Bolat, “Hemşireler Haftası” açıklamasında, meslek mensuplarının sıkıntılarına dikkat çekti:
Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Hatay Şubesi Örgütlenme Sekreteri Zeynep Bolat, “Hemşireler Haftası” dolayısıyla yaptığı açıklamada, meslek mensuplarının sıkıntılarına dikkat çekti, çözüm önerilerinde bulundu. Umudun, cesaretin, sevincin, umutsuzluğun, acı ve çaresizliğin farkında olan hemşirelerin, yeni doğanların ilk çığlıklarını duyduğunu, ölenlerin son nefeslerine ve hayatın en mutlu, en trajik anlarından bazılarına tanıklık ettiğini belirten Bolat, halkın sağlığının korunmasında ve hastalıkların tedavisinde daima bir güç olan hemşirelerin insanlığa hizmet etiğine vurgu yaptı.
Fiziksel, duygusal ve psikolojik olarak yıprandılar…
‘Sağlıkta Dönüşüm Programı’ ile beraber sağlık hizmetlerinin piyasalaştırıldığının, sağlık çalışanlarının iş güvencesinden yoksun, esnek ve kuralsız çalışmaya zorlandığına değinen Bolat, açıklamasında şunlara yer verdi:
“Hemşirelerin mesleki özerklikleri yok sayılmış ve sorunları daha da büyümüştür.Hekim odaklı çalışma sistemi ve meslek tanımlarımızın muğlaklaştırılması sonucunda hemşireler sağlık alanında verilen her görevi ve angaryayı yapmaya mecbur bırakılmışlardır. Sağlık Bakanlığınca hemşireliğin mesleki bir tanımı yapılmış olsa da geçmişten beri görev, yetki ve sorumluluk sınırlarının belirlenmemesi esnek, kuralsız, angarya işlerle daha fazla yüz yüze bırakılmamıza neden olmuştur. Bu nedenle sağlık hizmeti sunumunun bir ekip hizmeti olduğu ilkesiyle hemşirelik mesleğinin özerklik ilkesi derhal hayata geçirilmelidir.
Hemşirelik mesleğinin sorunlarının başında ve en önemlisi de iş tanımı dışında ihtiyaç görüldüğü her alanda çalıştırılmasının yanı sıra yetersiz istihdama bağlı ağır iş yüküdür. Sağlık hizmeti sunumdaki artışın son 10 yıla oranla 3 kat artmasına rağmen hemşire sayısının ihtiyaca yanıt verecek düzeyde olmamasının yükü yine fazla çalışma ile hemşirelere yıkılmaktadır. Bu kölece çalışma koşullarının ortadan kaldırılması için hemşire eksikliği biran önce kadrolu ve güvenceli istihdamla tamamlanmalıdır. Türkiye’de mevcut durumda yaşanan hemşire sayısındaki yetersizliği bu ülkenin yetkili makamı da yaptığı açıklama ile itiraf etmiştir.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Mart ayında yaptığı bir açıklamada Türkiye’deki toplam hemşire sayısını 198 bin 465 olarak açıklamış; hemşirelerin 132 bin 856’sının Sağlık Bakanlığına bağlı sağlık kuruluşlarında, 31 bin 165’inin üniversite hastanelerinde, 34 bin 444’ünün ise özel sağlık kuruluşlarında mesleklerini icra ettiğini bildirmiştir. Türkiye’de 1 hemşire başına düşen kişi sayısının 413,2, OECD ortalamasının 102,0 olduğunu aktarmıştır.
Küresel bir salgınla karşı karşıya kaldığımız bu dönemde de halkın sağlık ihtiyaçlarını karşılamak için en önde mücadele eden sağlık emekçileri içinde hemşireler temel bir yere sahiptir. Sağlıkta dönüşüm programıyla birlikte artan iş yükü, kötü çalışma koşulları, ekonomik hak kayıpları covid 19 salgın süresince daha da can yakıcı hale gelmiştir. Fiziksel, duygusal ve psikolojik olarak yıpranmamıza neden olmuştur.
Ücretlerimizin yoksulluk sınırı altında olması ve performansa dayalı ek ödeme uygulamaları, eşitlik ve adalet duygusunun yitimine de neden olmaktadır. İzinli ve raporlu oldukları sürenin döner sermaye ödemelerinden kesilmesi hemşireler başta olmak üzere sağlık çalışanlarının maddi ve manevi hak kayıplarına neden olmaktadır.İster kamuda ister özelde, nerede çalışırsak çalışalım hakkımız olanı istiyoruz.”
Taleplerimizde ısrarcıyız…
Her zaman olduğu gibi, 2020 Hemşirelik Haftası’nda da taleplerinde ısrarcı olduklarını belirten Bolat, yaşadıkları bu zorlu süreçte sorunları çözmede ve taleplerin karşılanmasında, ancak örgütlü mücadeleleriyle başa çıkabileceklerini bildirdi ve taleplerini şöyle sıraladı:
“Bu nedenle; Hemşirelik mesleğinin yardımcı sağlık personeli değil, bağımsız meslek grubu olarak tanımlanmasını,3600 ek gösterge hakkımızın verilmesini, yıpranma tazminatının 5 yıla 1 yıl olarak düzenlenmesini, performansa dayalı, esnekleştirilmiş güvencesiz çalıştırmanın kaldırılmasını, görev tanımına uygun, sayı ve nitelikte kadrolu istihdamın sağlanmasını, ek ödemelerin maaşlara eklenmesini, emekliliğe yansıtılmasını, her işyerine 7 gün 24 saat hizmet veren ücretsiz, nitelikli kreş açılmasını, ücretli doğum izinlerinin doğumdan önce 8 hafta, doğumdan sonra 16 hafta olmak üzere toplam 24 hafta olarak yeniden düzenlenmesini, iş sağlığı ve güvenliği uygulamalarına gereken önemin verilmesini salgın döneminde covid 19 tanısı alan sağlık emekçilerinin, iş kazası ve meslek hastalığı tanımlarının yapılmasını istiyoruz.
Sağlıkta dönüşüm sürecinde ortaya çıkan bu ağır/yıkıcı tablo karşısında, bütün sağlık emekçileri, bütün farklılıklarını (statü, meslek vb.) bir kenara bırakarak örgütlenmek ve hakları için mücadele etmek zorundadır.” Mehmet ÖZGÜN