Koronavirüs, kişisel karantina hallerini ve sosyal mesafe algısını hayatımıza yerleştirse de, dayanışma örnekleri bitmiyor, ki bunun en güzel örneğini de Antakya ve Defne’nin kadınları yaşatıyor. “Bu süreçte hepimizin yapabileceği bir şeyler var” sloganı ile tandırlarda pişen ekmekler önce toparlanıyor, ardından paketleniyor, sonra da paylaşılıyor.
65 yaş üstü vatandaşların maaşlarını evlerinde teslim eden resmi kurumsal uygulamalar, apartmanında bulunan yaşlı insanların market alışverişlerini gönüllü olarak yapanlar ve daha fazlası… Koronavirüs, kişisel karantina hallerini ve sosyal mesafe algısını hayatımıza bir şekilde yerleştirse de, dayanışma örnekleri, yaşananlara direnmeyi sürdürüyor.
Bugünün en güzel örneklerden birini, Hatay Dayanışma Ağı adı altında birleşen Antakya ve Defne’nin kadınları hayata geçiriyor. Tandırlarda pişen ekmekleri bir araya getirip, ardından da evlerinden çıkamayan ailelerin kapılarını çalıp üretimlerini paylaşan Ağ’ın temsilcileri, örnek oldukları noktada yaptıkları açıklamada, “Bu süreçte hepimizin yapabileceği bir şeyler var” demeyi ihmal etmiyor.
-BİRLİKTE-
Bu konudaki açıklama şöyle:
“Hatay Dayanışma Ağı olarak, ‘Tandır Dayanışması’nı başlatıyoruz. Defne Turunçlu Mahallesi’nde dayanışma içinde yaptığımız tandır ekmekleri, mahallelinin olumlu dönütleriyle, fiziksel mesafeye ve hijyen tedbirlerine dikkat ederek gerçekleşti. Hep birlikte üretip, birlikte paylaştık. Dayanışma gücünün küçük bir örneği olarak, ‘bu süreçte hepimizin yapabileceği bir şeyler var’ diyoruz. Korona, dayanışmamızdan güçlü değil. Dayanışma yaşatır.”
-HERKESE ÇAĞRI-
Açıklamaya ekli bir diğer çağrı ise herkese…
“Buradan, bu kentin öğretmenlerine, avukatlarına, müzisyenlerine, tiyatrocularına… Kısacası tüm Hataylılara açık çağrımızdır. Gelin dayanışmayı büyütelim, olanak ve ihtiyaçlarımızı ortaklaştıralım, bu süreçten hep birlikte, BİZ olarak çıkalım. Birbirimizden en fazla uzak olduğumuz bugünlerde, uzak, ama bir arada olalım.”
-UMUDUN KADINLARI-
Facebook üzerinden çalışmalarını paylaşan ve herkesi ‘dayanışma’ ağı içinde buluşmaya davet eden Antakyalı ve Defneli kadınları izleyen okurlarımızın bizlerle paylaştığı değerlendirme notları ise şöyle:
J.M. >> Onları, tandırın başında ekmek yapar halde izlerken, köydeki halimiz geldi aklıma. O kadar güzeller ki hemcinslerim, iyi ki varsınız. Sizler, umudun kadınlarısınız. Vazgeçmeyenlersiniz.Çok, ama çok teşekkürler.
K.P. >> Bir zamanlar ‘imece’ diye bir şey varmış, diyenler! O dediğiniz şey aslında hiç bitmedi, hep vardı, var olmaya da devam edecek. Bu örnek de bunun en güzel kanıtı. Bu ülkenin kadınları varken, ne dayanışma biter, ne de imece.
A.B. >> Sosyal paylaşım hesaplarında okudum şu cümleyi… “Dayanışma, ezilenlerin inceliğidir. Yaşanan bu süreçten hem fiziksel, hem psikolojik, hem de toplumsal olarak sağlıklı bir şekilde çıkmamızın yolu, dayanışma içerisinde olmaktan, imkan ve sorunlarımızı ortaklaştır-maktan geçmektedir.” Haklılar. Emeklerine sağlık diyorum. Öyle değerli bir şey yapmışlar ki…
U.V. >> Evde kaldığımız şu zamanlarda, onlar, ‘buradayız’ diyorlar. Öyle değerli ki bu…
D.U. >> Bir kadın olarak, gurur duydum onlarla. Ben de ekmeğimi tandırda yaparım, bu kentin birçok kadını gibi. Bilirim zorluğunu, o ateşin başında hamuru ekmek yapmanın yorgunluğunu. O yüzden, ekmeğin lezzeti bir yana, değeri konuşulmalı bence. Çünkü unuttuklarımızı hatırlattı bizlere. Seviyorum hepinizi.
Y.Ş. >> Apartmanımızda yaşlı bir komşumuz var. Karı koca, ihtiyaçları olduğunda, market gibi, bizler de hiç tereddüt etmeden yardımcı olmaya çalışıyoruz. Hatay Dayanışma Ağı’nın kadınları da olması gerekene imza atmışlar. Herkese örnek olmuşlar. Sevindiğim taraf nedir, biliyor musunuz? Bu zor zamanlar, birbirimize anlatacağımız güzel yaşam hikayeleri ile doluyor, ki bu da, yaşanan bu kabusun en çekilir tarafı. -Tamer Yazar-