Türkiye’deki geçici koruma altındaki kayıtlı Suriyeli sayısı, Haziran 2020 tibariyle, bir önceki aya göre 5 bin 866 kişi artarak toplam 3 milyon 585 bin 198 kişi olarak açıklandı. Peki, mevcut rakamlar içinde 433 bin 156 Suriyeli sığınmacı ile bir arada yaşayan Hatay, bu kalabalığı, kentin bir köşesinde, kendi yorgun ve yoksul şartları içinde yaşamaya bırakmak yerine, kent dinamikleri içinde kullanamaz mı? Önerimiz mi?
Suriye’de 2011’de başlayan rejim karşıtı gösterilerin, taraflar arasında çatışmalara ve ardından halen devam edegelen bir iç savaşa dönüşmesi, yaşanan zorunlu bir göçü gündeme taşımış, ardından da Hatay ve diğer illerde kalabalıklaşan sığınmacı gerçeğiyle Türkiye’yi yüzyüze bırakmıştı.
“Türkiye’deki Suriyeliler, Toplumsal Kabul ve Uyum” adlı çalışması ile Hatay’ı da içine alan tespitlerde bulunan ve eldeki gerçeğin “geçici değil kalıcı”, üstelik sadece bugünün değil önümüzdeki on yılların konusu olduğunu ifade eden isim ise Hacettepe Üniversitesi Öğretim Üyesi, Hacettepe Üniversitesi Göç ve Siyaset Araştırmaları Merkezi (HUGO) Kurucusu ve Müdürü Doç. Dr. M. Murat Erdoğan olmuştu.
Bugün bu gerçeğin ‘uyum’ başlığında sınıfta kaldığının altı sürekli çizilse de, rakamlardaki değişim sürüyor. İstanbul Merkezli Mülteciler Derneği’nin İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi verilerine göre hazırladığı son tabloda Hatay da yer alıyor.
Eldeki tablo ve rakamlar adına, ara başlıklar halinde ilerleyelim…
-KADIN VE ÇOCUKLAR-
Göç İdaresi’nin yayınladığı yaş aralığı tablosuna göre; Suriyeli erkekler, toplam Suriyeli sayısının %53,8’ini oluşturuyor. Suriyeli kadınların oranı ise %46,2. 10 yaşın altındaki Suriyelilerin sayısı, 1 milyon 41 bin 562 kişi (%29). Tabloya göre, Suriyeli erkeklerin sayısı, Suriyeli kadınların sayısından 276 bin 764 kişi fazla. Erkek-Kadın sayısı arasındaki en büyük fark, 72 bin 872 kişi ile 19-24 yaş aralığında. Yaş sayısı artıkça bu fark azalıyor. 55 üzeri yaş aralıklarında kadınların sayısının erkeklerden daha fazla olduğu görülüyor.
-GENÇ NÜFUS ORANI-
Genç nüfus olarak tanımlanan 15-24 yaş aralığında 750 bin 757 kişi bulunuyor. Suriyeli genç nüfusun toplam Suriyeli sayısındaki oranı %20,9. TÜİK’in 31 Aralık 2019 tarihinde açıkladığı verilere göre, Türkiye’nin genç nüfusunun sayısı 12 milyon 955 bin 672. Bu sayının toplam nüfusa oranı ise %15,5.
Bu arada, yaş tablosuna göre kayıtlı Suriyelilerin yaş ortalaması 22,6. Türkiye nüfusunun 31 Aralık 2019 verilerine göre yaş ortalaması ise 32,4.
-KAMPLARDA-
11 Haziran 2020 tarihi itibariyle geçici barınma merkezlerinde kalan Suriyelilerin sayısı 63 bin 2 kişi olarak açıklandı. Bu sayı, geçen ay (Mayıs 2020) 63 bin 346 kişi, 2019’un başında 143 bin 558 kişi, 2018’in başında ise 228 bin 251 kişiydi. Suriyelilerin yalnızca %1,75’i kamplarda yaşıyor.
-ŞEHİRLERDE-
11 Haziran 2020 tarihi itibariyle şehirlerde yaşayan Suriyeli sayısı 3 milyon 522 bin 196 kişi olarak açıklandı. Şehirlerde yaşayan Suriyeli sayısı geçen aya göre 6 bin 210 kişi arttı. Suriyelilerin %98,25’i şehirlerde yaşıyor. Suriyelilerin hangi şehirde yaşayacağına Göç İdaresi karar vermektedir. İstanbul başta olmak üzere, bazı büyük şehirler Suriyeli alımına kapalıdır. Bu illerden biri de Hatay’dır.
-İLLERE GÖRE-
Göç İdaresi’nin 11 Haziran 2020 tarihli verilerine göre, en çok Suriyelinin yaşadığı 30 şehir ve bu şehirlerdeki Suriyeli yoğunluğunda, Hatay, 433 bin 156 sığınmacı sayısıyla üçüncü sırada yer almaktadır. En çok Suriyeli barındıran şehir 499 bin 61 kişi ile İstanbul olurken, Suriyelilerin en az olduğu şehir ise 24 kişi ile Bayburt. Bayburt’u, 37 kişi ile Artvin, 42 kişi ile Tunceli takip ediyor.
-EN YOĞUN İLLER-
Suriyelilerin, yerli nüfusa oranla en yoğun yaşadığı il %75,9 ile Kilis. Kilis’te kayıtlı olan Suriyeli sayısı, bir önceki aya göre 202 kişi azaldı. Suriyeli sayısının en fazla olduğu İstanbul’da ise bir önceki aya göre 2 bin 264 kişi arttı.
-EN SEYREK İLLER-
Suriyelilerin Türk nüfusuna oranla yoğunluğunun en az olduğu şehir ise, %0,02 oran ile Artvin. Artvin’de 170 bin 875 Türk Vatandaşına karşılık yalnızca 37 Suriyeli bulunuyor. En az Suriyeli ise 24 kişi ile Bayburt şehrinde. Türkiye’de Suriyelilerin olmadığı bir şehir ise bulunmuyor.
Geçici koruma altına alınan kayıtlı Suriyelilerin Türk nüfusuna oranı ise ülke genelinde %4,3. TÜİK tarafından Türkiye’nin nüfusu son olarak 83 milyon 154 bin 997 olarak açıklandı. (31 Aralık 2019 tarihine göre)
-VATANDAŞLIK-
Suriyeli sığınmacılar başlığında en fazla tartışılan ara başlıklardan biri de, vatandaşlık verilen Suriyeliler.Bu konuda yeni bir bilgi olmamakla beraber, 30 Aralık 2019 tarihi itibariyle İçişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, Türk vatandaşlığı verilen Suriyeli sayısı 110 bin olarak açıklandı. Bu kişilerin 53 bini yetişkin, 57 bini ise çocuklardan oluşuyor.
-DÖNENLER-
İçişleri Bakanlığı tarafından 5 Mayıs 2020 tarihinde yapılan açıklamada, ülkesine dönen Suriyeli sayısının 402 bı̇n 11 olduğunu belirtildi. Süreci yöneten Ankara’nın “dönüşleri teşvik” için Suriye’deki güvenli bölgelerde yerleşim alanları kurma stratejisi ise bu yöndeki hareketi arttırma yönünde. Ancak şu ana kadar istenen rakamlara ulaşılamadığının da altı çiziliyor.
-EKONOMİ-
Şikayet konusu yapılsa da, kayıt dışı ekonominin çarkları arasında hala çok sayıda sığınmacı bulunuyor. Ancak buna rağmen kayıt altında çalışanların sayısı da dikkat çekici. Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından bu konuda verilen son bilgi, 31 Mart 2019 tarihli. Yapılan açıklamaya göre, Türkiye’de çalışma izni verilen Suriyeli sayısı, 31 bin 185 kişi. Ticaret Bakanlığı tarafından yapılan benzer bir açıklama yine eski bir tarihe dayanıyor. Açıklamaya göre, 26 Şubat 2019 tarihi itibarıyla en az bir ortağı Suriye uyruklu olan şirket sayısı, 15 bin 159.
-BİR ÖNERİ!-
Mülteciler Derneği verilerinden biraz uzaklaşıp, Antakya özelinde, Hatay’da duralım ve şunu soralım… Mevcut rakamlar içinde 433 bin 156 Suriyeli sığınmacı ile bir arada yaşayan bir kent, bu kalabalığı, kentin bir köşesinde, kendi yorgun ve yoksul şartları içinde yaşamaya bırakmak yerine, kent dinamikleri içinde kullanamaz mı? Hatta uluslararası Gastronomi kimliğini, küresel marka değeri adına, bu kalabalıkla zenginleştiremez mi? Kısır Partisi yapılan UNESCO etiketli Gastronomi Evi’ni, sığınmacıların kendilerini anlatabilecekleri bir “kültür alışverişi” şölenine çevirmez mi? Bunu da, yabancı basın organları eliyle, ‘dünya kenti’ ve ‘bir arada yaşama kültürü’ başlıklarında servis edemez mi?
Neler yapmadığımız net! Ama yapabileceklerimiz de! O zaman, biraz durup da düşünme ve eldeki kalabalığı, kent dinamiklerine enerji katmak için kullanma vakti! Tamer Yazar