Bugün yeni adli yıl başlıyor. 20 Temmuzda başlayan adli tatil dün itibariyle sona erdi ve 2020-2021 yeni adli yılı bugünden itibaren başlamış oldu.
Özellikle demokrasi ile yönetilen ülkelerde, yargı bağımsızlığının vazgeçilmez bir ilke olduğu hatırdan uzak tutulmamalıdır.
Bu nedenlerle yeni adli yılın ülkemize yargı bağımsızlığını da getirecek uygulamaların yapıldığı bir yıl olmasını diliyor ve bekliyoruz.
Geçtiğimiz yıllarda bazı uygulamaların ve alınan kararların, söylenen sözlerin, yargı bağımsızlığını önemli ölçüde zedelediği ve yargıya olan güvenin giderek azalmaya başladığı kamuoyu yoklamalarından anlaşılmaktadır.
Ülkemizde yargının bağımsız ve tarafsız olması gerektiği yolunda söylemlerde bulunulmakta, yargısı bağımsız olmayan bir ülkede demokrasinin tüm kurum ve kuralları ile yaşamda olduğundan bahsetmenin mümkün olamayacağı yolunda açıklamalarda bulunulmaktadır.
Bunu böylece belirtmekte sayılamayacak kadar çok yararlar vardır.
Ancak bir gerçekte vardır ki, Anayasamızda açıkça yerini almış bulunan kuvvetler ayrılığı ilkesinin zaman zaman ihlal edildiği ve bu ilkelerin tek elde birleşmiş gibi bir görünüm arz eden uygulamaların yapılmak istendiğini de hatırdan uzak tutmamak gerekir.
Yüksek mahkemelerin kararlarına uyulmaması, Avrupa insan hakları mahkemesinin vermiş olduğu kararlara karşı takınılan tavır ve söylenen sözler, yargı bağımsızlığını zedeleyici nitelikte olarak görülmektedir.
Bunlara ek olarakta düşünce ve düşünceyi açıklama özgürlükleri çerçevesinde tutum ve davranış içerisinde olanların karşı karşıya kaldıkları muamelelerde gösterilecek olumsuzlukların bazı örnekleridir.
Yürürlükte olan anayasamız kuvvetler ayrılığı ilkesini benimsemiştir. Buna göre yasama, yürütme ve yargı organları tamamen birbirinden ayrı olarak görevlerini yapacaklardır.
Bağımsız yargıya hiçbir makam tarafından talimat verilemez. İstek dahi bulunulamaz.
Yargı kararları tartışmasız olarak aynen yerine getirilir.
Anayasamızda bu doğrultuda hükümler varken, uygulamada ne yazık ki buna tam anlamıyla uyulduğunu söylemek mümkün değildir.
Özellikle parlamenter sistemin etkisiz hale geldiğinden yakınmaların olduğu bir dönemde, yargı bağımsızlığın zedelendiği ve yargıya olan güvenin de giderek azaldığı doğrultusunda şikâyetlerde giderek artan boyuta ulaşmaktadır.
Yargıya güvenin olmadığı bir ülkede, demokrasinin tüm kurum ve kuralları ile var olduğundan söz etmeninde mümkün olamayacağı yetkili bilim adamları tarafından söylenmekte ve uyarılarda bulunulmaktadır.
İşte böylesi bir ortam içerisinde 2020- 2021 yeni adli yılını idrak ediyoruz.
Temennimiz yeni yargı yılında, yargıya olan güvenin giderek arttırıldığını, yargı bağımsızlığı ile ilgili şikâyetlerin azaldığını, sav-savunma- karar üçlüsünün uyum içerisinde çalışması için gereken ortamın yaratılmış olduğunu görmeyi umut ediyoruz.
Bu duygu ve beklentilerle yeni yargı yılının ülkemize, demokrasimize ve hukuk camiasına hayırlı olmasını diliyoruz…
YORUMLAR