Medeniyetlere beşiklik eden Doğu Akdeniz’in tarihi, kültürel ve doğal güzelliklerle bezeli illeri; Hatay, Mersin ve Adana, yaz mevsiminde hem deniz hem de yayla turizmi ile adından söz ettiriyor. Koronavirüs nedeniyle insanların kalabalık tatil yerlerinden uzaklaşıp butik otelleri tercih ettiği ve doğa ile daha çok baş başa kalmak istediği bugünlerde, bölge, ülkemizin alternatif turizm merkezlerinden biri olmaya aday.
Akdeniz İhracatçı Birlikleri’nin (AKİB) aylık olarak yayınlanan AKİB Aktüel’in Haziran sayısı, Doğu Akdeniz illerinin turizm potansiyeline dair bir yazı kaleme aldı. Hatay, Mersin ve Adana merkezli ilerleyen turizm destinasyonlarının potansiyeline işaret edilen yazıda, ‘yeni normal’ olarak algılanan sürece de işaret edildi ve doğa ile iç içe tatil yapmak isteyenlere keyifli bir yol haritası sunuldu.
Hatay’ı da yakından ilgilendiren bu keyifli yol haritası üzerinde, ara başlıklarla ilerleyelim…
-TOROSLAR-
Sırtını Toroslar’a dayayan Hatay, Mersin ve Adana’da, yeşilin her tonunu barındıran ormanlarıyla görsel şölen sunan, billur gibi soğuk suları ve oksijen dolu tertemiz serin havası olan onlarca yayla bulunuyor. Doğa sevdalısı trekking tutkunlarını da her daim mıknatıs gibi kendine çekiyor. Ulaşım kolaylığı ve günlük ihtiyaçların karşılanabilmesi açısından Adana’nın Pozantı ilçesindeki Akçatekir, Belemedik, Fındıklı ve Armutoluğu; Karaisalı ilçesinde Kızıldağ; Aladağ’da Meydan, Ağcakise ve Başpınar; Kozan’da ise Göller yaylaları her yaz dolup, taşıyor. Yaz aylarında tatil rotasını Toroslar’a çevirenler; Mersin’in Çamlıyayla, Gözne, Ayvagediği, Fındıkpınarı, Namrun, Sorgun ve Balandız yaylalarında serin ve çam kokulu havanın keyfini çıkarıp, stres atıyor. İnanç ve gastronomi turizminde büyük ilerleme gösteren mozaik zengini Hatay’da ise Belen, Nergizlik, Tekepınarı, Topaktaş ve Çökek Yaylaları misafirlerine huzurlu bir tatil vadediyor.
-DOĞA-
Deniz, kum ve güneşten vazgeçemeyenler için yeşil ve mavinin birbiri ile kucaklaştığı Mavi Bayraklı plaj ve koylarda yüzüp eğlence dolu tatil keyfi sunan Doğu Akdeniz, Torosların yaylalarında tabiat ile iç iç bir şekilde dinlenmek isteyenlere de unutulmaz bir tatil vadediyor. Tarihi mekanlar yanı sıra butik otelleri ile öne çıkan bölge, pandeminin etkisinden uzakta, huzurlu bir tatil geçirmek isteyenleri bekliyor.
-TARİH, DENİZ-
Doğu Akdeniz’in önemli tatil merkezlerinden Mersin, 321 kilometrelik sahil kesiminde, Mavi Bayrak ödüllü 8 plajıyla ve el değmemiş koyları ile deniz turizminde öne çıkıyor. Mavi Bayaklar; Mersin’de Erdemli, Silifke, Bozyazı ve Gülnar ilçelerindeki 8 plajda dalgalanıyor. UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’nde yer alan Korykos Antik Kenti’nin de yer aldığı Erdemli ilçesindeki Kızkalesi Plajı, bir kilometre uzunluğunda, 55 metre genişliğindeki kumsalında deniz keyfi yaşatırken, konforlu butik otelleri ve heyecan dolu su sporları etkinlikleri ile unutulmaz tatil imkânları sunuyor. Mersin’in Mavi Bayraklı bir başka plajı ise Silifke ilçesinin tatil beldesi Susanoğlu’nda bulunuyor. Bölgenin cazibe merkezlerinden olan Susanoğlu Plajı, deniz turizminde en gözde tatil noktaları arasında yer alıyor. Mersin’in mavi bayraklı diğer plajlarını; Bozyazı’da Hotel Anemurion ve Nagidos Otel, Erdemli’de Liparis Resort Otel, Kilikya Otel ve Olbios Marina Resort Hotel, Gülnar’da Ulu Resort Hotel, Silifke’de Mediterranean Resort Hotel, Altın Orfoz Otel ve İntermot Boğsak Motel işletiyor. Adana’nın Yumurtalık ve Karataş ilçeleri ile Hatay’ın Arsuz ve Samandağ ilçeleri de, yaz turizminde taze balıkları ve zengin yöresel mutfağı ile gözde lezzet rotaları arasında bulunuyor.
-YAPILMALI!-
AKİB’in kaleme aldığı ve Hatay’ı da yakından ilgilendiren turizm davetini olumlu ve önemli bulan Hataylı bir turizmci şunları söyledi:
“Bir kere, pandemi denen bir süreçteyiz. Salgın, istisna yaratmıyor. Herkesi etkiliyor. Her sektörü… Turizm de bunlardan biri. Ne mi değişti? Çok şey! Şezlonglar mesafeli, yemek masaları aralıklı, açık büfe sistemi ise yok artık, hani herkesin kendi kendine servis ettiği alanlar… Bir kere turlarla bir yerlere gitme sevdamız da rafta! Artık daha butik tercihler söz konusu. Az kişi ve kalabalıktan uzak tatiller. Mesela doğa ile iç içe olanlar, karavanlı sistemler ya da… Trekkingler ise bu sürecin yine gündeminde.
Haberi ben de okudum. Güzel ve yönlendirme yapması da yerinde. Ama önemli olan, bizler bu süreci nasıl yönetiyoruz! Mesela önceliklerimiz neler olacak? Turizm başlıklarında geleneksel yol haritamız güncellenecek mi? İşaret edilen o doğa ile iç içe, alternatif turizm başlıklarındaki zenginliğimizin ne kadar farkındayız? Buna dair hazırlıklarımız ve tanıtım ayaklarımız aktif mi? Anlayacağınız, ‘yapılmalı’ listemiz uzun, ama yapılanlar ne, konu da sorun da bu! Mesela onca Mavi Bayraklı plaj arasında bizden tek bir adresin bile olamayışını açıklar mıyız?” Tamer Yazar