Onlar, bağımsızlık için savaştı…
Defne CHP İlçe Başkanı Mehmet Gönenç, yayınladığı mesajda, bundan tam 45 yıl önce Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ile Hüseyin İnan’ın, Türkiye Cumhuriyeti’nin bağımsızlığı için mücadeleleri sırasında idam edildiklerini belirtti. CHP Defne İlçe Başkanı Gönenç’in mesajı şöyle:
“Bugün, tam bağımsız Türkiye hedefiyle emperyalizme isyan edip, sistemin cellatları tarafından 6 Mayıs 1972’de idama mahkum edilen ve bu uğurda darağacına korkusuzca, gülümseyerek giden Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’ın acımasızca idam edilişlerinin 45. yıldönümü.
Gençliğin altın çağında, hayatının baharını yaşamamışken sisteme kurban edilen Denizler, aradan geçen yıllara karşın hala milyonların yüreğinde yaşamakta ve bugün gelinen süreçte, Türkiye halkı onların özgürlük mücadelelerine büyük bir özlem duymaktadır.
68 kuşağının önderleri olan 3 fidan, ABD emperyalizmine karşı çıkıp bağımsızlık ve demokrasi istedi. Deniz’lerin ileri sürdükleri talepler bugünün koşullarında da geçerliliğini korurken, hayallerine hukuksuzca kurşun sıkılması ilerici-devrimci gençliğimizin mücadelesini daha da anlamlı hale getirmiştir.
AKP iktidarının baskı ve sindirme politikaları neticesinde toplumun düşünen, sorgulayan ve eleştiren her kesimine yönelik faşizan uygulamaların artmasıyla insan temel hak ve özgürlüklerinin öneminin arttığı bu dönemde Deniz Gezmiş ve yoldaşlarını anmanın suç, hatta örgüt üyeliği olarak kabul edildiği bu ülkede, Deniz’ler, Yusuf’lar ve Hüseyin’ler başını her zaman dik tutan, haksızlığa hiçbir zaman boyun eğmeyen ve yiğitçe zulme karşı direnenlerin sembolü olmuşlardır. Onların emperyalizme karşı yürüttükleri kavga ile emekten, halktan ve özgürlüklerden yana verdikleri mücadele bugün hala devam etmektedir. Çocuklarının adını Deniz, Barış ve Özgür koyan neslin çocukları olarak bir kez daha, idam edilişlerinin üzerinden geçen 45 yılın ardından, 3 fidanı saygı ve minnet ile anıyor, işçi ve emekçilerin ışığı olan bu mirası ileriye taşıyarak halkların kardeşliği mücadelesine devam edeceğimizin sözünü veriyoruz.” -Gökay Gökdemir-