oğuz Yenihayat’ın bu farklı tat için durağı ise Sanayi olmuş. Söyledikleri ise, ziyaret ettiği ‘Pehlivanın Yeri’ adlı yere ve bu ‘ilk tadıma’ dair…
“Az bilinen, bile diyemiyorum. Hiç bilinmeyen bir humus ve baklacı. Antakya’nın en eski adreslerinden, Sanayi içinde. Bakla, muazzam.”
-FİNALİMİZ MÜZE-
Finalin adı, geleneksel Mozaik Müzesi değil, ama açılmasıyla beraber ciddi bir yoğunluk yaşayan, Necmi Asfuroğlu Müzesi. Dünyanın tek parça ve en büyük taban mozaiğine ev sahipliği yapan Müze, Oğuz Yenihayat’ın final noktalarından biri. Arka planda paylaşılan görsel ise, onu izleyenler için görkemli bir Antakya daveti oluşturmuş.
-NE YAPMALI?-
Oğuz Yenihayat’ın da üyesi olduğu Tok Gezenler Kulübü’nün her biri başlı başına yeme-içme-seyahat fenomeni üyeleri, Instagram’da beğeni toplamak için nasıl fotoğraf çekmemiz gerektiğinin ipuçlarını ise şöyle sıralıyor:
-Öncelikle ve daima, kameranızın merceğini silin. Flu fotoğraf ve videoları kimse beğenmez.
-Temiz kamera şart!
-Herkesin kolay ulaşabileceği yiyecekler, en çok beğeniyi topluyormuş. Diyelim simit, ıstakozu dövüyor yani!
-Tekrarlı fotoğraf dikkat çeker… Yani tek bir simit yerine, birkaç tane simit, bir çilek yerine çileklerle dolu bir tabak.
-Sosyal medyada videolarınızı izletmek için, videonun başının ilgi çekici olması gerek. En can alıcı kısmını en başa koyacaksınız.
-Siyah-beyaz fotoğraf asla!
-Renk, daima renk ve canlı renkler. O zaman, dans!
-Filtrenin suyunu çıkarmıyorlar. Ne kadar temiz görüntü, o kadar iyi. Video ayarlarını mutlaka HD’ye getiriyorlar. -Tamer Yazar-