Antakya’dan Defne’ye, halk otobüslerinde maske şartı uygulansa da, oluşan kalabalıklar “sosyal mesafeyi” sıfırlıyor, yetersiz havalandırma ise ortamı “daha riskli” bir hale getiriyor. Peki, pencerelerin de kapanacağı kış döneminde nasıl olacak?
Dünya Sağlık Örgütü (WHO), koronavirüs salgınının, virüsü taşıdıklarından haberdar olmayan 20 ila 40 yaş arasındakiler tarafından yayıldığı ve bunun da riskli gruplar için tehlike oluşturduğu yönünde uyarıda bulundu. WHO’dan Salı günü yapılan açıklamada, tespit edilen vaka sayılarında gençlerin oranının küresel çapta büyük ölçüde arttığına dikkat çekildi. Örgütün açıklamasına göre, bu durum, ileri yaştakileri ve başka hastalığı olanları, özellikle nüfusun yoğun olduğu ve sağlık hizmetlerinin yetersiz kaldığı bölgelerde ciddi risk altına sokuyor.
-BİZDEKİ DURUM!-
Mevcut uyarıların Hatay adresinde duranlar ise eldeki en net örneğin Antakya ve Defne’deki toplu taşıma olduğunu söylerken, herkesin maskeli olduğu şu dönemde, kalabalıklar yüzünden sosyal mesafenin neredeyse sıfırlandığına işaret ettiler, yaklaşan kış mevsimi için uyarmayı da ihmal etmediler.
Hatay Valisi’nin yönetim ve koordinasyonunda kent genelinde dün gerçekleştirilen kapsamlı koronavirüs denetimine işaret edenlerse, dikkat çekici başka bir noktada dururken, uyarılarını paylaştılar.
H.K. >> Düşünün, halk otobüsündesiniz. Herkes maskeli (!)… Öyle kabul edelim, ki değil! Çünkü içeride o maskeyi çenesinin altına indiren çok kişi var. İstediğimiz bir durum değil, ama cehaletle savaşamıyorsunuz. Şoförler ise kimi zaman, elde maske ile otobüse binenlere açık açık göz yumuyor ya da kavga çıkmasından çekiniyor. Ama bu durum da hepimizin hayatını riske ediyor. Merak ettiğim, kışın nasıl olacak? Hadi şimdi pencereler açık ve içerideki hava temizleniyor. Bu kalabalıkla, kışın nasıl olacak? O havasızlıkta, sosyal mesafesizlikte nasıl olacak? Bir düşünsünler!
G.M. >> Bir yerde okumuştum. Fatih Sultan Mehmet, bazen resmi olarak, bazen de tebdili kıyafet ederek esnafı sık sık dolaşıp, devletin koyduğu kanunlara uyulup uyulmadığı kontrol edermiş. Birinci Abdülhamid de öyle. Bizimkiler de yapıyor ama… Mesela dünkü denetimler! Ankara ‘denetim yapacağız’ diye bağırıyor, Valilik ‘geliyorum’ diyor. Sonra da herkes ‘işler yolunda’ diye poz veriyor. Bu mudur denetim? Habersiz yapın baklalım o denetimi, ne çıkacak? Ne çıkacağı belli! O yüzden yapmazlar! -Tamer Yazar-