Bir tescilin hikayesi…
Giresun’dan Ankara’ya, İstanbul’dan Kastamonu’ya… Yurdun dört bir yanında, her biri kendine özgü hazırlanış ve pişiriliş standardı olan simit çeşitleri var. Ve herkese göre en güzeli, kendi şehrinin simidi… Peki, Antakya Simidi! 2019 Kasım ayında HESOB’a iletilen fikrin takibindeyiz!
Rize’ye gidenler bilir, kentin simidini. Lazlar, ona ‘Kerkeli’ diyor. Hatay’ın komşu ili Osmaniye ise, adıyla anılan ve özel biçimde pişirilen simidiyle tanınıyor. Kent merkezinde yedi-sekiz fırın, aynı Antakya’da olduğu gibi, sadece o kente özel simidi üretiyor. Peki, Kırklareli’nde yıllardır yapılıp tezgâhlarda tüketiciye sunulan Kırklareli simidine ne demeli? Ya da İzmir’in ‘gevrek’ dediğine… Peki ya Samsun ve Trabzon’da üretilene!
-TESCİLLİ!-
Eldeki kalabalığın tescilinde duran kentlerin sayısı çok fazla değil. Ancak her şehrin bir simit hikayesi olduğu gibi, Antakya’nın da var ve kent insanı, o tescilde durup soruyor… “Antakya Simidi ne zaman tescillenir?” Soruyu gündeme taşıyan son isim, Antakya Kültürel Mirası Koruma Derneği Başkanı Kenan Yurttagül oldu. Konuya ilişkin olarak Hatay Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği (HESOB) Başkanı Kadir Teksöz ile bir görüşme gerçekleştiren Yurttagül, bu konudaki takibin ve tescilin önemi ile sürecin sonuçlandırılması üzerine bir görüşme gerçekleştirmiş, konu da, Antakya Kültürel Mirası Koruma Derneği’nden Hatay Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği’ne geçmişti.
Aradan geçen aylar içinde, Hatay Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği’nden konuya ilişkin hangi adımların atıldığı ya da Antakya Simidi için tescil başvurusunun yapılıp yapılmadığı bilinmiyor.
-LİSTE-
Antakya Simidi için ne yapıldığı konusu ‘cevapsızlığını’ korurken, Türk Patent ve Marka Kurumu (TÜRKPATENT) tarafından 1 Temmuz’da yayınlanan Resmi Bülten ile beraber, ‘Coğrafi İşaret’ yolculuğuna çıkan kentler ve yeni yöreselleri kamuoyu ile paylaşıldı. Bunlar; Kastamonu / Devrekani Cırık Tatlısı, Sivas / Divriği Pilavı / Alatlı Pilavı, Sivas / Yenihan Bebekleri, Kırklareli Beyaz Peyniri, Bartın Kabak Burma Tatlısı / Bartın Kabak Burması, Bartın Beyaz Baklavası, Bartın İncir Dondurma Tatlısı / Bartın İncir Donduması, Bartın Pirinçli Mantısı, Yeşilyurt Kiraz Yaprağı Sarma Köftesi / Yeşilyurt Kiraz Yaprağı Sarması, Samsun / Çarşamba Sekiz Köşe Kasketi / Çarşamba Kasketi, Samsun / Yumurta Topuk Çarşamba Ayakkabısı / Çarşamba Ayakkabısı, Burdur / Dirmil Sipsisi, Ankara / Kalecik Ekmeği, Ankara / Kalecik Çöreği olarak sıralandı.
-AŞK!-
Coğrafi İşaret’in Anadolu kalabalığında dururken, 2019 Kasım ayında bir araya geldiğimiz Antakya Kültürel Mirası Koruma Derneği Başkanı Kenan Yurttagül’e, sürecin henüz ilk aşamasında sormuş ve durumu netleştirmesini istemiştik. Yurttagül’ün, “Antakya özelinde, uzun zamandır, simidin yöresel değeri ve marka kimliği üzerinde duruyoruz. Antakya Kültürel Mirası Koruma Derneği olarak, siz de bu konuda önemli bir adım attınız ve konuyu, Hatay esnafının en tepe noktasına, Hatay Esnaf ve Sanatkârlar Odaları Birliği’ne (HESOB) taşıdınız. Peki, hikâyede neredeyiz?” sorusuna verdiği cevap ise şu olmuştu:
“Dernek olarak, projeyi düşündük. Bu konuda, Mustafa Kemal Üniversitesi Gıda Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yahya Kemal Avşar Hocamızla da durumu konuştuk, ki coğrafi işaretlemeleri hem Hatay’da, hem Türkiye’de takip eden, alan bir kişidir kendisi. Dediğim gibi, durumu değerlendirdik ve ardından konuyu HESOB’a taşıdık, projemizi paylaştık. Onların verdiği desteğin ardından, bu konuda bir toplantı daha yaptık. Fırıncılar Odası Başkanı, bir ekmek fırını sahibi, Antakya Ticaret ve Sanayi Odası’ndan bir yetkili ve bizler, bir arada, neler olabileceğine dair fikir teatisinde bulunduk. Toplantı sonunda, HESOB, ‘Biz bunu yaparız’ dedi. Biz de, konuyu gündeme taşıyan taraf olarak, ‘olur’ dedik ve hatta bundan sonraki süreçte gereken her türlü desteği vereceğimizi de belirttik.
Şu aşamada, HESOB’un çalışmalarını izliyoruz. Neler yapıyorlar, ne aşamadalar gibi… Bu, ‘yapıp yapamayacaklarını sorgulamak’ asla değil, ama sürece dahil olan bir Dernek olarak, yapılması gerekenlerin takipçisi olacağız. Niye? Çünkü bunun çok önemli bir proje olduğunu düşünüyoruz. Her ne kadar, Doğu Akdeniz Kalkınma Ajansı (DOĞAKA), sadece ‘ticari bir ürün haline gelebilecek’ ya da bu anlamda ‘satılabilecek’ olanları ‘coğrafi işaret’ almaya değer olarak görse de, Coğrafi İşaretleme Yönetmeliği bu konuda farklı bir dil kullanıyor ve ‘ürün bazlı’ olarak da, o bölgenin ve yörenin tanıtılmasına odaklanıyor. O anlamda umuyoruz ki, HESOB, gerekli girişimleri yapar ve bizlerin de vereceği katkıyla, Antakya Simidi’ni istenen yere, noktaya taşırız.” -Tamer Yazar-