Biz İse Yeni Başladık!
Antakya’dan Defne’ye, Hatay coğrafyasındaki yerel idarelerin ‘tedbir’ başlığında ‘korona virüs’ çalışması yapmaya başlamasını ‘gecikmeli bir çıkış’ olarak değerlendirenler, sığınmacıların kalabalığında bir sınır kentinin bu tür bir ön çalışma için bu kadar beklemesinin yanlışlığına işaret ediyor. İşaret ettikleri yer ise değişmiyor… Toplu Taşıma!
İstanbul Büyükşehir Belediyesi, 36 personel ve 18 araçla, toplu taşıma istasyon ve araçlarının düzenli olarak “nanoteknoloji ile” dezenfekte edildiğini açıkladı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) ekipleri, yeni tip korona virüse (Kovid-19) karşı toplu taşıma araçlarında dezenfeksiyon çalışması yaparken, söz konusu çalışma kapsamında, İBB Sağlık Daire Başkanlığı’ndan onaylı dezenfeksiyon sıvısı kullanıldı. Çalışmaların, salgın hastalıklara karşı, toplu taşıma araçlarındaki riski azaltmaya yönelik olduğu belirtildi.
Başkentte ise olası salgın hastalık riskine karşı dezenfeksiyon ve sterilizasyon çalışmaları yapılan toplu taşıma araçlarına minibüslerin de eklendiği bildirildi. Ankara Büyükşehir Belediyesi’nden yapılan açıklamada, toplu taşıma araçlarının, günlük olarak, “Geniş Spektrumlu Virüsidal Dezenfektan” ile iç ve dış sterilizasyon işlemine tabi tutulduğu söylendi.
İzmir Büyükşehir Belediyesi ise, kentteki toplu taşıma araçlarıyla istasyonlarda özel temizlik çalışması başlatıldığını duyurdu. Kentte; metro, tramvay ve otobüslerdeki rutin temizlik çalışmaları yanında virüs ve bakterilere karşı özel hijyen koşullarını sağlamak üzerine işlemlerin düzenli olarak devam ettiği bildirildi.
-BİZDE!-
Konuyu Hatay özelinde ele alan vatandaşlar ve söyledikleri ise eleştirileri de beraberinde getiriyor.
H.N. >> Açıkçası, yerel idarelerin temizlik ve hijyen çalışması için bu kadar beklenmemeliydi. O kadar beklenildi ki bir şeyler yapmak için, en sonunda Türkiye’de de korona virüs ortaya çıktı. Bu çalışmanın, haftalar öncesinden yapılmaya başlanması gerekirdi. Hala anlamayanlara bir kez daha anlatalım mı? Bizler, her gün işimize ya da evimize, sığınmacı kalabalığı ile iç içe, aynı halk otobüslerinde gidiyoruz. Bu kontrolsüzlüğün riskinde durmak isterler mi?
U.V. >> Açık alanlar, parklar, bahçeler, alanlar değil asıl risk alanları! Halk otobüsleri! Halk otobüslerinde, standardın üzerinde bir kalabalıkla her gün yolculuk eden bizleri daha önce gündemlerine almaları gerekirdi! Hatta şu otobüslerin aşırı dolu hallerini bir ara denetleseler mi? Bir standart getirseler!
T.Ş. >> Antakya küçük, ama evim, işime çok uzak. O nedenle halk otobüsüne binmek zorundayım. Başka çarem yok. Keşke olsaydı ve yürüme mesafesinde olsaydım. Emin olun, şu şartlarda beni hiçbir güç o otobüslere bindirmezdi. Ama el mecbur. Yine de korkmuyor değilim. Her bindiğimde ilk işim, pencereleri açmak oluyor. Karşı değilim ama… Bu kadar sığınmacı ile iç içe yaşarken, bizlerin daha tedbirli olması gerekmez mi? Herkesten önce bir şeyleri yapıyor olmamız gerekmez miydi?
P.B. >> En çok da çocukların okuldaki durumlarını düşünüyorum. Sıraları, tuvaletleri, dolapları, iç içe oldukları her şey ne halde, merak ediyorum. Bu konuda İl Milli Eğitimin Hatay’da bir çalışması var mı? Biliyor musunuz?
S.B. >> Aslına bakarsanız, ilçe ilçe yapılanları izliyoruz ya… Böyle olmamalı! Valilik, bu işi ilk elden organize etmeli, belediyeleri de “sorumlu kurum” ilan etmeli. Çünkü hepsi kendi başına, bölük pörçük bir şeyler yapıyor, ama ne kadar tam ya da ne kadar eksik yapıyor, biliyor muyuz?
O.M. >> Antakya’daki yeni açılan fuara, “fuar alanı acaba temiz midir” sorusuna cevap veremediğim için gidemedim. Ankara’yı izlerken, ha bire sürekli bir şeylerin iptal edildiğini öğreniyorum. Bizdeki tedbirlerin ne kadar eksik olduğunu bilirken, güvenemedim açıkçası! O kadar insanın iç içe olduğu bir yerde, alınması gereken hijyen tedbirleri ne kadar alınmıştır sahi?
R.N. >> Bence bu, Valilik özelinde ve kontrolünde ele alınmalı. Belediyelerin bu işi kendi başlarına yapması engellenmeli. Çünkü bu konuda ya bir standardı tutturur ve işin hakkını verirsiniz ya da “dostlar pazarda görsün” durumu olur! Dilerim bu ikincisi olmuyordur.
-ÖNLEMLER!-
Antakya’dan Defne’ye vatandaş eleştirisi ve önerisi bu yönde ilerlerken, önlemler listesi de aynı gündemin ilk sırasından inmiyor. Türk Tabipleri Birliği tarafından yapılan son açıklamada, solunum yolu enfeksiyonlarının bulaşma riskini azaltmak için yapılan önerilerin, yeni korona virüs hastalığı için de geçerli olduğu belirtilirken, alınması gereken tedbirler de ara başlıklar halinde şöyle sıralandı:
-KORUNMAK!-
*Hasta insanlarla temastan kaçınılmalıdır. (mümkün ise en az 1 m uzakta bulunulmalı)
*Özellikle, hasta insanlarla veya çevreleriyle doğrudan temas ettikten sonra, eller sık sık yıkanmalıdır.
*Eller yıkanmadan, ağız, burun ve gözlerle temas edilmemelidir.
*Eller, en az 20 saniye boyunca sabun ve suyla yıkanmalı, sonrasında kurulanmalıdır.
*Antiseptik veya antibakteriyel içeren sabun kullanmaya gerek yoktur, normal sabun yeterlidir.
*Sabun ve suyun olmadığı durumlarda, alkol bazlı el antiseptiği veya kolonya kullanılmalıdır.
*Elde görünür bir kirlenme olmadığı sürece, el antiseptikleri, el yıkama kadar etkilidir. Ancak elde görünür bir kirlenme olduğunda, ellerin mutlaka yıkanması gerekir.
-MASKE-
*Sağlıklı kişilerin maske kullanmasına gerek yoktur.
*Herhangi bir viral solunum yolu enfeksiyonu geçirmekte olan kişinin, öksürme veya hapşırma sırasında burun ve ağzını tek kullanımlık kağıt mendil ile örtmesi, kağıt mendilin bulunmadığı durumlarda ise dirsek içini kullanması gereklidir.Hasta kişilerin, mümkünse kalabalık yerlere girmemesi, eğer girmek zorunda kalınıyorsa, tıbbi maske kullanması önerilmektedir. Maske çıkarıldığında hemen çöpe atılmalı ve eller yıkanmalı veya antiseptikle temizlenmelidir.
*Hasta olmayan kişilerin maske kullanmasına normalde gerek yoktur. Sadece yeni koronavirüs hastalığını geçirenlerle temas edenlerin (sağlık çalışanları, hasta ile aynı evde yaşayanlar) maske takması gerekmektedir. Bu durumlarda kullanılacak maskelerin cerrahi/basit/tıbbi maske olması yeterlidir.
-KORONAVİRÜS-
Dünya Sağlık Örgütü, koronavirüsleri, hayvanlarda ve insanlarda hastalığa neden olan büyük bir virüs ailesi olarak tanımlıyor. Koronavirüsün, insanlarda, soğuk algınlığından Orta Doğu Solunum Sendromu (MERS) ve Şiddetli Akut Solunum Sendromu (SARS) gibi daha şiddetli hastalıklara veya zatürreye kadar, solunum yolu enfeksiyonlarına neden olduğu belirtiliyor.
Koronavirüsler, adını, kendilerini sararak taç oluşturan protein kapsüllerinden alıyor. Bu özelliğinden dolayı virüslere, Latince taç anlamına gelen “corona” ismi veriliyor. 2019 yılında ortaya çıkan ve Covid-19 olarak bilinen yeni tip koronavirüs, insanda etki gösteren koronavirüslerin yedinci çeşidi. Hayvandan insana ve insandan insana bulaşabilen bu yeni koronavirüs, 2019 yılında Wuhan’daki salgın başlamadan önce bilinmiyordu.
-BELİRTİLERİ-
Covid-19’un, belirti göstermeden bulaşıcı olabildiği, 2 ila 14 günlük bir kuluçka dönemi olduğu biliniyor. Koronavirüsün en yaygın belirtileri; yüksek ateş, halsizlik ve kuru öksürük. Bazı hastalarda bu belirtilere boğaz ağrısı, burun akıntısı, ağrı ve ishal de eşlik ediyor. Koronavirüsün bulaştığı hastalardan bazıları belirti göstermeyebiliyor.
Dünya Sağlık Örgütü, virüsün bulaştığı hastaların yaklaşık yüzde 85’inin özel bir tedaviye ihtiyaç duymadan iyileşebildiğini söylüyor. Koronavirüsün bulaştığı her 6 insandan birindeyse, hastalık ciddi boyutlara ulaşabiliyor ve solunum güçlükleri baş gösteriyor. -Tamer Yazar-